''Sonuna kadar yaratıcı ve özgün bir hikaye Birinci sınıf, aksiyon yüklü ve zeka dolu.''
-Booklist
''İlk sayfalardan itibaren sizi oturduğunuz yere çivileyecek Tüketim, açgözlülük ve bu ikisi arasında, yaşama tutunmaya çalışan insanların etkileyici hikayesi.''
-USA Today
''Eğlendirici ve zekice Barry, hikayesini çarpıcı hale getirmek için zekasından ve şaşırtma unsurundan başarıyla faydalanmış.''
-The New York Times Book Review
''Müthiş hızlı gelişen bir roman Yepyeni ve zekice.''
- The Boston Globe
Vergi kaldırılmış, devlet özelleştirilmiş, çalışanlar şirketlerinin isimlerini soyadı olarak almaya başlamıştır. Bu yeni cesur şirket dünyasında elinizde bir platinyum kredi kartı yoksa işiniz zordur. Satın alma görevlisi Hack Nike da bunu kısa süre içinde öğrenecektir. 2.500 dolarlık spor ayakkabıları almaya çalışan kalabalığa, şirketin tanıtımı için ateş açması istenince, barkod dövmeli gözüyle efsaneleşen ajan Jennifer Devletin harekete geçmesine neden olur. Bir yandan büyük baskı altında, çocuğunu babasız büyütmeye çalışan, diğer yandan da şirketleri denetlemeyi sürdüren Devlet ajanı Jenniferın suçla savaşabilmesi için öncelikle gerekli ödeneği bulması gerekmektedir. En düşük bütçeyle de olsa elinden geleni yapmaya mecburdur.
Küreselleşme ve pazarlama yöntemleri üzerine zeka dolu taşlamalarla dolu, çarpıcı bir eser.
''Sonuna kadar yaratıcı ve özgün bir hikaye Birinci sınıf, aksiyon yüklü ve zeka dolu.''
-Booklist
''İlk sayfalardan itibaren sizi oturduğunuz yere çivileyecek Tüketim, açgözlülük ve bu ikisi arasında, yaşama tutunma... tümünü göster
2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camusyle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen old... tümünü göster
Eseoğlu adlı bir köy ağasına karşı artık bir şeylerin yapılması gerekiyordu. Bu ağa köydeki herkesin malına saldırıyor, güçsüz insanları topraklarından çıkararak kendi zenginliğini genişletiyordu. Yörük Hoca dışında kimse Eseoğluna karşı çıkmaya cesaret edemiyor; kendinde o gücü görüyordu. Fakat o da ihtiyar biriydi. Bir de kızı vardı. Bir zaman oldu... Köyde güçsüzleri koruyan, ansızın ağanın karşısına çıkıp, eceliyle tehdit eden peçeli bir efe ortaya çıktı. Aynı kitapta TEKE TEK adlı öykü de yer almaktadır.
Yalnız Efe yazarın, İstanbul ve taşra hayatını, gündelik hayat içerisinde rastlanan çeşitli tipleri ele alıp işlediği birçok hikâyesinin yer aldığı bir derlemedir. Derlemeyi oluşturan öykülerde, yazarın gerçekçi anlatımı, zaman zaman ince bir alay, etkili bir taşlama niteliğini kazanır.
Bu kitapta mevcut olan hikayeler, zannımca Ömer Seyfeddinin hikaye dağarcığından önemli sayılabilecek bir demettir.Edebiyatımızda büyük emekleri olan ve edebiyat dünyamızın olumlu yönlerde gelişmesine vesile olan Ömer Seyfeddinin 100 Temel Eser projesi kapsamında yapılan çalışmalarla bir kere daha ölümsüzleştirilmesi, hem Türk insanı, hem de kendi yeri açısından bir onurdur.Çabamızın yerini bulması ve özellikle genç kuşağımıza rehber olması ümidiyle eserimizi okuyucu beğenisine sunuyoruz. ...
