Vikitap destek hatti.
Vikitap destek hatti.
Virginia Woolf, 1931de yayımladığı Dalgaları yazarken, bu kitapla o güne değin hiçbir başka romancının göze alamayacağı değişik şeyleri yapmak istediğini, bu romanın o güne değin yazılan hiçbir başka romana benzemeyeceğini biliyordu. (...) Çünkü Dalgalar, hem düzyazıyla kaleme alınacak, hem de şiir olacaktı; hem roman olacaktı, hem de tiyatro oyunu.Mîna Urgan, Virginia WoolfVirginia Woolf, Dalgalarda dış dünyayı yok eder. Üç erkek ve üç kadının çocukluklarından yaşlılık dönemlerine kadar tüm hayatlarının anlatıldığı kitapta dış dünya nesnel olarak değil, ancak kişilerin iç dünyalarına yansıdığı kadarıyla verilir. Bir olay örgüsüne uyarak değil, bir ritme uyarak yazılan kitap, şiir olmayan herhangi bir şey edebiyata neden girsin ki diyen Woolf tarafından iki yıl içinde üç kez yazılır ve dalgaların sesine uydurularak, şiir gibi yüksek sesle okunarak düzeltilir... Gerçekçi roman geleneğinden tam bir kopuşu temsil eden Dalgalar, bilinç akışı tekniğiyle yazılan romanların en önemlilerinden biridir.Zeki, alaycı, çok ciddi... Bir kadın veya bir savaş karşıtı veya her ikisi de iseniz, okuyun.Times
Virginia Woolf, 1931de yayımladığı Dalgaları yazarken, bu kitapla o güne değin hiçbir başka romancının göze alamayacağı değişik şeyleri yapmak istediğini, bu romanın o güne değin yazılan hiçbir başka romana benzemeyeceğini biliyordu. (...) Çünkü Dalg... tümünü göster
1957 yılında daha 48 yaşındayken intihar ederek ölen ünlü romancı Malcolm Lowry, kısa süren yaşamının tümünü intihara koşan bir yarış gibi yaşadı. Onun yaşam öyküsünü yazan Douglas Daya göre: Malcolm Lowry, alkolik olduğu için delirmedi, deli olduğu için alkole sığındı. 1936-1944 yılları arasında, dokuz yıl boyunca, damıta damıta ürettiği Yanardağın Altında adlı bu romanı öylesine bir başyapıt olarak çıktı ki ortaya, tüm öbür yazdıklarını gölgede bıraktı. Bu kitap, yazarın kendisidir. Yani insanlığın geçmişi ve geleceği, evrenin anlamı ve tarihi. Kitabını kırparak basmak isteyen yayıncısına yazdığı uzun mektup, onun ikinci başyapıtı sayılabilir. Romanını anlattığı ve savunduğu bu uzun mektubunu kitabın sonunda bulacaksınız.
1957 yılında daha 48 yaşındayken intihar ederek ölen ünlü romancı Malcolm Lowry, kısa süren yaşamının tümünü intihara koşan bir yarış gibi yaşadı. Onun yaşam öyküsünü yazan Douglas Daya göre: Malcolm Lowry, alkolik olduğu için delirmedi, deli olduğu ... tümünü göster
Dünyaca ünlü piyanist Ryder, önemli bir konser vermek için isimsiz bir Avrupa şehrine gelir. Birkaç gün sonra sahneye çıkacağını bilse de, bundan başka hiçbir şey hatırlayamaz; karşılaştığı herkesin niçin ondan bir şeyler istediğini, çok uzak olması gereken yerlere nasıl hemen ulaşıverdiğini, saatler sürmesi gereken bir sohbeti üç dakikalık asansör yolculuğuna nasıl sığdırdığını anlayamaz. Kendini olaylara ve çevresindeki insanlara teslim eden belleksiz piyanist, geçmişin ve geleceğin kırılgan bir şimdiki anda çakıştığı sürreal bir dünyaya savrulur. Çok geçmeden, yaklaşan konser gecesinin hayatının en önemli performansı olduğunu fark edecektir.
İşlevini yitirmiş toplumsal düzenin bireyler üzerindeki yaralayıcı baskısını hemen her eserinde zarafetle ilan eden Kazuo Ishiguro, Avunamayanlar’da hayatı kontrolden çıkan bir adamın çok boyutlu hikâyesini anlatıyor.
