Gülşen Şatır

8 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 11 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Gülşen Şatır bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 7 ay
Gülşen Şatır okumuş.
Uçurtma Avcısı

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk...
Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkarının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur. Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz. Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları.... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasının yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişinin aşama aşama gözler önüne seriyor. Uçurtma Avcısında anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanını diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk...
Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 8 yıl, 7 ay
Gülşen Şatır okumuş.
Aynı Yıldızın Altında

Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın ve Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın Öyküsü

On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace'in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır.

Fakat Augustus Waters isimli yakışıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubu'nda boy gösterince Hazel'ın hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır...

TIME dergisi, 2012'nin En İyi Romanı

Goodreads, 2012'nin En İyi Genç Yetişkin Kitap Ödülü

New York Times'ın En Çok Satanlar Listesinde #1

Wall Street Journal'ın En Çok Satanlar Listesinde #1

Amazon'un En Çok Satanlar Listesinde #1

Indiebound'un En Çok Satanlar Listesinde #1


"Hayata, ölüme ve araya sıkışanlara dair bir roman olan Aynı Yıldızın Altında, John Green'in en iyi kitabı.
Kahkaha atıyor, ağlıyor, hızınızı alamayıp tekrar okuyorsunuz."
Markus Zusak, Printz ödüllü bestseller yazarı

"Aynı Yıldızın Altında evrensel konuları ele alıyor: Sevilecek miyim? Hatırlanacak mıyım? Bu dünyada bir iz bırakabilecek miyim?"
Jodi Picoult, New York Times bestseller yazarı

"Dâhiyane... Çok etkileyici... Güçlü ve saf duygularla korkusuzca yüzleşebiliyor."
TIME

"Green, okurların aklından uzun süre çıkmayacak, göz kamaştıran iki gencin öyküsünü iyi bir gözlem yeteneği ve empatiyle anlatarak, rafta duracak bir kitaptan ötesini yazmayı başarmış." People

"Bu romanı çekici kılan şey dakikada bir heyecanlı bir patlama yaşanması değil, 'sayılı günler içinde sonsuzca' yaşamaya çalışan karakterlerin gerçekliği."
The Washington Post

"Buruk bir komedi, akılları baştan alacak bir romantizm ve insana hayat ile ölüme dair sorulan büyük soruları keyifle ve uzun uzun düşündüren bir kitap."
Horn Book

"Aynı Yıldızın Altında bir aşk hikâyesi. Son dönem edebiyatın en içten ve dokunaklı romanlarından biri ama aynı zamanda korkunç bir zekâ, cesaret ve hüznün varoluşsal trajedisini de anlatıyor."
Lev Grossman, TIME
(Tanıtım Bülteninden)

Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın ve Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın Öyküsü

On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace'in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birli... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 2 ay
Gülşen Şatır bir değerlendirme yaptı.
İlk Son Öpücük

5

Bazen cok sıkıcı olduğu zamanlar oldu. Yazarın dili bazen sıkıyor belki de ben aradığımı bulamadım. Sayfanın başındaki tarihleri ilk onemsemedim sonra onlara göre anlattığını fark ettim.Kitabın ilk sayfaları cok sıkıcı geldi sürekli elimden bırakıp attım sonra bir daha alıp okumaya calıştım, ama yarısından sonra kitap çok sarmaya başladı sonu mutlu etti.

Bazen cok sıkıcı olduğu zamanlar oldu. Yazarın dili bazen sıkıyor belki de ben aradığımı bulamadım. Sayfanın başındaki tarihleri ilk onemsemedim sonra onlara göre anlattığını fark ettim.Kitabın ilk sayfaları cok sıkıcı geldi sürekli elimden bırakıp a... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 2 ay
Gülşen Şatır okumuş.
İlk Son Öpücük

Bana bir iyilik yapın ve bugün bir kuralı yıkın.

Kendinizden geçin ve anı yaşayın!

Yüreğinizi açın. Şimdi lütfen biraz daha açın. Çok sevin, hiç sevmediğiniz kadar çok hem de. Dimdik ayakta durup aşkınızı haykırmaktan ve sesinizin duyulmasından korkmayın. SENİ SEVİYORUM diye bağırın.
Aşkın hakkını verin. Ve sokakta, herkesin önünde nefesiniz tükenene kadar sevdiğinizle öpüşün, sanki her biri son defaymış gibi…

Molly ile Ryan ilk öpüştüklerinde sonsuza kadar birlikte olacaklarını biliyorlardı, ta ki gelecek onlara hiç ummadıkları bir sürpriz hazırlayana kadar…

“İlk Son Öpücük’ü okuduktan sonra ne geçmişin ne de geleceğin, sadece şimdinin önemli olduğunu hatırlayacaksınız. Kahvenizi hazırlayın ve kendinizi aşkın, mutluluğun, hüznün ve şu anın kollarına bırakın.”
Independent

“Elinizde, aşksız bir hayatın ölümden farksız olduğunu sıcacık bir anlatımla sunan, yüreğinize dokunacak bir roman tutuyorsunuz. Modern çağın aşksızlığında yaşarken nefes almanızı sağlayacak bir kitap okumak hakkınız.”
Marie Claire

“Sevdiğinizle yapmak isteyip de ertelediğiniz planlarınız
var mı? O zaman bu kitabı mutlaka okuyun.”
Daily Mirror

“Hayat dolu, sıcacık, ilham veren bir roman.”
Cosmopolitan

Kayan bir yıldız yerine, bir öpücükle dilek tuttunuz mu hiç....?

Bana bir iyilik yapın ve bugün bir kuralı yıkın.

Kendinizden geçin ve anı yaşayın!

Yüreğinizi açın. Şimdi lütfen biraz daha açın. Çok sevin, hiç sevmediğiniz kadar çok hem de. Dimdik ayakta durup aşkınızı haykırmaktan ve sesinizin duyulmasında... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 2 ay
Gülşen Şatır okumuş.
Aşk

Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy...Hamuş derdi Mevlana kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini.. Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradanın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.Mesneviyi şerh edenlerin çoğu bu ölümsüz eserin b harfiyle başladığına dikkat çeker. İlk kelimesi Bişrev!dir. Yani Dinle! Tesadüf mü dersin ismi Suskun olan bir şairin en kıymetli yapıtına Dinle! diye başlaması. Sahi, sessizlik dinlenebilir mi?Bu romanda her bölüm aynı sessiz harfle başlar. Neden? diye sorma, ne olur. Cevabını sen bul. Ve kendine sakla.Çünkü öyle hakikatler var ki bu yollarda, anlatırken bile sır kalmalı.
A. Z. Zahara - Amsterdam, 2007

******

Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy...
Hamuş derdi Mevlana kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini..?
Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradanın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.


******

Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti.... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

Gülşen Şatır şu an ne okuyor?

Gülşen Şatır şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.