Kabzasında bir haç olan bıçakla öldürülmüş bir adam... Üstelik yanı başında bir Kutsal Kitap açık bırakılmış, satırlardan birinin altı adamın kanıyla çizilmiş ve kitabın kenarına bir azizin adı düşülmüş...Kavimde olaylar böyle başlıyor işte. Komiser Nevzat, yardımcısı Ali ve Zeynep de olayı çözmek için hemen harekete geçiyorlar. Ahmet Ümitin beklenen yeni romanında gizemli olaylar çerçevesinde işlenen cinayetleri aydınlatmaya çalışıyor kahramanlarımız. Hıristiyanlık, Süryanîlik, Arap Alevîliği gibi dinî konuların da rol oynadığı, İstanbuldan Mardine uzanan, devletin derinliklerinde kurulmuş yanlış düzene çarpıp geri tepen ilginç bir soruşturma bu. İşlenen cinayetler gizemli ve çarpıcı, ama kahramanlarımızın soruşturma sırasında karşılarına çıkan gerçekler daha da çarpıcı. Çok heyecanlı, gerilimli bir polisiyeyle karşı karşıyayız, orası kesin. Ama bu polisiye bize Türkiyenin yakın geçmişi ve bugünüyle ilgili de çok şey söylüyor. Yani, Ahmet Ümit yine çok katmanlı ve çok sesli bir romana imza atıyor. Kavim, hem polisiye severleri hem de tüm roman severleri mutlu edeceğe benziyor.
Kabzasında bir haç olan bıçakla öldürülmüş bir adam... Üstelik yanı başında bir Kutsal Kitap açık bırakılmış, satırlardan birinin altı adamın kanıyla çizilmiş ve kitabın kenarına bir azizin adı düşülmüş...Kavimde olaylar böyle başlıyor işte. Komiser ... tümünü göster
Mücadele devam ediyor. Doğanın mensubu olduğu çete de kökü kazınamayan gruplardan biri. Epeydir onların peşindeyiz. Devletin güvenlik birimlerinden bazı kişilerin işin içinde olma olasılığı da var. Ama bu şahıslar kimdir, nasıl bir faaliyet içindedir, elimizde delil yoktu. Biz delil bulmaya çalışırken, duymuşsunuzdur, Koruyucubaşı Bekir ile sevgilisi vuruldu, ardından Yüzbaşı Rıfat ölü bulundu. Çetede bir şeyler oluyurdu, bu aradığımız delili bulmak için bir fırsat olabilirdi. Doğanı yakın takibe aldık. (Arka Kapak)Yayına Hazırlayan: Özgür Kalyoncu
Mücadele devam ediyor. Doğanın mensubu olduğu çete de kökü kazınamayan gruplardan biri. Epeydir onların peşindeyiz. Devletin güvenlik birimlerinden bazı kişilerin işin içinde olma olasılığı da var. Ama bu şahıslar kimdir, nasıl bir faaliyet içindedir... tümünü göster
Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor.Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için...
Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, ... tümünü göster
Gaziantep'te 1960 yılında yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası kilim tüccarı, annesi terzi idi. İlk öğreniminin ardından Gaziantep Atatürk Lisesi'ne devam etti. 14 yaşından itibaren sol görüşlü bir aktivist oldu.Ülkücülerle aralarında çıkan bir kavgadan dolayı 24 arkadaşıyla birlikte Gaziantep dışına sürgün edildiği için liseyi Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde tamamladı.
1979'da Marmara Üniversitesi'nin Kamu Yönetimi bölümünde yükseköğrenimine başladı. Öğrencilik yıllarında tanışıp evlendiği Vildan Hanım ile evliliğinden Gül adında bir kızı oldu (1981). 1980 darbesinin ardından 'profesyonel devrimci' olarak çalıştı. 1982'de düzenlenen 'Anayasaya Hayır' kampanyasına katıldı. Duvarlara afiş yapıştırırken yakalanan arkadaşları için öykü şeklinde yazdığı rapor, takma adı olan 'K. Yalçın' imzası ile önce Atılım Dergisi'nde, sonra Prag'da 40 dilde yayın yapan Barış ve Sosyalizm Sorunları Dergisi'nde yer aldı. Yazarlığa adımnı bu rapor/öykü ile attı.1983 yılında üniversite öğrenimini tamamladı.
