Abilene ve babasının hiçbir zaman bir 'ev' kavramı olmamıştır.
Yaprak gibi oradan oraya sürüklenip duran baba-kızın, birbirlerinden ve hikâyelerinden başka kimsesi yoktur.
Ama Abilene büyüyordur ve bir yuvası olmalıdır artık.
Derken bir gün yollar ayrılır.
Abilene şimdi tek başınadır.
Sahip olduğu en değerli varlığı babası Gideon Tucker, onu bir kasabaya yollamıştır.
Peki, mesafeler ayırır mı dersiniz?
Abilene için asla.
Geçmiş gizemli, gelecek bilinmez, şimdi ise özlem dolu.
'Baba, neredesin?'
Bu gece de babamı bekleyerek karşıladım sabahı. Pencereme vuran ay ışığı altında oturup düşündüm uzun uzun. Babamdan hatıra pusulayı elime alıp seslendim gökyüzüne:
''Şu an benim gibi babam da ay ışığının hüznüyle mi meşguldü?''
''O da beni özlüyor muydu benim özlediğim gibi?''
''Biliyorum. Her gidiş mutlaka yanında hüzün taşır ama, bu bizim için değişemez mi baba?''
Abilene ve babasının hiçbir zaman bir 'ev' kavramı olmamıştır.
Yaprak gibi oradan oraya sürüklenip duran baba-kızın, birbirlerinden ve hikâyelerinden başka kimsesi yoktur.
Ama Abilene büyüyordur ve bir yuvası olmalıdır artık.
Derken bir ... tümünü göster
Onu gördüm ve yaz geldi.
Sanki kapı çalınıp çocukluk arkadaşınız yıllar sonra tekrar çıkagelmiş gibi…
Unuttuğunuz bir anıyı bulmak gibi…
Çok eskide kalmış, yıllar sonra yeniden duyduğunuz anda geçmiş bir zamanı size taşıyan bir şarkı gibi…
Dağ yollarında kaybolduktan sonra birdenbire, bir dönemeçte denizle karşılaşmak gibi…
Yaz… bitmesini hiç istemediğim eşsiz anlar ve hiçbir şeyin, hiç kimsenin sonsuza dek benimle kalmayacağını anladığım ayrılıklar mevsimi…
İlk kitabıyla edebiyatımıza benzersiz bir giriş yapan ve yıllar yılı insan yüreğinin, özlemin, aşkın, geçmişi geleceğe bağlayan o narin bağların izini süren Kürşat Başar, 11 yıl aradan sonra kaleme aldığı yeni romanı Yaz’la okurlarıyla buluşuyor.
Yakın tarihimizin kritik bir döneminde dünyaya gelen, birbiri ardına yaşadığı kayıplara rağmen hayata tutunan bir gencin büyüme serüvenini, yüzleşmelerini ve bir yaz mevsimi yaşadığı sarsıcı aşkı, arka plana hızla yitip giden İstanbul’u yerleştirerek anlatıyor.
Bir karşılaşmayla değişen hayatın, küçük bir rastlantıyla uyanan arzuların, birdenbire gittiğiniz yolu değiştiriveren olayların ve her şartta, her yerde insana devam etme, hatta yeniden, yeniden başlama gücü veren o ele gelmez sırrın peşine takılarak...
Onu gördüm ve yaz geldi.
Sanki kapı çalınıp çocukluk arkadaşınız yıllar sonra tekrar çıkagelmiş gibi…
Unuttuğunuz bir anıyı bulmak gibi…
Çok eskide kalmış, yıllar sonra yeniden duyduğunuz anda geçmiş bir zamanı size taşıyan bir şarkı gibi…
... tümünü göster
Polis cinayet dedi. O adalet diyor...
Halk için o bir kahraman: mahkum edilmiş pedofilleri hedef alan bir katil.
İki adam çoktan öldü-ölene dek işkenceye maruz kaldılar.
Polis bile bu vakalara öncelik vermiyor. Çoğu iki ölü pedofilin doğru yönde atılmış bir bir adım olduğunu düşünüyor.
Fakat DC Maeve Kerrigan'a göre kimsenin adaleti kendi elleriyle uygulamasına izin verilmemeli. Genç ve deneyimsiz olan Kerrigan, kurban ne suç işlerse işlesin cinayetin cinayet olduğuna inanmak istemektedir. Katilin vahşeti şiddetlendikçe, Kerrigan da adaletin sağlandığından emin olmak için ne kadar ileri gidebileceğiyle yüzleşmek zorundadır...
"Saplantılı, tehditkar... Çok tatmin edici. "
-Sophie Hannah-
"Casey, kusurlu fakat sempatik bir kadın kahraman yaratmış ve kitabı son sayfasına kadar muazzam bir gerilimle devam ediyor."
-Sunday Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Polis cinayet dedi. O adalet diyor...
Halk için o bir kahraman: mahkum edilmiş pedofilleri hedef alan bir katil.
İki adam çoktan öldü-ölene dek işkenceye maruz kaldılar.
Polis bile bu vakalara öncelik vermiyor. Çoğu iki ölü pedofilin doğru yönde... tümünü göster
Polis cinayet dedi. O adalet diyor...
Halk için o bir kahraman: mahkum edilmiş pedofilleri hedef alan bir katil.
İki adam çoktan öldü-ölene dek işkenceye maruz kaldılar.
Polis bile bu vakalara öncelik vermiyor. Çoğu iki ölü pedofilin doğru yönde atılmış bir bir adım olduğunu düşünüyor.
Fakat DC Maeve Kerrigan'a göre kimsenin adaleti kendi elleriyle uygulamasına izin verilmemeli. Genç ve deneyimsiz olan Kerrigan, kurban ne suç işlerse işlesin cinayetin cinayet olduğuna inanmak istemektedir. Katilin vahşeti şiddetlendikçe, Kerrigan da adaletin sağlandığından emin olmak için ne kadar ileri gidebileceğiyle yüzleşmek zorundadır...
"Saplantılı, tehditkar... Çok tatmin edici. "
-Sophie Hannah-
"Casey, kusurlu fakat sempatik bir kadın kahraman yaratmış ve kitabı son sayfasına kadar muazzam bir gerilimle devam ediyor."
-Sunday Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Polis cinayet dedi. O adalet diyor...
Halk için o bir kahraman: mahkum edilmiş pedofilleri hedef alan bir katil.
İki adam çoktan öldü-ölene dek işkenceye maruz kaldılar.
Polis bile bu vakalara öncelik vermiyor. Çoğu iki ölü pedofilin doğru yönde... tümünü göster