yalın dil, akıcı, merak uyandıran
yalın dil, akıcı, merak uyandıran
Taksim Gezi Parkı Direnişi beklenmedik bir anda ortaya çıktı, beklenmedik bir biçimde gelişti ve beklenmedik sonuçlar verecek...
Bu kitapta değerli bilim insanı Prof. Emre Kongar olayın evrensel ve ulusal boyutlarını toplumbilimsel açıdan irdeliyor.
Araştırmacı gazeteciliğin başarılı ismi Aykut Küçükkaya Direniş'i gün gün belgeliyor.
Gezi Direnişi, "Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı" bir Türkiye'yi yaratan olayın, tweet'ler ve fotoğraflarla zenginleştirilmiş başucu belgeseli...
Cumhuriyet gazetesi arşivinden çok özel fotoğraflar...
Gün gün yaşananlar... Kim ne dedi? Gazeteci, sanatçı ve ünlülerin tweet'leri...
Taksim Gezi Parkı Direnişi beklenmedik bir anda ortaya çıktı, beklenmedik bir biçimde gelişti ve beklenmedik sonuçlar verecek...
Bu kitapta değerli bilim insanı Prof. Emre Kongar olayın evrensel ve ulusal boyutlarını toplumbilimsel açıdan irdeliyo... tümünü göster
Taksim Gezi Parkı Direnişi beklenmedik bir anda ortaya çıktı, beklenmedik bir biçimde gelişti ve beklenmedik sonuçlar verecek...
Bu kitapta değerli bilim insanı Prof. Emre Kongar olayın evrensel ve ulusal boyutlarını toplumbilimsel açıdan irdeliyor.
Araştırmacı gazeteciliğin başarılı ismi Aykut Küçükkaya Direniş'i gün gün belgeliyor.
Gezi Direnişi, "Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı" bir Türkiye'yi yaratan olayın, tweet'ler ve fotoğraflarla zenginleştirilmiş başucu belgeseli...
Cumhuriyet gazetesi arşivinden çok özel fotoğraflar...
Gün gün yaşananlar... Kim ne dedi? Gazeteci, sanatçı ve ünlülerin tweet'leri...
Taksim Gezi Parkı Direnişi beklenmedik bir anda ortaya çıktı, beklenmedik bir biçimde gelişti ve beklenmedik sonuçlar verecek...
Bu kitapta değerli bilim insanı Prof. Emre Kongar olayın evrensel ve ulusal boyutlarını toplumbilimsel açıdan irdeliyo... tümünü göster
Koza için hayatın sonu olarak görünen şeyi, ustalar kelebek olarak görür. Kafama değen metalin soğukluğunu hissedebiliyordum. Bu iş nasıl bu hale gelmiş olabilirdi? Bir motel odasında oturuyordum ve şakağıma bir silah dayalıydı. Alnımdan aşağı terler boşalıyor, kalbim gümbür gümbür çarpıyordu. Gözlerimi yumup yüksek sesle son duamı ederken mucizevi bir şey oldu. Başım dönmeye başladı, yere yığıldım ve silah elimden düştü. Orada hareketsiz yatarken birdenbire vücuduma kör edici bir ışık dolmaya başladı. Oysa ben her zaman ayakları yere basan, mantıklı bir insan oldum. Ne meleklerle konuşmuşluğum vardı, ne de yıldızlara göre hareket ederdim. Ama başıma gelen ortadaydı. İlahi bir tecrübe miydi? Yoksa yaşamakta olduğum aşırı stresli hayata fiziksel bir tepki mi? Doğrusu bilemiyorum. Tek bildiğim orada yaşanan şeyin hayatımın dönüm noktası olduğu. Tam arkamı döneceğim sırada, kapı sihirliymiş gibi açıldı. Odaya adımımı attığım anda gördüğüm şey karşısında afalladım. Yerlere gül yaprakları serpilmişti. Kırmızı pelerin giymiş, uzun boylu biri duruyordu orada. Her nedense bir dostun yanında olduğumu hissediyordum. Adam kıvrak bir hareketle bana doğru döndü, dosdoğru gözlerime baktı. Ömrüm boyunca hiç kimsede böyle bir güç hissetmedim. Genç bir adamdı ve teni güneş yanığı gibiydi. Kimdi bu adam? Bana neden böyle bakıyordu? Derken dudakları yumuşak bir gülümsemeyle kıvrıldı, gözleri çocuk gibi parladı ve konuşmaya başladı:Kaderini ancak sen keşfedebilirsin, senin için hazırlanmış yolu ancak sen bilebilirsin. Burası kalbinin seni davet ettiği yoldur. Nasıl ki koza kelebeği bilmez, halbuki kaderidir onun kelebek olmak. Ancak cesur olursa, cesaret ederse bir yumağın içinde sıkışmış kalmışlıktan, kabuğunu kırarak gökyüzüne, özgürlüğe kanat çırpar. İşte insanoğlunun hikâyesi de budur. Asla kaderini baştan bilmez ve eğer geçilmemiş yollardan geçmez, açılmamış kapıları açmazsa, sonunda bir anlamda açılmadan iade olacaktır. Uykulardan uyanmanın, özgürlüğe kanat çırpmanın zamanı gelmedi mi? Sözleri beni şoka sokmuştu. Cesaretimi topladım ve sordum:Umarım kim olduğunuzu sormamın bir sakıncası yoktur.Adım Julian Mantle ve buraya senin rehberin olarak hizmet etmeye geldim.Julian Mantle mı? Ferrarisini Satan Bilge mi? Ciddi olamazsınız! Tüm gazeteler bu mucize adamın ülkeye dönüşünü yazıyordu.
Koza için hayatın sonu olarak görünen şeyi, ustalar kelebek olarak görür. Kafama değen metalin soğukluğunu hissedebiliyordum. Bu iş nasıl bu hale gelmiş olabilirdi? Bir motel odasında oturuyordum ve şakağıma bir silah dayalıydı. Alnımdan aşağı terler... tümünü göster