Ezelden yazılmış bir hayat bu. Her hayat gibi evveli. Oysa ahiri bana özgü. Her satırı bana vakfedilmiş. Al, bu hayat senin denilmiş, yaşa yaşayabilirsen; ben yürümüşüm bana sunulan hayatın satırlarına... Çocukluğumda takılmış gözlerim siyah beyaz filmlerdeki aşklara... Aşk rüyaları kurmuşum da bahtıma görücü usulü bir tanışıklık düşmüş. Nasibim demişim, akmış içime ve karışmış nehirlerime sevda... Kalbime satırlar yağıyor... Satırlar kalbimi yıkamaya başlayınca, hayatımı taşıyan varlığım ne yapar? Sormuştum da bilememiştim. Ta ki içimi yıkayan satırlar kalbimdeki hayata dokunana kadar? Ezelden yazılmış bir hayat bu. Herkese aşikar oysa yaşayanı ben. Bir sevda bir hayata nasıl bir bedel yazar? Aşkın kabahati yok. Aşk dokunur kalbe nedensiz değildir; sevgili bilmese de! Bir fincan kahvede hatır izin kaldı sevgili...
Ezelden yazılmış bir hayat bu. Her hayat gibi evveli. Oysa ahiri bana özgü. Her satırı bana vakfedilmiş. Al, bu hayat senin denilmiş, yaşa yaşayabilirsen; ben yürümüşüm bana sunulan hayatın satırlarına... Çocukluğumda takılmış gözlerim siyah beyaz... tümünü göster
Türkiye'de blog denince akla ilk onun ismi geldi. Birçok insanın blog açma nedeni olurken, onu okuyan herkesin bazen dert ortağı, bazen de en çok güldüğü arkadaşı oldu. Kendine bestseller yazarların arasında sağlam bir yer edinen Pucca, maceralarına devam ediyor.
İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası", "blog" nedir bilen bilmeyen herkesin tatil çantasındaki yerini aldı. Pucca, ünlü - ünsüz, onu okuyan herkesi kendisine hayran bıraktı. Yazdıklarını okuyan onunla birlikte öfkelendi, onunla birlikte ağladı, onun şapşallıklarına karnı ağrıyana kadar güldü.
Okurlar, aylarca hikayenin devamını bekledi, Pucca ise hep bir mutlu sonu...
Şimdi zamanı geldi, Pucca, merakla beklenen ikinci kitabı
"Pucca Günlük ve Geri Kalan Her Şey" le aramızda!
İlkinin aksine, Pucca ikinci kitapta neyi, kimi anlatıyor kimse bilmiyor. Sürprizlerle dolu geri kalanlarda, Pucca'nın eğlenceli, komik, bazen de hüzünlü anlatımıyla günlüğün devamını okuyoruz. Yazarımız, ikinci kitaptan sonra battaniyenin altından çıktı, farklı ve yepyeni bir dünyada yerini aldı.
Şimdi biz de hep birlikte battaniyelerimizin altından çıkıp onun yeni dünyasına giriyoruz.
Türkiye'de blog denince akla ilk onun ismi geldi. Birçok insanın blog açma nedeni olurken, onu okuyan herkesin bazen dert ortağı, bazen de en çok güldüğü arkadaşı oldu. Kendine bestseller yazarların arasında sağlam bir yer edinen Pucca, maceral... tümünü göster
Bence bana aşık olmak sana çok yakışırdı.
Onu, Twitterın Türkçe sözlü hafif batı kadını olarak tanıdık.
Sorun Bende Değil Sende isimli ilk kitabıyla içindeki deliyi gördük, çomağımızı sakladık. Aşkı karmaşıklaştıran türümüzün en tatlı örneklerinden pinkfreudu, twitter ve blog aracılığıyla her gün yaklaşık 100,000 kişi okuyor, izliyor.
