2016'da kac kitap okumayi hedefliyorsunuz?
2016'da kac kitap okumayi hedefliyorsunuz?
Adana'da ayaklanmalar olmuştu. Kalabalık, Ermeni mahallesini yağmalamıştı. Altı yıl sonra çok daha büyük çapta olacakların provası gibi bir şeydi. Ama bu bile dehşetti. Yüzlerce ölü. Belki de binlerce. Can çekişen Osmanlı İmparatorluğu ve Beyrut ile Fransa arasında yaşamı sürüklenen İsyan. Doğunun Limanları bu yüzyılın başını, bir insanın trajik tarihinin içinden anlatıyor. Grubun dışında kimsenin, eylemlerimden kuşkulanmadığından emindim. Ancak bir gün, son sayıyı almak için Ballon dAlsace birahanesine gittiğimde, jandarmanın bira kamyonunu sardığını gördüm. Askerler gidip geliyor, gazete tomarlarını taşıyorlardı. Birahane, çınar ağaçları ile çevrili bir meydana bakıyordu ve patron, güzel havalarda dışarıya masalar koyardı. Meydana altı küçük sokaktan çıkılırdı. Gerekli bir önlem olarak, her zaman aynı sokaktan gelmezdim. O gün, birahaneye bir hayli uzak bir sokaktan gitmiş ve neler olup bittiğini zamanında görebilmiştim. Dümdüz yürümeye devam etmiş, önce yavaş, sonra hızlı daha sonra da koşarak yoluma devam etmiştim. İçimde korkudan başka, başarısız olmanın verdiği üzüntüden başka, bir de suçluluk duygusu vardı. Böyle durumlarda bu her zaman hissedilir ama bende hafif bir duygudan öte bir şeydi. Jandarmaların dikkatini çeken ve peşine düştükleri ben miyim, birahanedeki gizli yerin ortaya çıkması benim yüzümden mi diye durmadan düşünüp duruyordum. Neden ben? Çünkü birkaç hafta önce beni endişelendiren ama daha sonra üzerinde durmadığım bir olay olmuştu. Bir öğleden sonra, evden çıktığımda, nöbet tuttuğu açıkça belli olan bir jandarma ile burun buruna geldim; beni görünce allak bullak olmuş, merdivenin altına saklanmaya kalkışmıştı. Önce merak etmiş, dikkatli olmam gerektiğini düşünmüş ama sonra omuzlarımı silkmiş, bu olaydan ne Brunoya ne Bertranda söz etmiştim. Oysa şimdi vicdan azabı çekiyordum. Bu gerçek bir işkenceydi. O gün, birahaneden uzaklaşınca, oturduğum semte yöneldim, Montpellierde adına Yumurta denilen Komedi Alanının yanıbaşına... Ama doğrusu bu muydu? Aslında, üç türlü hareket edebilirdim: hemen yok olabilir, gara gidip ilk trene atlar, yakalanmaktansa bilinmeyen bir yere gidebilirdim. Soğukkanlılıkla odama gider, tehlikeli olabilecek her kâğıdı yok eder, kimse beni ihbar etmeyecek ümidiyle normal yaşamıma dönebilirdim. Bir de orta yol vardı: odama gider, düzene sokar, ihtiyacım olabilecek birkaç parçayı yanıma alır, ev sahibi Madam Berroya arkadaşlarımın beni sayfiyeye davet ettiklerini söyler, bu da aniden yok oluşumla ilgili kuşkuları dağıtmış olurdu. Bu sonuncusunu seçtim. Panik ile güven arası bir duyguyla. Yolda sağa sola sapmış, beni izlemiş olanların işlerini zorlaştırmak istemiştim...
Adana'da ayaklanmalar olmuştu. Kalabalık, Ermeni mahallesini yağmalamıştı. Altı yıl sonra çok daha büyük çapta olacakların provası gibi bir şeydi. Ama bu bile dehşetti. Yüzlerce ölü. Belki de binlerce. Can çekişen Osmanlı İmparatorluğu ve Beyrut... tümünü göster
İngilterenin Cornwall sahillerinde emekliliğin tadını çıkaran Hercule Poirot güzeller güzeli Nick Buckleynin başına gelen bir dizi kazadan kıl payı kurtulduğunu duyunca dedektifliğe tekrar soyunur. Genç kızın arabasının freni boşalmıştır, kayalık yamaçtan aşağı büyük bir kaya parçası tam da yürüdüğü patikaya yuvarlanmıştır, yatağının başucunda asılı ağır tablonun kordonu kopup yatağa düşmüştür.
Bunların üzerine bir de genç kızın şapkasındaki kurşun deliğini fark eden Poirot kıza yardım etmeye karar verir. Acaba olası katili ama- cına ulaşmadan bulabilecek midir, yoksa olayın gerisinde bambaşka gerçekler mi gizlidir?
Gizemin çözümü gerçekten olağanüstü, dâhice!
Times Literary Supplement
İngilterenin Cornwall sahillerinde emekliliğin tadını çıkaran Hercule Poirot güzeller güzeli Nick Buckleynin başına gelen bir dizi kazadan kıl payı kurtulduğunu duyunca dedektifliğe tekrar soyunur. Genç kızın arabasının freni boşalmıştır, kayalık yam... tümünü göster
İngilterenin Cornwall sahillerinde emekliliğin tadını çıkaran Hercule Poirot güzeller güzeli Nick Buckleynin başına gelen bir dizi kazadan kıl payı kurtulduğunu duyunca dedektifliğe tekrar soyunur. Genç kızın arabasının freni boşalmıştır, kayalık yamaçtan aşağı büyük bir kaya parçası tam da yürüdüğü patikaya yuvarlanmıştır, yatağının başucunda asılı ağır tablonun kordonu kopup yatağa düşmüştür.
Bunların üzerine bir de genç kızın şapkasındaki kurşun deliğini fark eden Poirot kıza yardım etmeye karar verir. Acaba olası katili ama- cına ulaşmadan bulabilecek midir, yoksa olayın gerisinde bambaşka gerçekler mi gizlidir?
Gizemin çözümü gerçekten olağanüstü, dâhice!
Times Literary Supplement
İngilterenin Cornwall sahillerinde emekliliğin tadını çıkaran Hercule Poirot güzeller güzeli Nick Buckleynin başına gelen bir dizi kazadan kıl payı kurtulduğunu duyunca dedektifliğe tekrar soyunur. Genç kızın arabasının freni boşalmıştır, kayalık yam... tümünü göster
AslıNurdoğan şu anda kitap okumuyor.