Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster
'It is the history of a revolution that went wrong – and of the excellent excuses that were forthcoming at every step for the perversion of the original doctrine,' wrote Orwell for the first edition of Animal Farm in 1945. Orwell wrote the novel at the end of 1943, but it almost remained unpublished. Its savage attack on Stalin, at that time Britain's ally, led to the book being refused by publisher after publisher. Orwell's simple, tragic fable, telling what happens when the animals drive out Mr Jones and attempt to run the farm themselves, has since become a world famous classic.
'It is the book for everyone and Everyman, its brightness undimmed after fifty years.'
'It is the history of a revolution that went wrong – and of the excellent excuses that were forthcoming at every step for the perversion of the original doctrine,' wrote Orwell for the first edition of Animal Farm in 1945. Orwell wrote the ... tümünü göster
J.M. Coetzee, 1999 Booker Roman Ödülünü alan etkileyici romanı Utanç'ta şiddetli, yoğun bir dönüşüm geçirmekte olan bir toplumun, yeni Güney Afrika'nın öyküsünü anlatıyor. İki kez evlenip boşanmış, bir kız babası olan, elli iki yaşındaki Profesör Lurie'nin öyküsünde, hem siyasal hem de kişisel dönüşümler, değişimler yaşayan sancılı bir toplumun insanını tanıtıyor. Bir kız öğrencisiyle girdiği ilişki sonucu okulundan ayrılmak zorunda kalan Profesör Lurie'yi arkadaşları dışlıyor, eski karısı da alaya alıyor. Lurie, kızı Lucy'nin çiftliğine sığınıyor, elinde kalan tek insancıl ilişki kızı ile olanıdır. Lucy'nin koşullarına ve ırk ayrımının yeni boyutlar aldığı bir topluma uyum sağlamak yolunda inançsızca sürdürdüğü çabaları, bir öğle sonrası kızıyla birlikte yaşadığı vahşi bir saldırıyla kesintiye uğruyor.
Acımasız bir dürüstlükle yazan J.M. Coetzee, okura yumuşak bir roman sunmuyor, sert bir öykü anlatıyor, ama güçlü ve inanılmaz güzellikte, hem keyifli, hem kasvetli bir öykü. Baştan sona gereksiz tek bir sözcük ya da cümle içermeyen Utanç, Profesör David Lurie'nin düşüşünü anlatırken, daha ilk satırından kıskıvrak yakalıyor okuru. Lurie'nin kişisel öyküsüyle Güney Afrika'nın öyküsü iç içe geçiyor; beyazıyla siyahıyla bütün Afrikalıların uydukları kuralların tümü tersine dönüyor, çarpıtılıyor. Utanç, aslında insan olmanın ne anlama geldiğini araştırıyor.
J.M. Coetzee, insanın içine işleyen gerçekleri yalın ama vurucu bir üslupla dile getirirken yaşayan en iyi romancılardan biri olmayı da hak ediyor.
J.M. Coetzee, 1999 Booker Roman Ödülünü alan etkileyici romanı Utanç'ta şiddetli, yoğun bir dönüşüm geçirmekte olan bir toplumun, yeni Güney Afrika'nın öyküsünü anlatıyor. İki kez evlenip boşanmış, bir kız babası olan, elli iki yaşındaki Pr... tümünü göster
İkinci Dünya Savaşı fonunda yaşanan bir büyük aşkın romanı Yüzbaşı Corellinin Mandolini... 1994 yılında İngiltere'de yayımlandığında yazarına en saygın ödülleri kazandıran roman 19 dile çevrildi, tüm dünyada üç milyondan fazla sattı ve son yılların en çok konuşulan romanları arasında yer aldı. Roman bir yakın tarih romanı olarak da okunabilir kuşkusuz ama asıl konusu aşk... Hatta birkaç aşkı birden konu ediniyor. Pelagia'nın Mandras'la yaşadığı ilkgençlik aşkı, Carlo'nun cephedeki arkadaşı Francesco'ya duyduğu eşcinsel aşk, Pelagia ile Corelli arasındaki büyük ve sonsuz aşk ve Carlo'nun yüzbaşısı Corelli'ye alttan alta duyduğu -gizli- aşk... 1954 doğumlu İngiliz yazar Louis de Bernieres, bu romanında insanı her yanıyla kuşatan, insanın hallerini bütün kıvrımlarıyla kat eden çarpıcı bir çalışma ortaya koyuyor. Romanın karakterleri arasında yer alan Palagia, Doktor Yannis, Mandras, Lemoni, köyün papazı Arsenios, Velisarios, Carlo, Francesco, Drosulo birer başkarakter gibi güçlü. Bu yaz herkes gibi siz de Yüzbaşı Corellinin Mandolinini mutlaka okuyacaksınız.
TADIMLIK: Pek çok şey inancımı yitirmeme yol açtı. Burada kağıda döktüğüm, Francesco ile benim öykümüz, savaşı bizim tarafın çıkardığını açıkça gösterir, Yunanlıların değil. Savaşı biz kazanırsak gerçeklerin hiçbir zaman ışığa kavuşmayacağını biliyorum, çünkü bu kağıtlar hasıraltı edilecek. Ama kaybedersek dünya işin içyüzünü öğrenebilir. Seks yönünden dışlanınca kendinle barışık yaşamak zordur. Ama görev gereği en iğrenç, en pis işlere bulaştığını görürsen bu daha da zorlaşır. Bugünlerde ölümümün yaklaştığı içime doğuyor. Aşağıda şimdiden bir papazın affını kazandığım bir suçu itiraf edeceğim, ama ne Yunanlılar ne de işe karışan İtalyan askerlerinin aileleri bunu asla bağışlamayacaklardır.
İkinci Dünya Savaşı fonunda yaşanan bir büyük aşkın romanı Yüzbaşı Corellinin Mandolini... 1994 yılında İngiltere'de yayımlandığında yazarına en saygın ödülleri kazandıran roman 19 dile çevrildi, tüm dünyada üç milyondan fazla sattı ve son yılla... tümünü göster