Max de Winter'la evlenerek görkemli Manderley Malikânesi'ne yerleşen genç ve mütevazı Bayan de Winter'ı rahat, huzurlu bir yuvadan bambaşka bir ortam beklemektedir. Bay de Winter'ın bir yıl önce ölmüş ilk eşi Rebecca'nın anısı, hizmetkârlardan Bayan Danvers tarafından canlı tutulmakta ve çiftin arasında aşılması güç bir engel olarak durmaktadır.
Daphne Du Maurier’nin ünlü romanı Rebecca, 1938 yılında yayımlandığında büyük ses getirdi. Popüler bir aşk hikâyesi olarak sunulan Rebecca’nın çok daha derinlikli, psikolojik bir roman olduğu zaman içinde anlaşıldı ve klasikler arasında yerini aldı. Bu gerilimli hikâye ünlü yönetmen Alfred Hitchcock’un dikkatini çekti ve Rebecca 1940 yılında başrollerini Joan Fontaine ile Laurence Olivier’nin paylaştıkları bir sinema filmine de uyarlanıp büyük başarı kazandı.
"Amansız bir kâbusun etkileyiciliğine sahip..." Boston Herald
"Du Maurier tamamen kendine özgü bir kulvarda." New York Times
Max de Winter'la evlenerek görkemli Manderley Malikânesi'ne yerleşen genç ve mütevazı Bayan de Winter'ı rahat, huzurlu bir yuvadan bambaşka bir ortam beklemektedir. Bay de Winter'ın bir yıl önce ölmüş ilk eşi Rebecca'nın anıs... tümünü göster
Agnes Greyde Anne Brontë, Viktorya dönemi İngilteresinde, bir mürebbiyenin toplumsal sınıflar arasına sıkışmış yaşantısını anlatır. Romancı olan diğer kardeşleri Emily ve Charlottea göre, daha doğrudan ve naif bir üslupla yazan Anne, kendi hayat hikâyesinden sahneleri de malzeme olarak kullanır. Katı bir sınıf sistemine sahip, okuryazarlık oranının düşük olduğu Viktorya döneminde Brontë kardeşler, aldıkları eğitime rağmen mütevazı bir yaşam sürdürmüşlerdi. Romanlarını pastoral yaşam, ilişkilerdeki görünmez kurallar, kaba, doğal ama özgür ruhlar, ahlaki yargılar üzerine kurmuş, yazdıklarıyla toplumlarının dönüşmesine de katkıda bulunmuşlardı. Entelektüel yoğunluk, duygusal açlık ve ahlâki sorumluluk arasında kurulmaya çalışılan dengenin yansıtıldığı Agnes Grey, toplumsal yaşama dâhil olmaya çalışan kadınlar üzerine gerçekçi gözlemleriyle, romantik bir klasiğin ötesine geçmektedir.
Agnes Greyde Anne Brontë, Viktorya dönemi İngilteresinde, bir mürebbiyenin toplumsal sınıflar arasına sıkışmış yaşantısını anlatır. Romancı olan diğer kardeşleri Emily ve Charlottea göre, daha doğrudan ve naif bir üslupla yazan Anne, kendi hayat hikâ... tümünü göster
Ateşten Gömlek, cepheden, romanda anlatılan kişilerle omuz omuza yaşamış birinden gelen bir yapıt. Kurtuluş Savaşının ateşten gömleğinin içinden çıkmış bir roman. Halide Edib Adıvar, her birini yakından tanıdığı roman kişilerini, yani silah arkadaşlarını içtenlikle, çağına ve yaşanan acı olaylara sorumlulukla tanıklık ederek anlatıyor. Bağımsızlık savaşımızı bütün gerçekliği ve canlılığıyla anlatan belki de en önemli roman, Ateşten Gömlek.İhtilal ve isyan günlerinden beri koza, kurt, kelebek devirleri tetkik edilen mahlûkat gibi Sakarya silâh arkadaşlarımın Ateşten Gömlekte birkaç solgun aksini İstanbul, ihtilal ve ordu günlerinden alıp kâğıt üstüne koymaya çalıştım. İstediğim gibi olmadığı için silâh arkadaşlarımdan af dilemek isterdim. Bize onlar ilham ettiler. HALİDE EDİB ADIVAR
Ateşten Gömlek, cepheden, romanda anlatılan kişilerle omuz omuza yaşamış birinden gelen bir yapıt. Kurtuluş Savaşının ateşten gömleğinin içinden çıkmış bir roman. Halide Edib Adıvar, her birini yakından tanıdığı roman kişilerini, yani silah arkadaşla... tümünü göster
18.Yüzyıl Çarlık Rusyasının çalkantılı döneminde geçen roman, orduya katılan taşralı asilzade ile kale komutanının kızı arasındaki aşkı konu alır. Ünlü isyancı Pugaçev'in önderliğinde 1773'te patlak veren köylü ayaklanması sırasında yaşananlar, usta yazarın yalın ve cesur anlatımıyla okura ulaştırılır. Puşkin'in başyapıtı olarak kabul edilen Yevgeniy Onegin'den sonra gelen en önemli romanı Yüzbaşının Kızı'dır.