Ömer Seyfeddin 36 yıllık ömründe çok şey yaşamış ve bugün bile önemini koruyan pek çok eser ortaya koymuştur. Onu önemli kılan, ufkunun genişli-ğiyle gözlem ve hayat tecrübesinden yola çıkarak eserlerini yazması ve doğru görüşler üzerinde ısrarla durmasıdır. Gerek hikâyeleri ve gerekse makaleleriyle hep bu milletin gençliği için gerekli olanları anlatmış ve 40 yaşından sonra yazmayı düşündüğü büyük bir esere kendini hazırlamıştır.Milli edebiyat anlayışıyla eser veren yazarımız, yanlış teşhis yüzünden şeker komasına girerek öldüğünde, 150den fazla hikâye, pek çok mensur şiir, bir kitaplık şiir, bazıları oynanmış tiyatro eserleri ve pek çok makale ile her biri yarım kalmış pek çok roman denemesi bırakmış bir ustaydı. Ömer Seyfeddinin 15 yıl süren yazı hayatında bazen arkadaşlarıyla birlikte hareket ettiği görülse de hep bir yalnız efe tavrını sürdürdüğü görülmüştür. Son hikayeleriyle Şehir Tiyatrosunda sahnelenen Mahcupluk İmtihanı adlı tek perdelik oyununu bir araya getirdiğimiz bu kitaba Yalnız Efe adını vererek, ona yakışan bir tavrı vurgulamaya çalıştık.
Ömer Seyfeddin in devrine göre oldukça sade bir Türkçe ile kaleme aldığı Yalnız Efe si yiğit bir kızın destansı öyküsüdür.Gaddar bir köy ağasının, köylülere yaptığı işkence ve haksızlıklara karşı bir genç kızın karamanca onları savunarak, güçsüzün ve ezilenin yardımına koşuşu ve çevrede bu kahramanlık öyküsünün kulaktan kulağa, ağızdan ağıza dolaşarak destanlaşması üzerine gelişen olaylar anlatılır. Büyük bir zevkle ve heyacanla okuyacağınıza inandığımız bu destansı hikayede, Türk insanının geleneklerini, kahramanlık duygularını, yardım severliğini, özünü bulacaksınız. ...
Ertesi sene annem yazın gene İstanbula gitti. Biz yalnız kaldık. Hasana ahır hâlâ yasaktı. Geceleri yatakta atların ne yaptıklarını,
tayların büyüyüp büyümediğini bana sorardı.
Bir gün birdenbire hastalandı. Kasabaya at gönderildi. Doktor geldi.
Yalnız Efe, Türk kısa hikayeciliğinin kurucularından olan ve en fazla okunan yazar unvanını taşıyan Ömer Seyfettinin Cumhuriyet döneminde yazdığı hikâyesidir. Kitapta, babasının haksız bir şekilde öldürülmesine dayanamayarak, intikam almak için dağlara çıkan ve hep yalnız gezen Kezbanın hikâyesi anlatılmaktadır. Kezban, kendisi ve mağdur duruma düşen halk için, zalimlere ve halkı soyan kişilere karşı amansız ve büyük bir mücadeleye girer.
Ömer Seyfettinnin unutulmaz eserlerinden seçme hikayeler. İlköğretim için seviyelendirilmiştir.Bu eser, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tavsiye edilen 100 Temel Eser listesinde yer alır. -Resimli-
Değerli yazarımız Ömer Seyfettin, hikâyelerini o devirde sade bir Türkçe ile kaleme almış, Türk karakterine uygun düşen kahramanları seçkin bir uslûpla destanlaştırmıştır. Türk insanı bu hikâyelerde kendisini, tarihini, geleneklerini, üstün ahlâk ve karakterini bulduğu için Ömer Seyfettini istekle, zevkle ve heyecanla okumaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca 15 Ocak 1997 tarih ve 498 sayılı yazısıyla İlköğretim öğrencileri için tavsiyeleri uygun bulunmuştur.
Millî Eğitim Bakanlığınca Türk ve dünya edebiyatında 100 Temel Eser in önce ortaöğretimde ardından ilköğretimde belirlenmiş olmasını, ülkemizdeki okuma oranını artırmaya yönelik bir çaba olarak görüyoruz. Bir başlangıç olarak ilköğretimde 100 Temel Eser ümit vericidir; ilköğretim seviyesindeki çocuklarımıza bu eserleri okutmayı başarabilirsek, okuyan toplum olma yolunda önemli bir adım atılmış olacaktır. İlköğretimde 100 Temel Eser in bir başka olumlu yönü de; aynı eserleri okumuş, o eserlerdeki dil varlığı ile duygu ve düşünce zenginliğini fark etmiş bireylerin oluşturacağı bir toplumun daha hoşgörülü, daha paylaşımcı olmasını sağlamasıdır.
