İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.
İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi... tümünü göster
Siktir Et demek sizi iyi hissettirir. Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur.
John C. Parkin’in bu komik ve ilham verici kitabı, Siktir Et demenin; Doğunun boş verme, vazgeçme ve bir şeylerin o kadar da önemli olmadığını fark ederek gerçek özgürlüğü bulma gibi ruhani fikirlerinin kusursuz bir Batı ifadesidir.
Siktir Et; şarkı okumak, meditasyon yapmak, sandalet giymek ya da tütün yemek gibi eylemler gerektirmeyen ruhani bir yoldur. Modern zamanın küfürlü söylenişiyle, Siktir Et, Batılıları şöyle bir sarsıp kendilerine getirecek, anlam dolu hayatlarımıza egemen olan stresi ve gerginliği ortadan kaldıracaktır.
Bu yüzden, bütün sorunlarınıza ve meselelerinize S*ktir Et demenin bir yolunu bulun. Hayatınızda yapmanız “gerekenlere” S*ktir Et deyin ve sonunda başkaları ne düşünürse düşünsün, neyi yapmak istiyorsanız onu yapın.
Siktir Et demek sizi iyi hissettirir. Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur.
John C. Parkin’in bu komik ve ilham verici... tümünü göster
Braham Stoker korkutmaya devam ediyor! Çizgi Roman Dünya Klasikleri Serimizin yeni kitabı DRACULA - Bram Stoker, Pascal Croci, Françoise-Sylvie Pauly İKİ KİTAP BİR ARADA Kitap I - Dracula, Eflak ve Boğdan Prensi Vlad Tepeş (Kazıklı Voyvoda) Kitap II - Dracula, Bram Stokerın anlattığı efsane İrlandalı yazar Bram Stokerın tüm dünyaya tanıttığı, tüm zamanların en bilinen vampiri DRACULA, Çizgi Roman Dünya Klasikleri serisinin yedinci kitabı olarak piyasada. Fransız sanatçı Pascal Crocinin hem de çizip hem de senaryolaştırdığı bu olgunluk albümü, gotik ve fantastik edebiyata büyük katkı sağlıyor. Gerçekçi ve korku dolu bir ambiyansta DRACULA efsanesinin ortaya çıkışına tanıklık ediyoruz. DRACULA konulu bu çizgi romanı gerçekleştirmek için tam 20 yıl bekleyen sanatçı, onu müthiş büyüleyen bu karakteri ergenlik yıllarında keşfetmiş. Bram Stokerın kitabından yola çıkan Croci, yazarın anlattıklarının öncesi üzerine bir öykü daha çizmiş. Birinci kitapta tarihsel bir kişilik olan Vlad Tepeşin (Kazıklı Voyvoda), Bram Stokerın romanındaki entrikanın üstüne kurulu hikâyesi anlatılıyor. Çizgi Roman Dünya Klasikleri serisinde bir arada yayınlanan birinci ve ikinci kitaplar bir ikiz tablo işlevi taşıyor, ama birbirlerini tamamlayan iki ayrı öykü olarak değil. Her biri ötekinde sorulan sorulara cevap vererek birbirlerini zenginleştiriyorlar. Eflak ve Boğdan Prensi Vlad Tepeşi, yani Kazıklı Voyvodayı anlatan birinci kitap, kurgusal birtakım unsurlar barındırmakla birlikte tarihsel bir öykü olarak düzenlenmiş; buna karşılık Bram Stokerın anlatımlarını içeren ikinci kitap fantastik bir masalmış izlenimi veriyor. Pascal Crocinin çizimleriyle hayat bulan DRACULAnın her sayfası bir tablo gibi, belki de Fransız sanatçı 20 yıl beklemekle iyi etmiştir, kimbilir...
Braham Stoker korkutmaya devam ediyor! Çizgi Roman Dünya Klasikleri Serimizin yeni kitabı DRACULA - Bram Stoker, Pascal Croci, Françoise-Sylvie Pauly İKİ KİTAP BİR ARADA Kitap I - Dracula, Eflak ve Boğdan Prensi Vlad Tepeş (Kazıklı Voyvoda) Kitap II ... tümünü göster
İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.
İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi... tümünü göster
Kalabalık mahkeme salonunun tam ortasında çökmüş haldeydi. O; büyük düşleri olan, zeki, yakışıklı, korkusuz ve ülkenin en seçkin dava avukatıydı. Onu 17 yıldır tanıyordum. Julian'ın şok edici mahkeme gösterileri sürekli gazetelerin ön sayfalarında yer alıyordu. Çoğu kimsenin sadece düşleyebileceği her şeyi elde etmişti: Yıldızlara varan mesleki şöhret, milyonlarca dolarlık banka hesapları, en pahalı semtte olağanüstü bir malikane, özel bir jet, tropikal bir ada ve orada yazlık bir ev ve de çok değer verdiği varlığı - evinin özel yolunun ortasına parkettiği kırmızı bir ferrari. Şimdi ise Büyük Julian kalp krizi geçirmiş, çaresiz bir bebek gibi yerde kıvranıyor ve deli gibi sarsılıyordu. Bütün bunlar üç seneden fazla bir zaman önce yaşanmıştı. Son duyduğum Julian'ın Hindistan'a gittiği idi. Ortaklardan birine hayatını sadeleştirmek istediğini, bazı yanıtlara ihtiyacı olduğunu ve onları bu mistik ülkede bulmayı amaçladığını söylemişti. İşine son vermiş, malikanesini, adasını ve jetini elden çıkarmıştı. Hatta Ferrari'sini bile satmıştı. Bir gün ofisimin kapısı yavaşça açıldı. Kapının ardında canlılık ve enerji yayan, genç ve iyi görünüşünden fazla neredeyse kutsal diyebileceğim bir huzura sahip, gülümseyen bir adam kapıda göründü. İşimi elimden almaya niyetli hızlı bir avukat herhalde diye düşündüm. Genç adam sevdiği bir öğrencisini izleyen Buda gibi gülümseyerek bana bakmayı sürdürdü. Dayanılmaz sessizlikle geçen uzun bir aradan sonra şaşırtıcı bir biçimde emredici bir ses tonuyla konuştu: Tüm konuklarına böyle mi davranırsın John, hele sana mahkeme salonlarının sırrını öğreten birine. Julian? Bu sen misin? İnanamıyorum ! Gerçekten sen misin? Güçlü kahkahası kuşkularımı doğruladı. Önümde duran genç adam uzun süredir kayıp şu Hintli Yogi'den başkası değildi: Julian Mantle. İnanılmaz değişimi karşısında şaşkına dönmüştüm.
Kalabalık mahkeme salonunun tam ortasında çökmüş haldeydi. O; büyük düşleri olan, zeki, yakışıklı, korkusuz ve ülkenin en seçkin dava avukatıydı. Onu 17 yıldır tanıyordum. Julian'ın şok edici mahkeme gösterileri sürekli gazetelerin ön sayfaların... tümünü göster