******
Rus romancılığının başlangıcı sayılan Puşkin, kendinden sonraki tüm Rus roman sanatını etkilediği gibi bütün dünya edebiyatında da derin izler bırakmıştır. Puşkin akıcı ve berrak bir yazı diliyle anlattığı 1773 Ayaklanmasını akıllardan silinmeyecek bir şekilde anlatır. Pogaçev'in önderliğindeki isyancı güçlerin ilginç yaşamlarından kesitler o güne değin hiç kimsenin cesaret edemediği ölçüde gerçekçi bir biçimde anlatılır. Bütün bu olayların ortasında tüm engellere rağmen tertemiz bir aşk doğar. Yüzbaşının Kızı, her şeyden önce okurun eline aldığı zaman bir solukta okuyup bitireceği türden bir roman. Sürükleyiciliği, heyecanı ve duygusallığı ile bütün klasik romanların en başlarında olmayı hak eden bu eser, Puşkin'in ustalığını her satırında hissettiriyor.
************
Yüzbaşının Kızı, konusu on sekizinci yüzyılın ikinci yarısında Rusya'yı tehdit eden Kazak ve köylü isyanları döneminde geçen tarihsel bir roman. Tarihsel roman geleneğine göre kısa sayılabilecek bu metin, edebiyat tarihçilerince gene de Tolstoy'un Savaş ve Barış'ının öncüsü sayılmaktadır. Sadece ülkemizde değil, Rusya dışında da şiirleriyle bilinen ve Rus dilinin ve edebiyatının yepyeni bir aşamaya geçmesinde önayak olan Puşkin, isyancı Pugaçov ile soylu sınıf üyesi genç bir subayın kaderlerini bu tarihsel fonda birbirine düğümlerken, Rus edebiyatının en iyi tarihsel romanlarından birini dünya okuruna armağan etmiştir. Yüzbaşının Kızı: Savaş da bir sınavdır.
******
18.Yüzyıl Çarlık Rusyasının çalkantılı döneminde geçen roman, orduya katılan taşralı asilzade ile kale komutanının kızı arasındaki aşkı konu alır. Ünlü isyancı Pugaçev'in önderliğinde 1773'te patlak veren köylü ayaklanması sırasında yaşanan... tümünü göster
Dünyanın en sevilen portrelerinden biri olan ve 'Hollanda'nın Mona Lisa'sı olarak tanımlanan, Felemenkli ressam Jan Vermeer'in 'İnci Küpeli Kız' adlı portresi, büyük bir gizem taşımaktadır. Portredeki model kimdi ve neden resmi yapıldı? Bize bakarken aklından neler geçiyor? O iri gözleri ve esrarlı gülümsemesi masum mu yoksa baştan çıkarıcı mı? Ve neden inci bir küpe takıyor?
Tracy Chevalier'nin, sanatsal bakış açısı ve duygusal uyanış üzerine kurduğu 'ışık' dolu bu romanda, tarih ve kurmaca kusursuz bir biçimde bir araya geliyor. On altı yaşındaki Griet'in gözünden, 1960'lı yılların Hollandası, Vermeer'in en ünlü resimlerinden birine ilham veren geçn kadının düşlerle dolu portresiyle, baş döndürücü bir biçimde canlanıyor.
Dünyanın en sevilen portrelerinden biri olan ve 'Hollanda'nın Mona Lisa'sı olarak tanımlanan, Felemenkli ressam Jan Vermeer'in 'İnci Küpeli Kız' adlı portresi, büyük bir gizem taşımaktadır. Portredeki model kimdi ve nede... tümünü göster
Buketelif şu anda kitap okumuyor.