Bu deneme, bir roman gibi yazıldı. Bağımsız dokuz bölüm boyunca değişik kahramanlar kitapta rol alıyorlar; yolları kesişiyor: İlginç dostları Ansermet ve Brodla birlikte Stravinski ile Kafka; mirasçılarıyla birlikte Rabelais. Büyük romancılar. Çünkü kitabın başkahramanı, roman sanatıdır: Romanı yaratan mizah anlayışı; romanın müzikle olan gizemli akrabalığı; roman ve müziğin üç dönemde gelişen tarihi; üçüncü dönemin (modern romanın) estetiği; varoluşsal felsefesi. Kitap bu roman felsefesinin ışığı altında çağımızın büyük yönelimlerini inceliyor: Celineden Mayakovskiye, çağın sanatına karşı açılan ahlak davaları; geçen zaman ve aynı zamanda bugünün beni ile dünün benini değişkenleştiren zaman; unutuşun bir biçimi olarak anı; bireye dayanan bir çağın özsel kavramı olarak utanma; alışkanlık ve kural haline gelen, bireyciliğin çöküşünü haber veren ölçüsüzlük; bir ölünün istencinin gizemli gücü; vasiyetler; Avrupanın, sanatın, roman sanatının, sanatçıların saptırılmış vasiyetleri. Çekoslovakyada doğan ve 1975 yılından bu yana Fransada yaşayan Milan Kunderanın Fransızca yazdığı Saptırılmış Vasiyetler, 1993 yılı Aujourdhui Ödülünü almıştı.
Bu deneme, bir roman gibi yazıldı. Bağımsız dokuz bölüm boyunca değişik kahramanlar kitapta rol alıyorlar; yolları kesişiyor: İlginç dostları Ansermet ve Brodla birlikte Stravinski ile Kafka; mirasçılarıyla birlikte Rabelais. Büyük romancılar. Çünkü ... tümünü göster
Bu deneme, bir roman gibi yazıldı. Bağımsız dokuz bölüm boyunca değişik kahramanlar kitapta rol alıyorlar; yolları kesişiyor: İlginç dostları Ansermet ve Brodla birlikte Stravinski ile Kafka; mirasçılarıyla birlikte Rabelais. Büyük romancılar. Çünkü kitabın başkahramanı, roman sanatıdır: Romanı yaratan mizah anlayışı; romanın müzikle olan gizemli akrabalığı; roman ve müziğin üç dönemde gelişen tarihi; üçüncü dönemin (modern romanın) estetiği; varoluşsal felsefesi. Kitap bu roman felsefesinin ışığı altında çağımızın büyük yönelimlerini inceliyor: Celineden Mayakovskiye, çağın sanatına karşı açılan ahlak davaları; geçen zaman ve aynı zamanda bugünün beni ile dünün benini değişkenleştiren zaman; unutuşun bir biçimi olarak anı; bireye dayanan bir çağın özsel kavramı olarak utanma; alışkanlık ve kural haline gelen, bireyciliğin çöküşünü haber veren ölçüsüzlük; bir ölünün istencinin gizemli gücü; vasiyetler; Avrupanın, sanatın, roman sanatının, sanatçıların saptırılmış vasiyetleri. Çekoslovakyada doğan ve 1975 yılından bu yana Fransada yaşayan Milan Kunderanın Fransızca yazdığı Saptırılmış Vasiyetler, 1993 yılı Aujourdhui Ödülünü almıştı.
Bu deneme, bir roman gibi yazıldı. Bağımsız dokuz bölüm boyunca değişik kahramanlar kitapta rol alıyorlar; yolları kesişiyor: İlginç dostları Ansermet ve Brodla birlikte Stravinski ile Kafka; mirasçılarıyla birlikte Rabelais. Büyük romancılar. Çünkü ... tümünü göster
Yavaşlıkın kıssasından çıkan hisse şu: Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. Kundera, gerçek libertinliğin gücünü görüntünün zorba güçsüzlüğünün karşısına, Epikurosun hazlarını otomobilin karşısına çıkartıyor. (Jean-Pierre Tison, LIRE) Varoluşun dayanılabilir hafifliğinin savunusu. Diderot ile Gogol yüzümüze ayna tutuyorlar: Sanıldığı kadar çirkin değiliz... (Alain Bosquet, MAGAZINE LITTERAIRE) Yavaşlık, ciddi bir roman değil, bir şaka: Gevezeliğin can sıkıcı ciddiliğinde yitmekte olan hazzın gizini, haz aracılığıyla ve haz için yeniden bulmaya çalışan bir kitap. Don Kişot da bir şakaydı. (Pierre Lepape, LE MONDE) Milan Kundera, Roman Sanatından bu yana, kurmaca (fiction) ile denemeyi, deneyim ile imgelemi birleştiren bir roman biçimini ileri sürüyor. Ona göre roman sanatı bütün olanaklarını tüketmiş değil, keşfedilmeyi bekleyen daha bir yığın yol var. (Antoine de Gaudemar, LIBERATION)
Yavaşlıkın kıssasından çıkan hisse şu: Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen k... tümünü göster
Eburdem şu anda kitap okumuyor.