Eylül romanıyla yaygın bir ün kazanan Mehmet Raufun Eski Aşk Geceleri adlı yapıtı, yazarın öykü türündeki son kitabıdır. Bu kitabında Mehmet Rauf, yazınsal yanı ağır basan, kimi öykülerinde Servet-i Fünûn dönemi öykü anlayışına yönelen bir yazar niteliğindedir. Hüseyin Rahmiden Hâlit Ziyaya dönemin bir çok yazarından belirli belirsiz etkiler taşımasına karşın, onlar kadar çarpıcı, onlar gibi etkileyici olmasını da bilmiştir.Eski Aşk Geceleri : Mehmet Rauftan bir demet öykü...
Eylül romanıyla yaygın bir ün kazanan Mehmet Raufun Eski Aşk Geceleri adlı yapıtı, yazarın öykü türündeki son kitabıdır. Bu kitabında Mehmet Rauf, yazınsal yanı ağır basan, kimi öykülerinde Servet-i Fünûn dönemi öykü anlayışına yönelen bir yazar nite... tümünü göster
Nobel yazarından savaşın acılarını duyumsatan bir anlatı...Steinbeck bu kitapta cephelerde yürütülen savaşın, II. Dünya Savaşının bilinmeyen yanlarını, önemsiz gibi görünen küçük olayları, ince ayrıntıları, bir filozof tavrıyla anlatır... İnsani acılar karşısında duyarlı ve içten bir yazar olarak olaylara yaklaşır. Bu yapıtın asıl ilginçliği, böylesine bir yazarın kaleminden çıkmış olmasındadır.Bir Savaş Vardı, savaş rüzgârlarının hiç dinmediği dünyamızda anlamını ve değerini hiç yitirmeyen bir kitaptır.
Nobel yazarından savaşın acılarını duyumsatan bir anlatı...Steinbeck bu kitapta cephelerde yürütülen savaşın, II. Dünya Savaşının bilinmeyen yanlarını, önemsiz gibi görünen küçük olayları, ince ayrıntıları, bir filozof tavrıyla anlatır... İnsani a... tümünü göster
Amerikan edebiyatının devi Jack Kerouac'tan Beat Kuşağı destanını yazan kitap: Yolda.
Gökyüzü geniş, hayat kısa, hayaller sonsuzken yol özgürlüktü. Yol dostluktu, maceraydı; sonsuz olasılığın toplamı, yaşamın kaynağıydı. Yolun sonunda aşk vardı, söz vardı, ses vardı; başlangıçlar hep şen, hep heyecanlıydı. Hızla giden bir arabanın dikiz aynasına yansıyordu hayatın anlamı, öyle bir şey varsa tabii; tan kızıllığında, gecenin bağrında, bir dostun yanı başında. Hareket halinde olan için ölüm yoktu, tasa yoktu; devinim vardı sadece. Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka koltuklarında, kaçak atlanan tren vagonlarında, çadırlarda, barakalarda, uzak diyarlarda yaşam vardı ve yaşam kutsaldı. Yüreklerindeki coşkuyu daracık dünyaya sığdıramayanlar, yollarda şahlandı. Nereye olursa... Kıvrak ve neşeli bir caz melodisi gibi, çılgınlıktı hepsi ve tüm gerçekler, hızla giden bir aracın tekerleklerini öpen asfalt misali önlerine seriliverdi. Yaşam yazılacak bir şiirdi ve beklemezdi.
Jack Kerouac, Yolda'da kendi hikayesini anlatıyor: sansürsüz, saf, olduğu gibi. Özgürlüğün, arayışın ve onulmaz bir yaşam hasretinin şarkısı bu yankılanan...
Bazı kitaplar edebiyat tarihine damga vurmakla kalmaz, efsaneye dönüşür.
Amerikan edebiyatının devi Jack Kerouac'tan Beat Kuşağı destanını yazan kitap: Yolda.
Gökyüzü geniş, hayat kısa, hayaller sonsuzken yol özgürlüktü. Yol dostluktu, maceraydı; sonsuz olasılığın toplamı, yaşamın kaynağıydı. Yolun sonunda aşk var... tümünü göster
“Ruhuma musallat olmuş o uçurumların kenarında yaşayabilmek için aylardır bıkmadan usanmadan çocukluğumun yüzlerini,
sokaklarını, ağrılarını yazıyorum. Delirmişçesine, hafızamın kuytu, karanlık, ıssız yerlerine, çocukluğuma, ilk gençliğime, utançlarıma, kavgalarıma bakıyorum bir şeyler bulabilmek için. Ne arıyorum?
Bu kadar öykünün içinde aradığım nedir? Bir kere de mutlu bitsin şu hikâyelerin sonu diyenlere ne cevap vereceğim?”
Bir kere sevdiğinin yüzüne baksa ölecek âşıklar…
Güzelliğini bir yara gibi taşıyan kadınlar…
Gururundan ölenler, gidenler, tam söyleyecekken susanlar,
yıkık krallıkların prensesleri…
Tarık Tufan, Beni Onlara Verme’de bir semti,
o semtin mahallelerini ve o mahallelere sıkışmış karakterlerin birbirinden ilginç hikâyelerini anlatıyor.
Tarık Tufan’ın etkileyici ve akıcı dilinden kimi zaman karanlık,
can yakan masalsı hikâyeler.
Beni Onlara Verme cüretli ve içten bir meydan okuma.
“Ruhuma musallat olmuş o uçurumların kenarında yaşayabilmek için aylardır bıkmadan usanmadan çocukluğumun yüzlerini,
sokaklarını, ağrılarını yazıyorum. Delirmişçesine, hafızamın kuytu, karanlık, ıssız yerlerine, çocukluğuma, ilk gençliğime, utançla... tümünü göster
“Eşim Almanya’ya gidiyorum dediğinde hiç ses etmedim. Adını ilk defa duyuyordum. Yolculuk trenle üç gün sürüyor dediği o an anladım. Demek benden bu kadar uzağa gidiyordu.”
“Eşimden bant gelmiş, bütün ev teybin başındayız. Eşim bantta ‘iyisiniz inşallah’ diyor bütün ev ‘iyiyiz iyiyiz’ diyor, ‘köye kar inmiştir’ diyor, herkes ‘indi indi’ diyor. En son anasını, babasını herkesi andı, kalanlara da hasretle selam ederim dedi. İşte o kalan bendim.”
“Bazı aileler vardı hani, çok önemsenmezdi. Ama her bayram kapınızı çalar, az oturup giderdi. Biz işte o aileydik.”
“18 yıl Essen'de çalıştık ama adres sormadan bir yeri bulamıyorduk. Biz hep şehrin altını gördük, üstünü görmedik ki bilelim."
"O zamanlar tek firma vardı, o götürüyordu cenazemizi memlekete. Ama hafta sonu kapalıydı. Biz de ne yapalım, inşallah hafta içi ölürüz diyorduk."
“Eşim Almanya’ya gidiyorum dediğinde hiç ses etmedim. Adını ilk defa duyuyordum. Yolculuk trenle üç gün sürüyor dediği o an anladım. Demek benden bu kadar uzağa gidiyordu.”
“Eşimden bant gelmiş, bütün ev teybin başındayız. Eşim bantta ‘iyisiniz inşa... tümünü göster