İYİ BİR HATIRAT KİTABINDA ÜÇ UNSUR
İyi bir hatırat kitabında üç unsurun olması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti: "Bunun bir anekdotlar yekunu olması değil, sürecin anlatılması... Bir olayı verip o olaydan hüküm çıkarmak değil, süreç içinde iniş çıkışların, çok olaylar yaşanır, bunların iyi anlatılması. İki, sahici olması. Yani selektif olmaması, 12, 15 yıl içerisinde yaşanmış binlerce olayın içinden bazılarını seçip, o da tek taraflı anlatım, test edilmesi mümkün olmayan bir anlatım. Karşı taraf yalanladığı anda çökecek olan bir anlatım. Yani bu devlet kayıtlarında geçen şeyler değil. Dolayısıyla muhatapta sahici olduğu intibasının uyanması lazım. Olayın içinde yer alan kişilerin genel kişilik özellikleriyle onun bağdaşması, aykırı düşmemesi lazım. Üçüncüsü de bu hatıratın gerçekten hatırat olduğu konusunda herkesi inandırması lazım. Yayınlanma zamanlaması, muhtevası, takdimi ile.
ÜÇ UNSUR DA YOK, CİDDİYE ALMIYORUM
Bu üç unsur olmadı mı ben o hatıratı ciddiye almam. Bu hatıratta bu üç unsur da yok. Süreç değil, bir anlatım olarak anekdotlar ve tek taraflı, bir kısmı da gerçeği yansıtmayan anekdotlar, selektif, insanların ruh halinin bütünüyle tek yönde seyretmesi mümkün değil. Zamanlaması itibarıyla da zaten üzerinde konuşulması gereken bir boyutu yok."
İYİ BİR HATIRAT KİTABINDA ÜÇ UNSUR
İyi bir hatırat kitabında üç unsurun olması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti: "Bunun bir anekdotlar yekunu olması değil, sürecin anlatılması... Bir olayı verip o olaydan hüküm çıkarmak değil, sü... tümünü göster
AK Parti'nin kurucu önderlerinden Abdullah Gül'ün başbakan, dışişleri bakanı ve cumhurbaşkanı olarak Türkiye'nin yakın siyasi tarihine damgasını vurduğu 12 yılın hikâyesi...
En başından son gününe kadar Gül'ün başdanışmanlığını yapan Ahmet Sever bu kitapta 12 yılın bilinmeyen, söylenmeyen veya söylenemeyen perde arkası gerçeklerini anlatıyor.
- 27 Nisan muhtıra gecesi konutta neler yaşandı, karşı metin nasıl hazırlandı?
- 1 Mart Tezkeresi kabul edilseydi Türkiye'nin rotasını değiştirecek hangi gelişme olacaktı?
- Gül cumhurbaşkanlığı sırasında en çok neye üzüldü ve kırıldı?
- Cemaat'e yakın mı?
- Gezi Olayları'nı nasıl gördü, neler yaptı?
- Berkin Elvan'ın babasına ne dedi?
- 17/25 Aralık yolsuzluk iddialarına tepkisi ne oldu?
- Hangi olaydan sonra sabrı taştı?
- Pişmanlıkları ve keşkeleri nelerdi?
- Bugüne bakıp hatırladığı çocukluk hatırası neydi?
- Twitter yasağını nasıl deldi?
- Erdoğan ile hangi konularda ayrıştı?
- Bülent Arınç'ı istifadan nasıl vazgeçirdi?
- Hayrünnisa Hanım ne zaman "Artık yeter" dedi?
- Hakan Fidan krizinde ne yaptı?
- Çekilme kararını ne zaman ve neden aldı?
- Hangi ünlü gazeteciyi hapse girmekten kurtardı?
- Suriyeli Ermenileri Türkiye'ye getirmek için hazırlanan gizli plan neydi?
- Erivan'a gitmeye nasıl karar verdi, bu karara kimler karşı çıktı?
