Daryl Dixon

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
Daryl Dixon bir yazarı favorilerine ekledi.

ABD'li gazeteci ve roman yazarı. Vahşetin Çağrısı, Martin Eden, Demir Ökçe, Beyaz Diş ve Deniz Kurdu başta olmak üzere elliden fazla kitabın yazarı olan Jack London, Dünya ticari dergi romanının öncüsü ve yazarlıktan yüksek gelir elde edebilen Amerikalıların ilklerindendir.

Jack London'ın annesi Flora Wellman spiritüalist bir müzik öğretmeniydi. Tahminen Jack'in babası olduğu düşünülen William Chaney ise astrologdu. San Francisco Chronicle gazetesinin 4 Haziran 1875 tarihli yayınında çıkan bir habere göre Flora Wellman; Chaney'nin bebeğin aldırılmasını istediğini, fakat onun bu talebi reddettiğini öne sürmüştür. Bunun üzerine Flora kendisini vurmaya kalksa da ciddi bir yara almamış, ardından geçici olarak akli dengesini yitirmiştir. Doğumdan sonra bebeğin bakımı eski bir köle olan Virginia Prentiss'e verilir. Prentiss, London'ın hayatındaki başlıca anne imgesi olarak kalacaktır. Aynı yılın sonlarına doğru Flora Wellman, Amerikan İç Savaşı gazisi John London ile evlenince, sonradan Jack olarak anılacak bebek John da onlarla birlikte yaşamaya başladı. Jack ilkokulu Oakland'da okudu. 1897'de Berkeley Üniversitesi'nde öğrenciyken ise annesinin intihar girişimi ve biyolojik babası ile ilgili gazete haberlerini araştırmaya koyuldu. Edindiği bilgilerden sonra Şikago'da yaşarken William Chaney'ye bir mektup yazdı. Chaney'den gelen yanıt ise oldukça ilginçti. Jack'in babası olmasının mümkün olamayacağını, çünkü iktidarsız olduğunu söyleyen Chaney, Jack'in annesinin başka adamlarla ilişkisi olduğunu iddia ederek annesine bebeği aldırması konusunda ısrar ettiği konusunun ise iftiradan ibaret olduğunu belirtti[2].
Biyografi yazarı Clarice Stasz ve diğer bazıları, her ne kadar yasal olarak evli olup olmadıkları bilinmese de, Jack London'ın babasının astrolog William Chaney olduğuna inanmaktadırlar[3]. 1906 depremini izleyen büyük yangınlar sebebiyle San Fransisco'nun çoğu resmi kaydı yok olduğundan Wellman ile Chaney'nin yasal olarak evli olup olmadıkları kesin olarak bilinmemektedir. (Aynı nedenle Jack London'ın doğum belgesinde hangi adın yazılı olduğu da bilinmiyor.) Stasz bu iddiasına kanıt olarak, Chaney'nin anılarında; Jack London'ın annesi Flora Wellman'dan karısı olarak söz etmesini ve Flora'nın bir reklamda kendisini Florence Wellman Chaney olarak takdim etmesini kaynak göstermektedir.

