Eşit eğitim hakkı
1924
*
Eşit birey hakkı
1926
*
Eşit seçme seçilme hakkı
1934
*
Kadın erkek eşitliği fıtrata ters
kürtaj olma
sezaryen yaptırma
en az üç doğur
hamileysen sokağa çıkma
kahkaha atma
bankta kızlı erkekli oturma
talibin çıkarsa seçici olma
haddini bil
itaat et
okuma
düşünme
sus!
2015
Eşit eğitim hakkı
1924
*
Eşit birey hakkı
1926
*
Eşit seçme seçilme hakkı
1934
*
Kadın erkek eşitliği fıtrata ters
kürtaj olma
sezaryen yaptırma
en az üç doğur
hamileysen sokağa çıkma
kahkaha atma
bankta kızlı erkekli oturma
talibin ç... tümünü göster
Büyük eserler yaratmış olanların ve uzaktan küçücük gözüken dünyalarında derin sarsıntılar yaşayan sıradan kadınların aşkları ve acıları var bu kitapta. Bu kitabı okuduğunuzda sadece sanat ve bilim dünyasının görünmeyen yüzünü değil, kendinizden bile sakladığınız duyguları bulacaksınız. Beethoven tek bir kadını çok sevdi hayatında. Ona mektuplar yazdı, onun için besteler yaptı. Adını hiç kimseye söylemedi. Kimse bilmedi onun sevdiği kadının adını. Juan Ramon Jimenez, karısı Zenobia'ya âşıktı. Karısı hastalandı, ölüm döşeğine düştü. Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldığını, sırf Zenobia ölmeden öğrenebilsin diye Nobel Komitesi zamanından önce açıkladı. Zenobia öldü sonra. Jimenez bir daha tek satır yazmadı.
Oğul Alexander Dumas, pahalı bir fahişeye âşık olmuştu. Aslında bütün Paris bu veremli genç kadının peşindeydi. O kadın ise sadece Lizst'i sevdi. Onu terk eden tek erkek de Lizst oldu. Oğul Dumas, sevdiği kadın ölünce Kamelyalı Kadın'ı yazdı. Verebileceği en büyük armağanı verdi ona. Dünyanın en ünlü mimarlarından Louis Kahn, bencil ve çirkin bir erkekti. Bir tren istasyonunun tuvaletinde 74 yaşında ölü bulunduğunda, arkasında kendisine âşık üç kadın bıraktı. Oğlu, babası gibi birisini onların neden sevdiklerini merak edip o kadınları tek tek dolaştı.(Tanıtım Bülteninden)
Büyük eserler yaratmış olanların ve uzaktan küçücük gözüken dünyalarında derin sarsıntılar yaşayan sıradan kadınların aşkları ve acıları var bu kitapta. Bu kitabı okuduğunuzda sadece sanat ve bilim dünyasının görünmeyen yüzünü değil, kendinizden bile... tümünü göster
Büyük eserler yaratmış olanların ve uzaktan küçücük gözüken dünyalarında derin sarsıntılar yaşayan sıradan kadınların aşkları ve acıları var bu kitapta. Bu kitabı okuduğunuzda sadece sanat ve bilim dünyasının görünmeyen yüzünü değil, kendinizden bile sakladığınız duyguları bulacaksınız. Beethoven tek bir kadını çok sevdi hayatında. Ona mektuplar yazdı, onun için besteler yaptı. Adını hiç kimseye söylemedi. Kimse bilmedi onun sevdiği kadının adını. Juan Ramon Jimenez, karısı Zenobia'ya âşıktı. Karısı hastalandı, ölüm döşeğine düştü. Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldığını, sırf Zenobia ölmeden öğrenebilsin diye Nobel Komitesi zamanından önce açıkladı. Zenobia öldü sonra. Jimenez bir daha tek satır yazmadı.