(Tanıtım Bülteninden)
AK Parti'nin kurucu önderlerinden Abdullah Gül'ün başbakan, dışişleri bakanı ve cumhurbaşkanı olarak Türkiye'nin yakın siyasi tarihine damgasını vurduğu 12 yılın hikâyesi...
En başından son gününe kadar Gül'ün başdanışmanlığını... tümünü göster
AK Parti'nin kurucu önderlerinden Abdullah Gül'ün başbakan, dışişleri bakanı ve cumhurbaşkanı olarak Türkiye'nin yakın siyasi tarihine damgasını vurduğu 12 yılın hikâyesi...
En başından son gününe kadar Gül'ün başdanışmanlığını yapan Ahmet Sever bu kitapta 12 yılın bilinmeyen, söylenmeyen veya söylenemeyen perde arkası gerçeklerini anlatıyor.
- 27 Nisan muhtıra gecesi konutta neler yaşandı, karşı metin nasıl hazırlandı?
- 1 Mart Tezkeresi kabul edilseydi Türkiye'nin rotasını değiştirecek hangi gelişme olacaktı?
- Gül cumhurbaşkanlığı sırasında en çok neye üzüldü ve kırıldı?
- Cemaat'e yakın mı?
- Gezi Olayları'nı nasıl gördü, neler yaptı?
- Berkin Elvan'ın babasına ne dedi?
- 17/25 Aralık yolsuzluk iddialarına tepkisi ne oldu?
- Hangi olaydan sonra sabrı taştı?
- Pişmanlıkları ve keşkeleri nelerdi?
- Bugüne bakıp hatırladığı çocukluk hatırası neydi?
- Twitter yasağını nasıl deldi?
- Erdoğan ile hangi konularda ayrıştı?
- Bülent Arınç'ı istifadan nasıl vazgeçirdi?
- Hayrünnisa Hanım ne zaman "Artık yeter" dedi?
- Hakan Fidan krizinde ne yaptı?
- Çekilme kararını ne zaman ve neden aldı?
- Hangi ünlü gazeteciyi hapse girmekten kurtardı?
- Suriyeli Ermenileri Türkiye'ye getirmek için hazırlanan gizli plan neydi?
- Erivan'a gitmeye nasıl karar verdi, bu karara kimler karşı çıktı?
(Tanıtım Bülteninden)
AK Parti'nin kurucu önderlerinden Abdullah Gül'ün başbakan, dışişleri bakanı ve cumhurbaşkanı olarak Türkiye'nin yakın siyasi tarihine damgasını vurduğu 12 yılın hikâyesi...
En başından son gününe kadar Gül'ün başdanışmanlığını... tümünü göster
12 Eylül darbesinin öncesi ve o günkü Türkiye’nin panoraması İngiliz arşivlerindeki 2.000 belgeye dayanılarak İngilizlerin gözünden anlatılıyor…
Kahramanmaraş olaylarından sonra Tahran’daki İngiliz Büyükelçiliği’nin endişesi neydi?
Türk polisini eğitmek için Türkiye’ye gelen Scotland Yard polisleri neden apar topar ülkelerine döndüler?
İngiliz diplomatların Güneydoğu izlenimleri ve Talabani-Barzani çatışmalarına yaklaşımları nasıldı?
Özdemir Sabancı neden öldürülmekten korkuyordu?
Kenan Evren’in Ecevit’in adamı olarak değerlendirilmesinin sebebi neydi?
İngilizler darbeyi kimden bekliyordu?
Londra neden “Demirel iktidar olursa Türkiye faşizme gider” diyordu?
Türkiye’nin kurtarılması için öneriler neydi?
Türkiye ikinci İran olabilir miydi?
Tüm bu soruların cevaplarını Jan Devletoğlu, Birleşik Krallık Devlet Arşivleri’nde gizliliği kaldırılan belgelerden araştırdı. Türkiye’yle ilgili 1975-1980 yıllarına ait 2 000 belgeyi inceleyen Jan Devletoğlu, hem adım adım yaklaşan 12 Eylül darbesinin öncesini hem de o günkü Türkiye’nin panoramasını İngilizlerin gözünden anlatıyor.