Jack London San Fransisko'daki 3. cadde ile Brannan caddesi yakınlarında doğdu. Doğduğu ev 1906 San Fransisko depremi sırasında çıkan yangında tamamen yandı ve bunu belirtmek için1953 yılında Kaliforniya Tarih Derneği tarafından bir tabela koyuldu. London ailesi işçi sınıfından geliyor olsa da aslında Jack London'ın ileride yazdıklarında iddia ettiği kadar yoksul değillerdi. Jack London, özellikle yerel kütüphanede kitap okuyarak kendi kendisini eğitmiştir. 1885'te, Ouida'nın eğitimsiz bir İtalyan köylü çocuğunun opera bestecisi olarak ün kazanmasını anlatan romanı Signa'yı okudu. Bu romandaki karakter onun edebiyat alanındaki kendi hedeflerine ulaşması açısından prototipi olacaktı.
1886’da Oakland Yerel Kütüphanesi’nin sempatik kütüphanecisi Ina Coolbrith’ı (sonraları Kaliforniya’nın ilk sayılan şairlerinden ve San Fransisko edebiyat topluluğunun önemli bir şahsiyeti olmuştur) keşfetmesi Jack London için önemli bir gelişme olmuştur.
London 1889 yılında Hickmott konserve fabrikasında günde 12-18 saat çalışmaya başladı. Bu ağır iş koşullarından kurtulmak için siyahi sütannesi Virginia Prentiss’den borç para alarak French Frank adındaki bir istiridye korsanından Razzle-Dazzle adlı şalopayı satın aldı. Böylelikle o da bir istiridye korsanı oluyordu. John Barleycorn'da French Frank’ın metresi Mamie’yi kaçırdığından söz edilir.[5][6][7] Birkaç ay sonra yelkenlisi tamir edilemeyecek düzeyde zarar gördü. Bu olaydan sonra safını değiştirerek Kaliforniya Balık Devriyesi'nin bir üyesi oldu.
1893 yılında Japonya sahillerine gitmek üzere Sophia Sutherland adlı fok balıkçısı uskunaya girdi. Döndüğü zaman ülkesi 1893 Krizi’nin ve Oakland’daki işçi huzursuzluklarının etkisi altındaydı. Bir hintkeneviri fabrikasında ve bir elektrik santralinde ağır iş koşulları altına çalıştıktan sonra serserilik yaşantısına başladı.
1894 yılında serseriliği nedeniyle Buffalo'daki Erie County Cezaevi'nde 30 gün hapis yattı. Daha sonraları Yol adlı kitabında bu hapishanedeki ortamı "düşünülemeyecek" korkunçlukta, "insanın düşebileceği en derin çukur" olarak tarif etti.
Serserilik ve denizcilik deneyimlerinden sonra Oakland'a döndü ve Oakland Lisesi'ne kaydoldu. Burada Aegis isimli okul dergisine birkaç yazısıyla katkıda bulunmuştur. Bu yazılardan yayınlanan ilk eseri "Japon Kıyılarında Tayfun", denizcilik deneyimlerinin bir meyvesidir.
Jack London Berkeley Üniversitesi'ne girmeyi çok istedi ve 1896 yılında bir yaz dönemi yoğun ders çalıştıktan sonra başardı fakat maddi zorluklar yüzünden 1897 yılında ayrılmak zorunda kaldı ve bu yüzden hiçbir zaman diploması olmadı. Üniversitedeki öğrenci yayınlarında yazısı olduğuna dair kayıt yoktur.

