Bir ailenin yüzyıllık yalnızlığını 450 sayfada okuduğunuz için büyük bir tempoda ilerliyor kitap. ancak hiçbir karakter üstünkörü geçilmemiş, hepsinin kendi hikayesinden ayrı bir roman çıkacak kadar etkileyici karakterler üstelik.
Büyülü gerçekçilik her zaman beğendiğim bir tür olmuştur, GABO'nunsa bu türün en başarılı temsilcilerinden olduğu açık. Fantastik öğelerin yanında benim en çok etkilendiğim zamanın döngüselliği vurgusu(özellikle karakterlere verilen isimlere göre ortaya çıkan yaşanacakların benzerliği) ve aile üyelerinin yalnızlıklarına gömülürken bir eylemi sürekli tekrarlamaya başlamasıydı(Ursula'nın yapboz teorisi).
çok değerli ancak emek isteyen bir kitap.
Not 1: Kitabın arka kapağında belirtildiği üzere yazar yaşanmamış hiçbir şeyin yazılmadığını söylüyor bu kitapta. Bunun ile ilgili bir röportajına denk geldim GGM'nin; güzel Remedios'un cennete uçmasına ilham veren olayı anlatıyordu, köylerindeki bir kadın torununun bir adamla kaçmasını kabullenemiyor ve herkese kızın birdenbire cennete uçtuğunu anlatırken bir süre sonra buna kendisi de inanıyor. Yani evet yazar yaşanılmamış hiçbir şey anlatmamış ancak farklı bir boyutta sunmuş bunları bize.
Not 2: Birçok kişi isim benzerlikleri nedeniyle zorlandığını söylemiş veya kitabı bu noktada eleştirmiş. Ancak aynı isimlerin sürekli tekrarlanması alametifarikası kitabın, yazar bunu bilinçli olarak ve bir amaç ile yapmış. Yeni okuyacaklar bu noktaya takılmasın, hem kitabın başındaki soy ağacını hem de olay örgüsünü iyi takip ederseniz gayet anlaşılır oluyor isimler.