Dünya telaşındaki yorgunluktan, unutulmaya yüz tutmuş yaşama sevincinizin bam telini titretecek bu kitapta, her zaman söyleyecek bir çift lafı olanların, attığı çığlıkları kimseye duyuramayanların, en sevdiği yemek ucundan koparılmış taze ekmek olanların, üzgün insanların attığı kahırlı bakışları yerden alıp öperek alnına koyanların, havalar ısınınca leğene su doldurup çimmeye kalkanların, çiğnediği sakızı kaybolmasın diye kafasının tepesine yapıştıranların komik momik hikâyeleri var.
"Yalnızlıktan şikâyetçiyim kosmer bey!" diyorsanız bu kitabın doğal telaşına kendinizi bırakın.
Dünya telaşındaki yorgunluktan, unutulmaya yüz tutmuş yaşama sevincinizin bam telini titretecek bu kitapta, her zaman söyleyecek bir çift lafı olanların, attığı çığlıkları kimseye duyuramayanların, en sevdiği yemek ucundan koparılmış taze ekmek olanl... tümünü göster
Sokakta yürürken bir televizyon muhabiri size pat diye mikrofon uzatıp En son ne zaman delirdiniz? Ağladınız? Sevindiniz? Merhamet duydunuz? Şımardınız? Âşık oldunuz? Acıdınız? Sinirlendiniz? Gözünüzden yaş gelene kadar güldünüz? diye sorarsa, bu soruların cümlesine birden Mine Sotanın son kitabını okuduğumda. diye cevap verebilirsiniz.Bir ömrü bir güne sığdıran bir kelebek gibi, hayattan hayata konan bu kitap, size Aman çimlere basmayalım, aman turistlere iyi davranalım, vergimizi de ödeyelim... dışındaki iyilikleri de hatırlatacak, hatırlatmakla da kalmayıp içinizde, herkese merhamet etmek, yamuk yaptıklarımızdan özür dilemek, efendime söyleyeyim sokağa fırlayıp çevrede dolaşan insanları Hepinizi çook seviyorum, canlarım benim! diye sımsıkı kucaklayıp çay ısmarlamak, keçi gibi ağaçlara tırmanıp erik toplamak, ıslık çalarak su birikintilerinde zıplamak gibi istekler de doğuracaktır.Herkesin şikâyet edip kimsenin ayrılamadığı şu canına yandımının dünyasının kaç bucak olduğunu, bilimsel olarak değil milimsel olarak açıklayan bu kitabı okuyup cümle dertlerinizin üzerine üfleyin gitsin. Stresle sıkılmış tüm vidalarınız gevşesin, çocukluğunuz içinizden size bakıp muzipçe gülümsesin, sizi gören herkes Yok yok, sen de bir haller var vaaarr... desin, üzüntü, tasa, içinizi sıkan ne varsa bitsinKeyifli keyifli okumalar, okudukça kıkır kıkır gülmeler, güldükçe güzelleşmeler... Hadi bakalım.
Sokakta yürürken bir televizyon muhabiri size pat diye mikrofon uzatıp En son ne zaman delirdiniz? Ağladınız? Sevindiniz? Merhamet duydunuz? Şımardınız? Âşık oldunuz? Acıdınız? Sinirlendiniz? Gözünüzden yaş gelene kadar güldünüz? diye sorarsa, bu sor... tümünü göster