25 Temmuz 1897'de London, kayınbiraderi James Shepard ile Klondayk Altın Avı'na (Klondike Gold Rush) katılmak üzere yola çıktı. İlk başarılı öykülerini de burada yazacak olan London için Klondayk dönemi sağlığı açısından pek de iyi gitmedi. Klondayk'taki diğer birçok kişi gibi o da beslenme yetersizliğinden iskorbüt hastalığına yakalandı. Bu hastalık dişetlerinin şişmesine ve ardından dört ön dişini kaybetmesine neden oldu. Aynı dönemde karın ve bacak kaslarındaki ağrılar da ona ıstırap veriyordu. Neyse ki "Dawson City'nin ermişi" peder William Judge, ona ve onun gibi çeşitli hastalıklarla boğuşan birçok insana barınacak yer, yemek ve ilaç temin etti. London'ın sağlığı bu sayede düzeldi ve bu cizvit papazı tarafından belki de hayatı kurtarılmış oldu. London, Klondayk'ın tüm güçlüklerine karşın hayatta kalmayı başardı. Bu çabası onun en iyi eserlerinden sayılan Ateş Yakmak adlı kitabını yazmasına esin kaynağı olmuştur.
Dawson'daki ev sahibi Bond ailesiydi. Marshall ve Louis; Yale ve Stanford'dan mezun maden mühendisleri, babaları Hiram Bond ise şirket avukatlığının yanısıra zengin bir altın madeni yatırımcısıydı. Bondlar, başta Hiram olmak üzere, aktif birer cumhuriyetçiydiler.
Jack Oakland'ı iş etiğine bağlı, sosyal vicdan sahibi, sosyalist eğilimli biri olarak terk etti ve sosyalizmin aktif bir destekçisi haline dönüştü. Ayrıca kendisi için yoksulluktan tek çıkış yolunun eğitim alıp "beynini satmak" olduğu kararına vardı.
1898'de Oakland'a döndüğünde ciddi olarak yazdıklarını yayınlatma çabasına girişti. Bu dönemi "Martin Eden" adlı romanında akıllara kazınacak bir biçimde anlatır. Yayımlanan ilk öyküsü "Yoldaki Adam"dı. Bu öyküsü için "Overland Monthly" ona yalnızca 5 dolar teklif edince Jack London yazarlık kariyerini sonlandırmanın eşiğine gelmişti. "The Black Cat" dergisi "A Thousand Deaths" adlı öyküsünü kabul ederek bir öyküsü için aldığı ilk para olan 40 doları ödeyince, kendi ifadesiyle, "harfi harfine ve edebi olarak kurtuldu" ("literally and literarily I was saved").
Jack London yazarlık kariyerindeki zamanlama konusunda şanslıydı. Tam da düşük maliyetli dergi üretimini mümkün kılan yeni basım teknolojilerinin çıktığı ve bunun sonucunda geniş kitleleri hedefleyen popüler dergilerin patlama yapıp büyük bir kısa öykü pazarının oluştuğu dönemde yazarlık mesleğine adım atmıştı. 1900'lerde yazarlıktan 2.500 dolar (90'lerin 75.000 doları) kazandı.
"Batarde" ve "Diable" olarak iki farklı adla dergilere sattığı bir kısa öyküsünde, zalim bir Fransız asıllı Kanadalı ile köpeği anlatılır. Köpek vahşileşir ve sonunda intikam için sahibini öldürür. London, köpeği kötülüğün simgesi olarak gösterdiği için yapılan eleştirilere karşı, hayvanın davranışının asıl sebebinin adamın tutumu olduğunu dile getirmiş, Saturday Evening Post için yazdığı "Vahşetin Çağrısı" adlı öyküsünde bu görüşünü ayrıntılandırmıştır. Santa Clara vadisinde geçen bu öykü Buck adındaki St.Bernard-çoban köpeği kırması bir köpek üzerine kuruludur. Aslında açılış sahnesi Bond çiftliğinin bir tarifidir ve Buck da Dawson'da ev sahipleri tarafından ödünç verilen bir köpeğe dayanmaktadır.
Şair George Sterling ile Oakland'ın Lake Merritt bölgesinde kiralık villasında yaşarken tanışan London ve Sterling zamanla birbirlerinin en iyi arkadaşı oldular. 1902'de Sterling London'a California Piedmont'daki kendi evinin yakınlarında bir ev bulması konusunda yardımcı oldu. London, mektuplarında karga burnu ve klasik karakteri nedeniyle Sterling'e "Greek" diye hitap etmiştir ve bunları "Wolf" adıyla imzalamıştır. Sonradan London Sterling'i; otobiyografik eseri Martin Eden'de Russ Brissenden karakteriyle, "Ay Vadisi"nde ise Mark Hall karakteriyle betimleyecekti.
Daha sonraki yaşamında London geniş kapsamlı şahsi kütüphanesine kendini adadı. London 15.000 ciltlik bu kütüphaneye "Benim Ticari Araçlarım" derdi."

ABD'li gazeteci ve roman yazarı. Vahşetin Çağrısı, Martin Eden, Demir Ökçe, Beyaz Diş ve Deniz Kurdu başta olmak üzere elliden fazla kitabın yazarı olan Jack London, Dünya ticari dergi romanının öncüsü ve yazarlıktan yüksek gelir elde edebilen Amerik... tümünü göster

10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Daryl Dixon bir yazarı favorilerine ekledi.

12 Aralık 1916 tarihinde Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde doğdu. Hatay Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girdi. Öğrenimini tamamlayamadan Hatay'a döndü. Bir süre ilkokul öğretmenliği ve nâhiye müdürlüğü, Tercüme Kaleminde reis muavinliği yaptı. İstanbul Üniversitesi Edebiyât Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyâtı bölümünü bitirdi. Elâzığ Lisesinde Fransızca öğretmenliği yaptı (1942-45). İstanbul Üniversitesi yabancı diller okulunda okutman olarak çalıştı (1946). 1955'te gözleri görmez oldu. Fakat talebelerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü. 1974 senesinde İstanbul Üniversitesinden emekli oldu. 13 Haziran 1987 günü İstanbul'da vefât etti.

Cemil Meriç'in ilk yazısı Hatay'da Yeni Gün Gazetesi'nde çıktı (1928). Sonra Yirminci Asır, Yeni İnsan, Hisar, Türk Edebiyâtı, Yeni Devir, Pınar, Doğuş ve Edebiyat dergilerinde yazılar yazdı. Cemil Meriç, gençlik yıllarında Fransızcadan tercümeye başladı. Hanore de Balzac ve Victor Hugo'dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu gösterdi. Batı medeniyetinin temelini araştırdı. Dil meseleleri üzerinde önemle durdu. Dilin, bir milletin özü olduğunu savundu. Sansüre ve anarşik edebiyâta şiddetle çattı.


