Prof. Dr. Hikmet Birand (1904-1972), Istanbul Halkah Ytiksek Ziraat Okulunu bitirdikten sonra Almanyada Bonn Universitesinde doktorasim tarnamlamistir. Daha once Alig Agaci ile Sohbetler kitabim da yayimladigimiz Prof. Dr. Birand, bitki sosyolojisi bilim dalinm uikernizdeki kurucusudur. Anadolu Manzaralari kitabi, sudan topraga, bozkirdan agaca bir soyle§i diizeni icinde doga sevgisinin anlatimidir. Ilk kez 1957 yilinda yayimlanan ve her ge^en gun degeri bir kat daha artan bu kiiyiik ama onenili yapitin okurlarimizın ilgisini ekecegini umuyoruz.
Prof. Dr. Hikmet Birand (1904-1972), Istanbul Halkah Ytiksek Ziraat Okulunu bitirdikten sonra Almanyada Bonn Universitesinde doktorasim tarnamlamistir. Daha once Alig Agaci ile Sohbetler kitabim da yayimladigimiz Prof. Dr. Birand, bitki sosyolojisi b... tümünü göster
Dostoyevski ilk önemli öykülerini yazdıktan ve az çok tanınır olduktan kısa süre sonra, birtakım siyasi faaliyetlerinden dolayı Çar rejimince yargılanıp kürek cezasına çarptırılmıştı. Bu nedenle yaklaşık on yıl edebiyattan da, edebiyat ortamlarından da uzak kaldı. Ölüler Evinden Notlar, Dostoyevskinin, cezasını çekmek üzere gönderildiği Sibiryadaki kamptan gözlemler içeriyor. Mahkûmların hikâyeleri, kişilikleri, günlük hayatları, korkuları, dostlukları ve düşmanlıkları... Dostoyevski, her zamanki güçlü psikolojik tahlilleri, sıra dışı bakış açısı ve çarpıcı yorumlarıyla ele alıyor mahkûmları; onları adeta birer gözlem odasına koyuyor ve biraz da kaçık bir bilimadamı tavrıyla izliyor. Çarlık Rusyasının gerçek yüzünü, yaşadığı ve tüm yurttaşlarına yaşattığı korkunç adaletsizliği aktarıyor. Suç nedir, suçlu kimdir? Bunu ortaya koyacak evrensel hukuk nerede bulunur? Yazar, gözlemleriyle, kendi savunmasını da yapmış olur.
Ölüler Evinden Notlar, Fyodor Dostoyevski için on yıl aradan sonra edebiyat dünyasına görkemli bir dönüş anlamına geliyordu. Bugünün okurları içinse her şeyden önce vazgeçilmez bir klasiği işaret ediyor.
Dostoyevski ilk önemli öykülerini yazdıktan ve az çok tanınır olduktan kısa süre sonra, birtakım siyasi faaliyetlerinden dolayı Çar rejimince yargılanıp kürek cezasına çarptırılmıştı. Bu nedenle yaklaşık on yıl edebiyattan da, edebiyat ortamlarından ... tümünü göster
Emile Durkheim (1858-1917) 20. Yüzyıl toplumbilimcileri arasında önemli yeri olan bir bilim adamıdır.Toplumbiliminin kendine özgü konusu,yöntemi ve uygulama teknikleri üzerine uygulamalı bir çok çalışma yapmıştır. 1897 yılında Fransada yaınlanan kitabın çevirisinin okuyucularımız tarafından ilgi ile karşılanacağını umuyoruz.
******
Ancak bireyselliği içinde anlaşılabileceği düşünülen intihar, Durkheimda toplumsal etkenlere bağımlı bir olgu olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle de toplumbilimsel yöntem ve yordamlarla ele alınması gerekir. Durkheim her toplumun büyük toplumsal dönüşümler ya da olağandışı durumlar olmadıkça durağan kalan, kendine özgü bir toplumsal intihar oranı bulunduğunu belirterek, bu da intiharın bir toplumsal olgu olduğunu kanıtlar diyor. Durkheim, intihar olgusunu incelerken, toplumsal yaşamın başlıca alanlarını örgütleyen eşgüdülmüş, yönverici düşünceler ve davranış kuralları toplamı demek olan toplumsal kurumların ve kurumlaşma süreçlerinin önemini de anlatmakta, toplumbilimin kullanım alanlarını ve yollarını da göstermektedir.
******
Emile Durkheim (1858-1917) 20. Yüzyıl toplumbilimcileri arasında önemli yeri olan bir bilim adamıdır.Toplumbiliminin kendine özgü konusu,yöntemi ve uygulama teknikleri üzerine uygulamalı bir çok çalışma yapmıştır. 1897 yılında Fransada yaınlanan kita... tümünü göster
Nikolay Gavriloviç Çernişevski
Çernişevski, toplumsal devrim koşulunun düşünsel devrimden geçtiğini öngörmekle birlikte bunun da yeterli olmadığını anlamış, konuyu yeni baştan incelemeye başlamıştı. Saptadığı çok yalın bir gerçekti. Yürürken bir adımın önce bir adımının arkada olması gibi her yeninin bir adımı da eskinin, yani eski kültür ve ülkünün içindeydi. Bunun aşılması da yeni öngörüden önce, yeni insanların tarih sahnesine çıkmasına bağlıydı. Yani düşüncesiyle, kültürüyle, yaşama biçimiyle yeni insanlara. Prototiplere de prototipler örnek olur, bu işi de sanat üstlenir. İşte 'Nasıl Yapmalı' yeni insanların romanıdır. Çernişevski, bu romanı dört ay gibi kısa bir sürede yazdı. Üstelik de Petropavlovsk zindanında yatarken. Rus toplum yaşamında fırtınalar yaratan bu roman üzerine Dostoyevski ve Tolstoy'dan Kropotkin ve Lenin'e dek pek çok yazın ve eylem adamı, kimileri yererek, kimileri överek konuştular, yazdılar, tartıştılar. Kropotkin'in belirttiğine göre 'Nasıl Yapmalı' döneminin Rus gençliği için bir tür siyasal program işlevi gördü. Günümüzde bu yol açıcılığını sürdürdüğü apaçıktır.
Çernişevski, toplumsal devrim koşulunun düşünsel devrimden geçtiğini öngörmekle birlikte bunun da yeterli olmadığını anlamış, konuyu yeni baştan incelemeye başlamıştı. Saptadığı çok yalın bir gerçekti. Yürürken bir adımın önce bir adımının arkada olm... tümünü göster