Hayatımda okuduğum en güzek kitaplardan biri.Yusuf ile Züleyha ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi..
Okuduğumuz klasik aşk hikayelerinden çok daha farklı. Kitabı okunur kılan noktada tam bu aslında.
http://tuvaleetkagidi.blogspot.com/2012/08/nazan-bekirogluyusuf-ile-zuleyha.html
Yusuf ile Zuleyha Hikayesini hiç bu denli şiirsel ve estetik işleyen bir yapıta rastlamamıştım. Zevkle okudum , hatta bazı bölümlerin tadını hazmetmek, özümsemek ve hissetmek amacıyla geri dönüp dönüp tekrar okudum:))
Bayıldım.. Aşık oldum.. Bir kez dahi kalbimin derinindeki ilahi nefesi hissettim. Gerçekten imrenilesi bir aşk Züleyha ve Hz. Yusuf'un aşkı ve ibret alınası bir hayat. Beklediğimden bin kat daha mükemmel çıktı .. Gerçekten takdirlik. Hepiniz Nazan hanımın kalemi ve Yuzuf ile Züleyhayla tanışmalı
Açıkcası kitabın başında fazlasıyla sıkılmıştım. Çünkü hitabı hoşuma gitmemişti. Ama okudukça kelimeler daha fazla anlam kazandı ve okuduğumdan da bir şey anladım :))
Neden böyle söyledim, çünkü Yusuf ile Züleyha sanırım Nazan Bekiroğlu'nun ilk kitaplarından. Bu sebeple de yazış biçimi hiç hoşuma gitmemişti, çok fazla cümle bozukluğu var diye düşünmüştüm. İnat edince devam okuyup bitirdim, iyi ki de okumuşum =) Başları sizi her ne kadar sıksa da ilerleyen sayfalarda elinizden bırakmak istemiyorsunuz..
Kuyulardan aydınlığa çıkaran bir eser… Aşk olmayı aşık olmaktan yekta kılan bir eser…
bir yusuf romanı...
bir kıssa ancak böyle anlatılabilir...
nazan bekiroğlu bu işin erbabı şahsıma...
Yusuf ile Züleyha hakkında şimdiye kadar anlatılanları bir kenara koyun ve Nazan Bekiroğlu'nun şiirselliğine bulanmış öyküsünü dinleyin...
okuyun kesinlikle .pişman olmayacaksınız.yusuf ile züleyhanın hikayesi, şahit olan herkesin dilinden anlatılmış kuyu dile gelmiş, ayna dile gelimiş.ama aşk görünenin ötesini görmekmiş.beni bile şair yaptı kitap :))))
kitaptan alıntı;
kalbinin bir köşesi kedere dokunan hiçbir hikâye nedensiz yazılmıyor.
ırmaklar kendi derinliklerinde boğulurken çöller kendi susuzluklarında kavrulmaktadır.
nerede ki devlet ve muhabbet var, nerede ki hal var makam var, orada kıskançlık vardır.
hüznünü Rabbine şikâyet etti de Rabbinden hiç şikâyet etmedi.
ateşe düşmeyen yanmayı nereden bilsin?
Sen tutmazsan elimden şüphesiz meyledenlerden olurum.
Rabbim, dedi, Yusuf, Sen bana, kendi isteğimin dışında şu iklimde ve şu odada bulunduğum şu anda, Züleyha'yı istememeyi isteyebilmeyi nasib et. katından bir esirgeme ver. değil mi ki isteğe yaklaşınca, istememeyi istemek artık imkânsızlaşır. bu yüzden değil mi Rabbim, senden gelen yasaklar ''yapma'' ile değil ''yaklaşma'' emri ile başlar. yaklaşırsam eğer şu içimdeki doğal olan akışla Züleyha'nın ırmağına, yaklaştıktan sonra ''yapmam'' diyemem. üstelik yaklaşırsam eğer yapmamayı da artık dua edemem. daha kolay olan ''yapma'' değil ''yaklaşma''.
benim tedbirim senin takdirinden küçüktür.
bir dilenciydi bu. elinde âsâ, sırtında yırtık bir hırka vardı. gözlerinde, düşenin dostu olandan başkasına güvenmemenin emniyeti.
rüya uykuda olanın uyanıklığı, sırra giden yolun başlangıcı. mana âleminden gelen bir nâme, hakikatin hayalden gelen resmi. asıl ne ise rüya onun tevili. rüya peygamber ilmi.
içine düştüğü yangının ateşten denizini mumdan gemileriyle geçen, bir kez bulmak için tümden yitiren, bir kez toplanmak için bir ömür dağılan, yağmalanan Züleyha.
Rabbim, dedi, senden artık beni bu dünyaya, salt bu dünyaya bağlanacak olan şeyi istemiyorum. bana öyle bir kalp ver ki senin yakınlığını istemekten başka hiçbir isteği içinde barındırmasın. öyle bir ışık bırak ki kalbime, bir daha onu söndürmek mümkün olmasın. öylesine aslolanı göster bana, öyle ki surette aklım bile kalmasın.
kalbin titreşimi parmak uçlarının titreşimine uyduğunda ortaya çıkan sözün hükmü var.
soğuk bir kış akşamında elinizde kahveniz cam kenarında bir çırpıda okuyup hayallere dalabileceğiniz bir kitap....
Normalde özellikle alıp okuyacağım bir kitap olmamasına rağmen çok beğenerek okudum. Gerçekten çok hoştu :)
Okurken böyle bilindik bir hikayenin tekrardan kaleme alınması ilkin beni sıkmıştı lakin yazarın kaleminden dökülen o satırlar kafamı başka yöne çevirmemi engellemeye yetti. Ben Yusuf'un hikayesini biliyordum da , Yusuf ile Züleyha'nın hikayesinden bihabermişim. Aşk kavramı o kadar güzel işlenmiş ki ; okudukça merakımı deşen bir sevgiyle sarıldım kitaba.
Şiirsel muazzam bir anlatım. Nazım tadında nesir. Kuran ayetlerine sadık kalınarak yazılmış bir kitap.
Yazar kesinlikle muhteşem bir edebî ruha sahip. Her cümlesini hayran kalarak okudum..
Züleyha'nın aşkı, Yusuf'un sabrı, Yusuf'un güzelliği, özenle seçilmiş kelimeler, Züleyha'nın Yusuf'a yazdığı hitaptan öteye geçemeyen bir adet mektup.. Bu kitabı hazmetmek için beyne değil, hassas bir yüreğe sahip olmak yeterlidir sanırım.
"sevmek en fazla neyi sevdiğini fark etmek demektir ve seven biraz da neyi sevdiğini bilendir. her aşk o'na çıkar sonunda, o'ndan başkasını sevmek imkansız gibidir. seven neyi sevdiğini bilse de bu böyledir, bilmese de bu böyledir." Nazan bekiroğlu
Fevkaladenin fevkinde. Yusuf ile Züleyha'nın hikayesini bilenler, bir de Nazan Bekiroğlu'ndan okumalı, dinlemeli...