KENDİ DİLİNDEN CEMİL MERİÇ

Kimim ben ? Hayatını , Türk irfanına adayan , münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi

Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. Kitap benim has bahçemdi. Hayat yolculuğumun sınır taşları kitaplardı.

Kendinizi tanımak , irfanın varabileceği en yüksek merhale.

Hayatım bir trajedidir. Birinci perde evleninceye kadar geçen kadar zaman ; yıldızsız, cıvıltısız, katran gibi bir gece. Vıcık vıcık ıstırap. Birkaç şehri fethe yeten bir enerji yel değirmenlerine saldırmakla harcanır. İkinci perde izdivaçla başlar. Daha büyük, daha derin, daha uzun acılar. Fakat vahâları olan bir göl ve göğü yıldızlarla dolu; çocuklarım, kitaplarım..

Hayatımı iki kelime hülâsa eder:Öğrenmek ve öğretmek

12 Aralık 1916 tarihinde Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde doğdu. Hatay Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girdi. Öğrenimini tamamlayamadan Hatay'a döndü. Bir süre ilkokul öğretmenliği ve nâhiye müdürlüğü, Tercüme ... tümünü göster

10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Daryl Dixon bir yazarı favorilerine ekledi.

Fransız bilim kurgu yazarı. Daha çok Denizler Altında Yirmi Bin Fersah (1870), Dünyanın Merkezine Yolculuk (1864) ve Seksen Günde Devr-i Âlem (1873) romanlarıyla tanınmaktadır. Verne, henüz hava taşıtı ve pratik denizaltılar icat edilmeden önce uzay, gökyüzü ve deniz altı hakkında yazdı. Index Translationum'a göre dünyada en çok çevrilen üçüncü bireysel yazardır. Bazı kitapları, sinema filmlerine uyarlandı. Verne, Hugo Gernsback ve H. G. Wells ile genellikle 'bilim kurgunun babası' olarak adlandırılmaktadır.

Fransa'nın Nantes şehrinde doğdu. Yazmaya 1850 yılında başladı. İlk yazdığı eserler tiyatro oyunlarıydı. Balonla Beş Hafta adlı romanı ile büyük ün kazandı. Yazar birçok icadı önceden tahmin ettiği için 'bilim falcısı' lakabı ile anılır. Denizaltı, uzay yolculuğu, oksijen tüpü gibi kendi zamanında olmayan birçok olayı öngördü. İnatçı Keraban adlı romanında Osmanlı İmparatorluğu'nu ve Türk insanını anlattı. Kitaplarında öngördüğü icatlara genelde onun kullandığı isimler verilmiştir. Jules Verne eserleri, dünyada başka dillere en çok çevrilmiş eserlerdir. Eserleri tam 148 dile çevrilmiştir. Aynı zamanda da bilim adamı olarak anılır.

Jules Verne öldüğünde, ardında yayımlanmamış altı roman bırakmıştı. Oğlu Michael Verne, yayımcının isteği üzerine, dönemin gereklerine uydurmak için bu kitaplarda çeşitli değişiklikler yaptı. Fakat yapılan hata anlaşılınca, yeniden Jules Verne'in yazdığı orijinal metinlere dönüş yapıldı ve bu romanlardan Altın Yanardağı ve Wilhelm Storitz'in Esrarı (İthaki Yayınları, 2002) Fransa'da 1995 ve 1996 yıllarında basıldı. Daha sonra Macellanya TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları arasında 2002'de basıldı. Güzel Sarı Tuna ile Meteor Avı romanları da TÜBİTAK tarafından yayımlandı. Bu beş romandan önce, Jules Verne öldükten çok kısa bir süre sonra basılmış bir kitabı daha bulunuyor: Dünyanın Ucundaki Fener (1905).

Fransız bilim kurgu yazarı. Daha çok Denizler Altında Yirmi Bin Fersah (1870), Dünyanın Merkezine Yolculuk (1864) ve Seksen Günde Devr-i Âlem (1873) romanlarıyla tanınmaktadır. Verne, henüz hava taşıtı ve pratik denizaltılar icat edilmeden önce uzay,... tümünü göster

10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Daryl Dixon bir yazarı favorilerine ekledi.