Sorun Bendeymişde hikaye devam ediyor ve sorunun kimde olduğu anlaşılıyor...
Beklemediğim bir cümle kurdu bana, cümle haline gelmiş bir kelime, kelime haline gelmiş bir makas. Kesti attı bir anda: Bitti.
Canım sıkıldı diyen genç kızlara, Evlenince geçer deyip sinsince gülen şişko mahalle teyzelerini çok daha iyi anlıyorum. Evlenmeye hiç gerek yokmuş, âşık olunca da vakit su gibi geçiyormuş. Bir bildiği varmış bu teyzelerin.
İlk kitapta nefret ettiğiniz Bora'ya bu kitapta aşık olacaksınız ve aşkın karşısında aldığımız her hale tercüman olan pinkfreudu yine çok seveceksiniz.
Saygılarımızla,
Okuyan Us Yayınevi
Bence bana aşık olmak sana çok yakışırdı.
Onu, Twitterın Türkçe sözlü hafif batı kadını olarak tanıdık.
Sorun Bende Değil Sende isimli ilk kitabıyla içindeki deliyi gördük, çomağımızı sakladık. Aşkı karmaşıklaştıran türümüzün en tatlı örneklerin... tümünü göster
“Bir kitap okudum hayatım değişti diyebilmeyi çok isterdim. Ama bir adam tanıdım ve hayatımın içine etti.”
Siz hangisisiniz? Hayatının içine edilen “o kadın” mı? Yoksa bahsedilen “o adam” mı?
Yoksa ikisi de olmak istemediğiniz için ne yapacağını bilemeyenlerden misiniz?
İşte size aşkın ve aşksız kalmanın acısı, komiği; sorusu ve cevabı. Aşkın pembesi hiç bu kadar gerçekçi olmamıştı.
Dişi bir Freud’un pembe koltuğuna uzanıp; dilerseniz kıkırdayın, dilerseniz öfkenizi katmerlendirip kalbinizle aklınıza bir ayar tutturun.
“Bir kitap okudum hayatım değişti diyebilmeyi çok isterdim. Ama bir adam tanıdım ve hayatımın içine etti.”
Siz hangisisiniz? Hayatının içine edilen “o kadın” mı? Yoksa bahsedilen “o adam” mı?
Yoksa ikisi de olmak istemediğiniz için ne yapacağını... tümünü göster
Aynı kişiyi ikinci defa sevmek mi,
aynı anda iki kişiyi sevmek mi daha zor?
Eski sevgiliyle yeniden birlikte olmak yapılabilecek en büyük salaklık mı yoksa gerçek aşk mı?
Yeni sevgilisini, kendisini başkasıyla aldatan eski sevgilisiyle aldatan bir kadına ne denir?
Peki ya o hep aranan, istenen, arzulanan "doğru ve düzgün" adamı bulduğumuzda ne olur?
O kafede neler oldu?
Kendisini aldatan, yalan söyleyen, mutsuz eden hayatının aşkıyla, tüm kadınların hayallerini süsleyen ideal adam arasında kalan ve "Başkalarının doğrularıyla yaşamaktansa, kendi yanlışlarımla yaşamayı tercih ederim." diyen Pelinin hikayesi...
Merak ettiğiniz bütün soruların cevaplarını ve tam 2 yıl sonra Bora ile buluştukları o kafede neler olduğunu öğrenmek ister misiniz?
Kendine özgü deli-dolu ve cesur kalemiyle Pinkfreud, bu sefer belki daha mutsuz, daha umutsuz ama kesinlikle daha aşık!
Aynı kişiyi ikinci defa sevmek mi,
aynı anda iki kişiyi sevmek mi daha zor?
Eski sevgiliyle yeniden birlikte olmak yapılabilecek en büyük salaklık mı yoksa gerçek aşk mı?
Yeni sevgilisini, kendisini başkasıyla aldatan eski sevgilisiyle aldatan... tümünü göster