Yalnız Efe, babası eşkıya tarafından öldürülmüş bir kızdır. Devlete babasının katilini haber verir ancak devlet katili yakalamak istemez. Oda tek başına dağlara çıkar ve teker teker eşkıyaları öldürür. Askerler onu kuşatmaya giderler ancak o teslim olmayıp askerlere de ateş açmaz ve bir uçurumun başında sırrolup kaybolur. ...
Ömer Seyfettin, en önemli hikayecilerimizden biridir. Hikayelerinde, çocukluk anılarını, bizzat yaşadığı Balkan Savaşı´nın üzücü olaylarını, bu olayların sebep olduğu acıları gerçekçi bir şekilde işlemiştir. Bazı hikayelerinde de Osmanlı kahramanlığını ve faziletini anlatır. Hikayelerinde, kişileri idealize ederek ama sadece bir üslupla verir...
Ömer Seyfeddin, Yalnız Efe adındaki bu uzun hikâyesini İzmir-Kuşadası yöresindeki hizmet yıllarında derlediği malzemeye dayanarak yazmıştır. Yazar, bir kısa hikâyesiyle aynı adı taşıyan bu yapıtı genişleterek romana dönüştürmek istemiş, ne var ki, 1919da İzmirin işgalinin protesto edildiği günlerde Büyük Mecmuada tefrika edilmeye başlanmasına karşın, bu genişlettiği metni tamamlayamamıştır. Kitapta yer alan öykü, Yalnız Efenin hikâye biçiminden yararlanılarak bütünleştirilmiş metnidir.
Milli Eğitim Bakanlığının ilköğretim öğrencileri için tavsiye ettiği 100 Temel Eser arasında yer alan Yalnız Efe ve Eski Kahramanlar hikâyelerinden meydana gelen bu eser, sadece okul öğrencilerine değil, geniş okur kitlesine de sesleniyor. Kitapta kolay kolay unutulmayacak en seçkin hikâyeler yer alıyor. Ayrıca eski kelimelerin anlamları parantez içinde verildiği için hem okuma kolaylığı, hem de dili geliştirip zenginleştirme imkânı sağlıyor.
Ömer Seyfettin, öykücülüğümüzün büyük ustası ve sade dilcilik akımının öncüsüdür. Rumelide bulunduğu yıllarda Yunan, Sırp, Bulgar ayrılıkçı komitelerinin gizli çalışmalarını sezmiş, ileride yazacağı yapıtlar için gözlemler yapıp malzemeler toplamıştı. Ulusçu ve idealist bir yaklaşımla, birçok öykülerinde bunları işledi. Doğru bulduğu tarihsel ve toplumsal değerleri savundu, yanlış bulduklarını eleştirdi, yerdi. Çökmekte olan bir devletin bireylerini yurt ve ulus sevgisi aşılayarak moral vermeye, bölücü, ayrılıkçı akımlara karşı, ulusal bütünlüğü savunmaya çalıştı.
Ömer Seyfettin çocuk hikayeleri dizisi.
Ömer Seyfettin, küçük hikayeyi bizlere sevdiren yazar. Duru bir Türkçe ile yazdığı hikayeleri onca yıl geçmesine rağmen hala çok okunuyor. Ülkemizde en çok baskı yapan ve okunan kitapların başında Ömer Seyfettin in eserleri gelir.Yazarın çeşitli konularda hikayeleri var. Çocukluk anıları, tarihi, menkıbe ve toplumsal konulardan oluşan hikayeler. Yalnız Efe, Ömer Seyfettinin iki uzun hikayesinden bir demettir. Kitapta yer alan Yalnız Efe ile Çocuk Aleko, yazarın en çok bilinen ve en çok okunan kahramanlık hikayelerindendir. Yalnız Efenin daha çok kısa hikayesi bilinir. Bu eserde yer alan Yalnız Efe, yazarın roman olarak tasarladığı uzun hikaye çalışmasıdır.Kahramanlarımızın olağanüstü dünyasında dolaşmaya ne dersiniz?..