==>> http://www.vikitap.com/yazar/jules-gabriel-verne-697

==>> http://www.vikitap.com/yazar/jules-gabriel-verne-697

10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Daryl Dixon bir yazarı favorilerine ekledi.

Chuck Palahniuk 21 Şubat 1962'de Washington'da doğdu. Asıl adı Charles Michael Palahniuk'tur. Palahniuk Washington eyaletinin doğusundaki bir çiftlikte büyüdü. Bir süre Eyalet Üniversitesi'ne devam ettikten sonra Oregon Üniversitesi'ne geçti ve öğrenimini orada tamamladı. Otuzlu yaşlarına kadar herhangi bir edebi metin yazmayan, sanıldığını tam aksine, ilk romanı olan Invisible Monsters (Görünmez Canavarlar) dır. Bu romanı yayıncılar tarafından içeriği nedeniyle kabul görmemiştir ancak Palahniuk yayıncılara olan bu öfkesi nedeniyle içeriği çok daha "yok edici" olan Dövüş Kulübü'nü yazmıştır ve bu romanı yayıncılar tarafından zevkle kitaplaştırılmıştır.

Palahniuk üniversite yıllarından sonra üç yıl boyunca Freightliner adlı bir şirkette montaj hattında, ardından tamirci olarak çalıştı. İlk yazdığı metinler taşıt modifikasyon prosedürleri ve kamyonların onarımı üzerinedir.

Dövüş Kulübü'nün ortaya çıkmasında büyük etkisi bulunan bir olayıda bu yıllarda yaşar. Arkadaşlarıyla birlikte tatildedir. Bitişikteki kamp yerinde müzik rahatsız edici derecede açılır ve bu nedenle başlayan tartışma yerini kavgaya bırakır. Bu olayda yaralanan Chuck tatil'den döndüğünde iş yerinde kimse tarafından ilgi görmez çünkü kimse korkunç derecedeki yüzü hakkında bir şey sormaya, yorum yapmaya cesaret edemez. Bunun üzerine Chuck, eğer insanın yeterince kötü görünürse dilediği gibi hareket edebileceğini keşfeder. Bu olayın ardından devam ettiği bir edebiyat grubu bünyesinde yaptıkları çeşitli gösteri ve eylemler "Kargaşa Projesi"ni esinler. Kısa bir süre sonra aynı isimle bir kısa öykü yayımlar ve bu öykü,üç ay içinde Fight Club (Dövüş Kulübü) romanına dönüşür.

Romanlarındaki tavır isyan gibi görünse de, aslında varoluşumuza özlem duymamıza neden olur. Yarattığımız değer yargıları, para, şöhret, saygınlık, güzellik gibi tüm önemli şeylerin anlamsız yalanlar olduğunu söyler.

Chuck Palahniuk 21 Şubat 1962'de Washington'da doğdu. Asıl adı Charles Michael Palahniuk'tur. Palahniuk Washington eyaletinin doğusundaki bir çiftlikte büyüdü. Bir süre Eyalet Üniversitesi'ne devam ettikten sonra Oregon Üniversitesi'ne geçti ve öğren... tümünü göster

10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Daryl Dixon bir yazarı favorilerine ekledi.

1981 Yalova doğumlu. Uzun sürmüş bir öğrencilik hayatının ardından Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi.Sağlam Beşiktaşlıdır.Ayrıca Gençlerbirliği ve amatör ligteki Gümüşlük Belediye Spor'u da tutar.Afili Filintalar isimli blogta yazmaktadır. Öğrencilik yıllarında Hayvan Dergisi’nin Ankara muhabirliğini yaptı. Birgün gazetesi için söyleşiler kaleme aldı. İletişim Yayınları tarafından neşredilmiş üçü roman olmak üzere beş kitabı bulunmaktadır. Her Temas İz Bırakır (2006), Son Hafriyat (2008) Erken Kaybedenler (2009) , Hikâyem Paramparça (2012), Deliduman (2014)

1981 Yalova doğumlu. Uzun sürmüş bir öğrencilik hayatının ardından Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi.Sağlam Beşiktaşlıdır.Ayrıca Gençlerbirliği ve amatör ligteki Gümüşlük Belediye Spor'u da tutar.Afili Filintalar isimli blogta... tümünü göster

10 yıl, 7 ay
Daha Fazla Göster

Daryl Dixon şu an ne okuyor?

Daryl Dixon şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (5 yazar)

Favori yazarı yok.