Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişileri, kendi özyaşamlarına dönerler, en sonunda da canlarının istediğini yaparlar. Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. Konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir roman bu. Üstelik oldukça da kısa. Sonuçtan hoşnutum. Bundan önce de en iyi romanım Yüzyıllık Yalnızlık değil de Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı yapıtımdı. Ben öyle sanıyordum; ve bunu da sık sık söyledim. Şimdi de en iyi romanımın Kırmızı Pazartesi (Gronica de Una Muerte Anunciada) olduğunu sanıyorum.
Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişi... tümünü göster
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
Kaderinde Sıradışı Olmak Varsa Sıradan Kalamazsın…
Merhaba, adım August. Size nasıl göründüğümü anlatmayacağım. Aklınıza ne geliyorsa muhtemelen ondan daha kötü görünüyorumdur.
August (Auggie) Pullman yüzünde fiziksel bir bozuklukla doğduğu için, normal bir okula gidemiyordu… şimdiye kadar. Yakında Beecher Ortaokulu'nda beşinci sınıfa başlayacak ve ömrünüzde bir kere bile "yeni çocuk" olduysanız, bunun ne kadar zorlu olduğunu tahmin edebilirsiniz. Dondurma yemek ve Xbox'ında oyun oynamak gibi sıradan şeyleri seven Auggie aslında sadece sıradışı yüzü olan, sıradan bir çocuk. Peki, yeni sınıf arkadaşlarını, görünüşünün ardında kendisinin de onlar gibi olduğuna ikna edebilecek mi?
"Mucize aslında… tam bir mucize. Kendinize bir iyilik yapın ve bu kitabı okuyun; hayatınızı iyileştirecek."
-Nicholas Sparks, New York Times çoksatan yazarı-
New York Halk Kütüphanesi, Okuyup Paylaşma Seçkisi
E.B. White Read Aloud Ödülü
Christopher Ödülü
"Cesaret ve gerçeklerle dolu Mucize, etrafımızı saran güzellikleri fark etmeyi anlatıyor. Auggie Pullman'a âşık olmamak imkânsız."
-Rebecca Stead, Newbery ödüllü yazar-
"İlk kitaplar nadiren bu kadar etkileyicidir; okurların gözünü ve yüreğini açma gücüne sahip, nadide bir hikâye."
-Publishers Weekly-
"Mucize, kocaman yürekli bir kitap… hepimizin nasıl kırılgan, kusurlu ve mükemmel güzellikte varlıklar olduğumuzu gösteriyor."
-Julia Alvarez-
"Unutulmaz bir nezaket, cesaret ve mucizenin hikâyesi."
-Kirkus Reviews-
"Mucize, sevgi, hüzün ve insan yaşamının değeri hakkında çok güzel bir hikâye. Okuduktan sonra daha iyi bir insan olmayı istememek mümkün değil."
-Patricia Reilly Giff, Newbery ödüllü yazar-
(Tanıtım Bülteninden)
Kaderinde Sıradışı Olmak Varsa Sıradan Kalamazsın…
Merhaba, adım August. Size nasıl göründüğümü anlatmayacağım. Aklınıza ne geliyorsa muhtemelen ondan daha kötü görünüyorumdur.
August (Auggie) Pullman yüzünde fiziksel bir bozuklukla doğduğu içi... tümünü göster
"Gücüyle pek çok kalbe güç veren, insanların en yüğce gönüllüsüdür. " Harika bir kitap olduğu aşikar değil mi :)
"Gücüyle pek çok kalbe güç veren, insanların en yüğce gönüllüsüdür. " Harika bir kitap olduğu aşikar değil mi :)
BlackMysterious şu anda kitap okumuyor.