Arşivlere bakınca İngiliz diplomasisine hayran kalmamak elde değil.
Emperyal çağın kazandırdığı deneyimle olsa gerek, müthiş bir öngörü yeteneği geliştirmişler. Bunca isabetli öngörüyü okuduktan sonra Ankara’daki İngiliz diplomatlarının Londra’nın “Türkiye’de neler oluyor?” sorusunu nasıl yanıtladıklarını merak etmez misiniz? Bizim gizli raporların da 30 yıl sonra açılmasını ve mesela şu İpekçi cinayetinin yazışmalarının ortaya çıkmasını istemez misiniz?
Can Dündar
Jan Devletoğlu’nun Vatan gazetesi için hazırladığı “İngiliz Arşivlerinden 12 Eylül’ün Ayak Sesleri” adlı yazıyı okurken, bu çalışmanın bir kitap olarak basılmayı hak ettiğini düşünmüştüm. Bana ertesi günün sabahını merak ve heyecanla bekleten bu belgeseli bir solukta okumanın ayrıcalık olduğunu şimdi sizler bu kitabın ilk sayfalarından başlayarak hemen fark edeceksiniz.
Araştırma haberciliğinde bir usta olan Jan Devletoğlu’nu yakın tarihimize ışık tutan değerli eserinden ötürü kutluyor, 12 Eylül darbesiyle ilgili bilgi ve belgelere farklı boyuttan zenginlik kazandıran bu çalışmayı değerlendiren Doğan Kitap’a teşekkür ediyorum.
Güngör Mengi
12 Eylül darbesinin öncesi ve o günkü Türkiye’nin panoraması İngiliz arşivlerindeki 2.000 belgeye dayanılarak İngilizlerin gözünden anlatılıyor…
Kahramanmaraş olaylarından sonra Tahran’daki İngiliz Büyükelçiliği’nin endişesi neydi?
Türk polisin... tümünü göster
Afrika'daki paralı askerlerin hakkından geldikten sonra şahit olduğu bir cinayet, Jason Bourne'un bulanık hafızasında kimi anıların uyanmasına yol açar. Özellikle de Bali'deyken kendisine, üzerinde garip birtakım yazılar bulunan, insanların ele geçirmek için cinayetler işlediği bir yüzük ve onu emanet eden genç bir kadın hakkındaki anıların... Bourne yüzüğün sahibini ve neyi simgelediğini bulmak için geçmişi eşelemeye başlar ancak nasıl bir komplonun içinde bulunduğundan habersizdir.
Sürdüğü iz onu, CIA programının kendisinden sonraki en yetenekli mezunuyla karşı karşıya getirir, Leonid Arkadin'le. Bu iki adamın yolu birbiriyle kesişirken, aslında bunun bir tesadüf olmadığı da yavaş yavaş anlaşılmaya başlar. Birileri, hangisinin daha acımasız bir ajan olduğunu bilmek için ülkelerin kaderini değiştirebilecek bir ölüm oyununu başlatmışlardır.
Robert Ludlum'un efsanevi ajanı, hem yedi romanın, hem de sinemada Matt Damon'ın oynadığı, gişe rekorları kıran filmlerin ana karakteri, allak bullak olmuş hafızasıyla mücadele etmekte olan sürüden ayrılmış tehlikeli ajan Jason Bourne, Bourne'un Hedefi'nde, şimdiye dek içine düştüğü açmazların en tehlikelisiyle karşı karşıya kalır. Şiddet dolu geçmişini ortaya çıkarıp onunla yüzleşmediği sürece bir adım bile ileriye gidemeyeceğinin farkına vardıktan sonra aşılması imkânsız gibi görünen engelleri tek tek aşmak için ölümüne bir savaşa girişir.
Afrika'daki paralı askerlerin hakkından geldikten sonra şahit olduğu bir cinayet, Jason Bourne'un bulanık hafızasında kimi anıların uyanmasına yol açar. Özellikle de Bali'deyken kendisine, üzerinde garip birtakım yazılar bulunan, insan... tümünü göster