Üyesi olduğu Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından 1985’te Moskova'ya gönderildi. 1985-1986 yılları arasında Moskova Sosyal Bilimler Akademisi'nde eğitim gördü. TKP tarafından komünistlik eğitimi almak için Rusya'ya gönderilen altı gencin başından geçenleri anlattığı 'Kar Kokusu' (1989) adlı romanı, bu dönemde yaşadıklarından izler taşır. Moskova'da iken şiir yazmaya başladı. 1989'da aktif politikadan ayrıldı ve Sokağın Zulası adlı şiir kitabını yayımladı. Arkadaşı Ali Taygun ile bir reklam ajansı çalıştırmaya başladı.
1990 yılında bir grup edebiyat tutkunuyla birlikte Yine Hişt adlı kültür-sanat dergisini çıkardı. Şiir, öykü ve yazılarını Adam Sanat, Yine Hişt, Öküz ve Cumhuriyet Kitap dergileri ile Yeni Yüzyıl gazetesinde yayımladı.
1992 yılında yayınlanan ilk öykü kitabı Çıplak Ayaklıydı Gece, aynı yıl Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü'nü aldı. Bu kitap Ahmet Ümit'i yazın dünyamıza tanıtan ilk kitap olma özelliğini de taşır.
Arkadaşı tiyatro yönetmeni Ali Taygun'un teşvikiyle polisiye yazmaya ağırlık veren Ahmet Ümit, 1994 yılında ATV için çekilen 'Çakalların İzinde' adlı polisiye dizinin öykülerinin ve senaryosunun yazılmasına katkıda bulundu. Ardından da 1995'te Ahmet Ümit, çeşitli gazete ve dergilerde Franz Kafka, Dostoyevski, Patricia Highsmith, Edgar Allan Poe ve polisiye roman yazarları üzerine inceleme ve tanıtım yazıları kaleme aldı.
Bir Ses Böler Geceyi (1994) adlı uzun hikâyesinin ardından Masal Masal İçinde (1995) yayımlandı. Annesinden dinlediği masalları düzenleyip yazdığı bu kitap çeşitli özel ilköğretim okulunda ve özel kolejlerde ders kitabı olarak okutuldu, Korece'ye çevrildi. Kitaplarının tümünde var olan gerilim duygusu Sis ve Gece (1996) adlı polisiye romanında kendisini tümüyle dışa vurdu. Sis ve Gece, Türkiye'de yankı uyandırdı, tartışmalara yol açtı. Yunanistan'da yayımlanarak yabancı dile çevrilen ilk Türk polisiye yapıtı unvanını kazandı.
Sis ve Gece'yi Kar Kokusu (1998) adlı romanı, Agatha'nın Anahtarı (1999) adlı polisiye öykü kitabı takip etti. 2000'den itibaren Patasana (2000), Kukla (2002), Şeytan Ayrıntıda Gizlidir (2002), Beyoğlu Rapsodisi (2003), Aşk Köpekliktir (2004), Ninatta'nın Bileziği (2006), Kavim (2006) adlı kitaplarını ardı ardına yayımladı. 2007'de İnsan Ruhunun Haritası adlı denemesi yayımlandı. 2008'de yayınlanan Bab-ı Esrar'da Şems-i Tebrizi cinayetini konu edindi. İstanbul hakkında çok detaylı bilgiler de içeren İstanbul Hatırası adlı polisiye romanı Haziran 2010'da okuyucularla buluştu. Yazarın Başkomiser Nevzat, Çiçekçinin Ölümü (2005) adlı bir de çizgi romanı vardır.
Öykülerinden yola çıkılarak Uğur Yücel tarafından Karanlıkta Koşanlar ve Cevdet Mercan tarafından Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizileri yapılmış, Sis ve Gece adlı romanı 2007 yılında Turgut Yasalar tarafından sinemaya uyarlanmıştır.
Gaziantep'te 1960 yılında yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası kilim tüccarı, annesi terzi idi. İlk öğreniminin ardından Gaziantep Atatürk Lisesi'ne devam etti. 14 yaşından itibaren sol görüşlü bir aktivist oldu.Ülküc... tümünü göster