Dünyaca ünlü piyanist Ryder, önemli bir konser vermek için isimsiz bir Avrupa şehrine gelir. Birkaç gün sonra sahneye çıkacağını bilse de, bundan başka hiçbir şey hatırlayamaz; karşılaştığı herkesin niçin ondan bir şeyler istediğini, çok uzak olması ... tümünü göster
"Ben niteliksiz adamım, sadece kimse bunun farkında değil. Bütün iyi, biçimsel duygulara sahibim, nasıl davranacağımı elbette biliyorum, ama içsel özdeşleşme yok."
(1928) Musil-Tereke, Dosya II 4, s. 120
Franz Kafka, James Joyce ve Hermann Broch ile birlikte yirminci yüzyıl romanının büyük ustaları arasında yer alan Avusturyalı yazar Robert Musil (1880-1942), 1921 yılından başlayarak ölünceye kadar Niteliksiz Adam üzerinde hemen her gün çalışmış ve romanın ilk kitabı 1930'da, üçüncü kitabı ise 1933'te yayımlanmıştır. Tamamlanmadan kalan dördüncü ve son bölümün yayımlanması ise ancak aradan neredeyse yirmi yıla yakın bir süre geçtikten sonra gerçekleşebilmiştir. Niteliksiz Adam, gerçek anlamda bir çağ ve geçiş dönemi romanıdır. Yazar tarafından "İmpkralya" diye adlandırılan, gerçekte 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başında artık çöküş sürecine girmiş olan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu simgeleyen bir ülkede Musil, modernizm sürecindeki bir toplumun ve bireyin tüm çalkantılarını sergilemeyi amaçlar. Bu çalkantılar, romanın başkişisi, yani "niteliksiz adam" olan Ulrich'in kimliğini aracılığıyla sergileniyor. Ulrich, bir ayağıyla eski'de, öteki ayağıyla yeni'de durmaktadır. Bütün sorun, onun bu geçiş konumunun doğal sonucu olan çelişkilerin üstesinden gelip gelemeyeceği sorusunda odaklanır. Niteliksiz adam Ulrich'in kişisel çatışmaları aracılığıyla Avrupa'nın Birinci Dünya Savaşı'yla birlikte başlayan tinsel çöküşünü anlatan Musil, geleneksel tarzdan uzaklaşarak, romanın olayları anlatım örgüsüyle de okuru şaşırtır. Yaşanan bunalımı ele alış ve aktarış tarzıyla çağdaş edebiyatın başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Niteliksiz Adam'ın birinci cildi Ahmet Cemal'in çevirisiyle şimdi Türkçede.
"Ben niteliksiz adamım, sadece kimse bunun farkında değil. Bütün iyi, biçimsel duygulara sahibim, nasıl davranacağımı elbette biliyorum, ama içsel özdeşleşme yok."
(1928) Musil-Tereke, Dosya II 4, s. 120
Franz Kafka, James Joyce ve He... tümünü göster
Kaç kişi Karl Marx'ı büyük yazarların ve sanatçıların bir listesine dahil etmeyi düşünürdü? Postmodern çağımızda bile Das Kapital'in parçalı anlatısı ve radikal kopuşu birçok potansiyel okur tarafından biçimsizlik ve anlaşılmazlık olarak yanlış anlaşılıyor. Benim kitabımın ana hedefi bu okurların en azından bir kısmını yeniden bakmaya ikna etmektir: Beethoven, Goya ya da Tolstoy ile uğraşmaya istekli olan herkes Das Kapital'in bir okumasından "yeni bir şey öğrenebilmelidir" – çünkü onun konusu hâlâ yaşamlarımıza hükmediyor. Marshall Berman'ın sorduğu gibi: Sermaye var olmaya devam ettikçe Das Kapital nasıl bitebilir ki? Katı olan her şey hâlâ buharlaşırken, Das Kapital'in hayatlarımızı yöneten güçlere –ve bunların ürettikleri istikrarsızlık, yabancılaşma ve sömürüye– ilişkin canlı portresi asla rezonansını veya dünyayı odağımıza koyma gücünü yitirmeyecektir.
Tanıtım Yazısı'ndan
Kaç kişi Karl Marx'ı büyük yazarların ve sanatçıların bir listesine dahil etmeyi düşünürdü? Postmodern çağımızda bile Das Kapital'in parçalı anlatısı ve radikal kopuşu birçok potansiyel okur tarafından biçimsizlik ve anlaşılmazlık olarak ya... tümünü göster