Bilmem eski bir derebeyinin torunu olduğum için mi? Bulgaristanda gezerken hep kendimi öz babamın çiftliğinde sanırım. Yeşil sazlı arklar, sık gül bahçeleri, alçak tarla çitleri, geniş taraçalı abus evler, arpa ambarlarını andıran üslupsuz kiliseler, başları düşük zayıf semerli beygirler, mütefekkir eşekler, semiz beyaz kazlar, hatta çamurlu pis domuzlar bile ruhuma aşinadır.
Ömer Seyfettin en çok okunan yazarlarımızdan biridir. Çocukluğunun geçtiği Göneni anlattığı hikayeler ile millî tarihimizi yansıtan hikayeleri en başarılı olanlarıdır. Eserlerini sade bir Türkçe ile yazdığı için her dönemde okunacak yazarlar arasındadır.Ömer Seyfettinin hikayelerinin her yaştan okuru vardır. Çocukluk ve ilk gençlik çağlarının duyarlılıkları doğrultusunda yazdığı hikayelerini sekizkitap halinde okurlarımıza sunuyoruz: İlk Namaz.. Üç Öğüt.. Müjde.. Keramet.. Diyet.. Pembe İncili Kaftan.. Topuz.. Yalnız Efe..Sabahtan beri yürüyorduk. Düşe kalka geçtiğimiz dik keçi yolları, bazen sel yarıntıları içinde kayboluyor, bazen sık kovanlıklardan ayrılarak, dibinde sivri çam tepeleri görünen karanlık çukurlara sapıyordu. Ayı avına gidiyordum. Kılavuzum Kumdere köyünün en namlı nişançılarındandı. Beraber tırmanacağımız yüksek ormanlı dağların daha çok uzağındaydık. Zaman zaman ince bir yağmur serpeliyordu. Güneş yoktu. Uçsuz bucaksız, mor bir kubbeyi andıran dumanlı gökte hayatın geçmiş saatlerini hatırlatan, gamlı guguk sesleri aksediyordu. Artık iyice yorulmuştum. Omuzumdaki martin gittikçe ağırlaşıyordu.
Eseoğlu adlı bir köy ağasına karşı artık bir şeylerin yapılması gerekiyordu. Bu ağa köydeki herkesin malına saldırıyor, güçsüz insanları topraklarından çıkararak kendi zenginliğini genişletiyordu. Yörük Hoca dışında kimse Eseoğluna karşı çıkmaya cesa... tümünü göster
Türkiyenin güzel mi güzel, yoksul mu yoksul bir köyüdür Karataş. Kara Bayram da bu köyün yoksullarından biridir. Babadan kalma tek odalı bir evde yaşar, iyi huylu karısı, üç yavrusu, bir de evinin direği anası Irazcayla. Dertli kadındır Irazca, yaslıdır. Ama dişlidir bir o kadar da. Kendi yağlarıyla kavrulup giderlerken, bir gün huzurları kaçar. Muhtar Cımbıldak Hüsnünün kayırdığı Haceli evlerinin önüne ev yapmaya kalkışır çünkü. Tabii Irazca dikleşir; kızılca kıyametler kopar köyde... ve kasabada.Gelmedik kalmaz başlarına...Fakir Baykurt, bu romanıyla, köy yerindeki küçük hesapları, bu hesapların peşinde koşan fırsatçıları, onların siyasetteki, bürokrasideki uzantılarını ve o zalimlerin ezmek, yok etmek istediği aydınlık, güzel insanları anlatıyor; kısacası yine memleket meselelerine değiniyor. Hem de, sakıncalı damgası yemek ve zamanında pek çok tartışmanın ve dolayısıyla husumetin odağı olmak pahasına...İki kez filmi çekilen, edebiyatımızın tartışmasız bir başyapıtıdır.
Türkiyenin güzel mi güzel, yoksul mu yoksul bir köyüdür Karataş. Kara Bayram da bu köyün yoksullarından biridir. Babadan kalma tek odalı bir evde yaşar, iyi huylu karısı, üç yavrusu, bir de evinin direği anası Irazcayla. Dertli kadındır Irazca, yaslı... tümünü göster
Emire Korkmaz şu anda kitap okumuyor.