'Yaşam yarıda kalmış bir tümcedir.'
Sefiller romanı ilk kez 1861'de yayımlanmıştır. Aradan geçen yaklaşık yüz elli yıl boyunca giderek artan bir ilgi görerek klasikleşmiş, belki de dünyanın bütün dillerine çevrilmiş, defalarca basılmış, ayrıca birkaç kez de filme alınmıştır. Roman, döneminin Fransa'sının sosyal, ekonomik, siyasi hatta hukuki yapısını irdelemektedir.
Romanın kahramanı Jean Valjean, çaldığı bir somun ekmekten dolayı kürek mahkumu olmuş; on dokuz yıl sonra, özgür kalınca, tüm inançlarını yitirmiş, topluma karşı öfkeli, kin dolu biri olarak yaşamını sürdürmek zorunda kalmıştır. Karşılaştığı bir piskopostan etkilenerek her şeye rağmen, iyiliksever, yüce gönüllü, erdemli biri olmayı seçmiştir. Polis müfettişi Javert, onu sürekli olarak adım adım izlemektedir. Sık sık kimlik, yer değiştirir. Öyle ki başka isimde belediye başkanı bile olur. Bu arada bütün sevgisini, aile özlemini evlatlığı Cosette'de giderir.
Roman, yazarın yaşam felsefesinin olay örgüleriyle açıklandığı sürükleyici bir eserdir. Okurken çok etkileneceğiniz bu dev yapıtı beğeninize sunuyoruz.
'Yaşam yarıda kalmış bir tümcedir.'
Sefiller romanı ilk kez 1861'de yayımlanmıştır. Aradan geçen yaklaşık yüz elli yıl boyunca giderek artan bir ilgi görerek klasikleşmiş, belki de dünyanın bütün dillerine çevrilmiş, defalarca basılmı... tümünü göster
Ruh-eşimi nasıl tanıyacağım?
Wicca, Bridaya Riske girerek dedi. Başarısız¬lık, hayal kırıklığı risklerini göze alacaksın, ama aşk arayışından hiç vazgeçmeyeceksin. Arayışına devam ettiğin sürece sonunda zafere ulaşacaksın.
Brida, güzel bir İrlandalı kızın ve onun bilgiye erişme çabasının öyküsü. Brida, ona korkularının üstesinden gelmeyi öğreten bilge bir erkekle ve dünyanın gizli müziğine ayak uydurarak dans etmeyi öğreten bir kadınla karşılaşır. O iki kişi Bridada Tanrı vergisi bir yetenek olduğunu görür; ama yeteneğini kendisinin bulabilmesi için genç kızı kendi içine doğru bir keşif yolculuğuna yönlendirirler.
Ruh-eşimi nasıl tanıyacağım?
Wicca, Bridaya Riske girerek dedi. Başarısız¬lık, hayal kırıklığı risklerini göze alacaksın, ama aşk arayışından hiç vazgeçmeyeceksin. Arayışına devam ettiğin sürece sonunda zafere ulaşacaksın.
Brida, güzel bir İrlandalı... tümünü göster
Buraya özgeçmişimi yazmak isterdim ama benim özgeçmişim yok. CV'm de yok! Ben dünle değil, daha çok bugün ve yannla ilgilenirim. Çünkü düne bakarsam yaşadığım negatif olayları referans alabilir ve hareket alanımı daraltabilirim. Örneğin mezun olduğum okul en iyisi değilse, en iyi okuldan mezun olan birini benden daha iyi görme gafletine düşebilirim. Oysa ben henüz hiçbir negatifliğe bulaşmayan bugün ve yannla ilgilenirim. Bu beni daima en öne götürür. Çünkü geleceğimi şekillendiren dünün geyiği değil, yarının hayalleridir. Ben bugün en iyisi olduğuma eminim. Yarın da benden daha iyisi olmayacak. Göreceksin! ÖZGELECEK Yıl 2030 İnsanlar artık 5 saat uyuyor. İnsanlar artık sinirlenmiyor. Artık 21.Yüzyılın başlarında tüm dillerde karşılığı bulunan başarısızlık kelimesi sözcüklerde yok. Özgüven artık özel bir vasıf değil. Cinayet, intihar, kavga, savaş yok...ve artık insanlar birbirini seviyor...Yıl 2020 Neredeyse tüm dünyayı saran ve sarsan Kashna Felsefesi büyük bir hızla yayılıyor...Yıl 2010 Dünyanın En Akıllı İnsanı, dünya liderlerine yönelik eğitim programını başlattı...Yıl 2005 Türkiyedeki faaliyetleri devam eden Erdal Demirkıran, dünyaya açılmaya hazırlanıyor...Yıl 2003 Dünyanın En Akıllı İnsanı Özel Okul, Kolej, Dershane, Şirket, Belediye, Siyasi Partiler...gibi kurum ve kuruluşlarda dahi yetiştiriyor...Bugün Erdal Demirkıran hayatı ve kendini alabildiğine seviyor. Dünyayı değiştirmeye çalışıyor...
Buraya özgeçmişimi yazmak isterdim ama benim özgeçmişim yok. CV'm de yok! Ben dünle değil, daha çok bugün ve yannla ilgilenirim. Çünkü düne bakarsam yaşadığım negatif olayları referans alabilir ve hareket alanımı daraltabilirim. Örneğin mezun ol... tümünü göster
Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy...Hamuş derdi Mevlana kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini.. Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradanın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.Mesneviyi şerh edenlerin çoğu bu ölümsüz eserin b harfiyle başladığına dikkat çeker. İlk kelimesi Bişrev!dir. Yani Dinle! Tesadüf mü dersin ismi Suskun olan bir şairin en kıymetli yapıtına Dinle! diye başlaması. Sahi, sessizlik dinlenebilir mi?Bu romanda her bölüm aynı sessiz harfle başlar. Neden? diye sorma, ne olur. Cevabını sen bul. Ve kendine sakla.Çünkü öyle hakikatler var ki bu yollarda, anlatırken bile sır kalmalı.
A. Z. Zahara - Amsterdam, 2007
******
Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy...
Hamuş derdi Mevlana kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini..?
Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradanın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.
******
Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti.... tümünü göster
Olasılıksız, Adam Fawer tarafından yazılmış ve 2005 yılında yayımlanmış bilim kurgu romanıdır. En iyi roman kategorisinin de aralarında olduğu çok sayıda ödül kazanmıştır.
Kitap, David Caine'in bir takım deneysel tedaviler sonucunda kazandığı gelişmiş hesaplama yeteneği sayesinde, tahminlerinin geleceği görmek haline geldiğini anlamasıyla başından geçenleri konu almaktadır. Özet olarak kitabın kahramanı, Pierre-Simon Laplace'in yarattığı bir teori olan Laplace'in Şeytanı haline dönüşmüştür.
******
Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi?Siz hiç Lotoda büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mi yoksa geleceği mi görüyorsunuz?Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, OlasılıkSız tam size göre bir roman..
******
Olasılıksız, Adam Fawer tarafından yazılmış ve 2005 yılında yayımlanmış bilim kurgu romanıdır. En iyi roman kategorisinin de aralarında olduğu çok sayıda ödül kazanmıştır.
Kitap, David Caine'in bir takım deneysel tedaviler sonucunda kazandığı... tümünü göster