Oğul Alexander Dumas, pahalı bir fahişeye âşık olmuştu. Aslında bütün Paris bu veremli genç kadının peşindeydi. O kadın ise sadece Lizst'i sevdi. Onu terk eden tek erkek de Lizst oldu. Oğul Dumas, sevdiği kadın ölünce Kamelyalı Kadın'ı yazdı. Verebileceği en büyük armağanı verdi ona. Dünyanın en ünlü mimarlarından Louis Kahn, bencil ve çirkin bir erkekti. Bir tren istasyonunun tuvaletinde 74 yaşında ölü bulunduğunda, arkasında kendisine âşık üç kadın bıraktı. Oğlu, babası gibi birisini onların neden sevdiklerini merak edip o kadınları tek tek dolaştı.(Tanıtım Bülteninden)
Büyük eserler yaratmış olanların ve uzaktan küçücük gözüken dünyalarında derin sarsıntılar yaşayan sıradan kadınların aşkları ve acıları var bu kitapta. Bu kitabı okuduğunuzda sadece sanat ve bilim dünyasının görünmeyen yüzünü değil, kendinizden bile... tümünü göster
Ahmet Altan (d. 1950,Ankara), Liberal siyasi görüşlere sahip Türk yazar, gazeteci. Ünlü yazar ve eski milletvekili Çetin Altanın oğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat Profesörü ve kendisi de yazar olan Mehmet Altanın ağabeyidir. Orta ve lise öğrenimini çeşitli okullarda dolaşarak tamamladıktan sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesine devam etti, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Yirmi dört yaşında gazeteciliğe başladı. Gece muhabirliğinden, genel yayın müdürlüğüne kadar gazeteciliğin hemen hemen bütün kademelerinde çalıştı. 1987 yılında köşe yazarı oldu, 1990da genel yayın müdürüyken gazeteciliğe ara verdi. Çeşitli televizyon programları hazırladı. Birçok yazısından dolayı yargılandı ve 1995 yılında bir buçuk yıl hapse mahkum edildi. İlk romanı Dört Mevsim Sonbahar 1982de yayınlandı. 1985te yayınlanan ikinci kitabı Sudaki İz, toplatıldı ve müstehcenlikten yargılanarak mahkeme kararıyla yakıldı. Üçüncü romanı Yalnızlığın Özel Tarihi 1991de basıldı. Dördüncü romanı olan Tehlikeli Masallar 1996 Ekiminde yayınlandı ve rekor sayılacak baskı sayısına ulaştı. Deneme kitapları Geceyarısı Şarkıları 1995te, Karanlıkta Sabah Kuşları 1997de basıldı. Ahmet Altanın 1998de yayınlanan romanı Kılıç Yarası Gibi, 1999 yılı Yunus Nadi Roman Ödülü''nü kazandı.
Hürriyet, Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Bunun yanında, doksanlı yılların ortalarında Neşe Düzel ile birlikte Star TVde Kırmızı Koltuk isimli tartışma programını hazırlamış ve sunmuştur. 2008 yılında yayın hayatına başlayan Taraf gazetesinin Alev Er ile birlikte genel yayın yönetmenliğini sürdürmektedir.
Roman:
Dört Mevsim Sonbahar (1982)
Sudaki İz (1985) yılında yayınlandı, toplatıldı ve müstehcenlikten yargılanarak mahkeme kararıyla toplatıldı.
Yalnızlığın Özel Tarihi (1991)
Tehlikeli Masallar (1996) ekim'de yayımlandı ve rekor sayılacak baskı sayısına ulaştı.
Kılıç Yarası Gibi (2001)
İsyan Günlerinde Aşk (2001)
Aldatmak (2002)
Deneme:
Karanlıkta Sabah Kuşları (1997)
Kristal Denizaltı (2001)
Geceyarısı Şarkıları (2001)
İçimizde Bir Yer (2004)
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken (2003)
ÖDÜLLERİ:
1999 Yunus Nadi Roman Armağanı Kılıç Yarası Gibi ile
Ahmet Altan (d. 1950,Ankara), Liberal siyasi görüşlere sahip Türk yazar, gazeteci. Ünlü yazar ve eski milletvekili Çetin Altanın oğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat Profesörü ve kendisi de yazar olan Mehmet Altanın ağabeyidir. Orta ve lise öğrenimini... tümünü göster