1916 yılında, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında, Babilde, dünyanın en büyük ve korkunç sırrını taşıyan tabletler çalınır. Bu tabletlerde, Kilisenin temelini sarsacak şaşırtıcı gerçekler ve insanlığın en büyük hayali yer almaktadır.2005 yılında Forster, ölmeden önce, dedesinin çaldığı yazıtları güvenli bir yere taşımak ister ve bunun için eski polis Chrisi kiralar. Bu yazıtların peşinde birçok bilim adamı ve Papa vardır. Babilde bulunan bu yazıtlar inancın temsilcisi ile bilimin temsilcilerini karşı karşıya getirecek ve onları büyük bir ihanet ve cinayet girdabı içine sokacaktır.Peki bu SIR nedir?Dünyanın en büyük gizemi üzerine, UWE SCHOMBURGdan hafızalardan silinmeyecek son sayfasına kadar heyecan hiç bitmediği inanılmaz sürükleyici bir roman
1916 yılında, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında, Babilde, dünyanın en büyük ve korkunç sırrını taşıyan tabletler çalınır. Bu tabletlerde, Kilisenin temelini sarsacak şaşırtıcı gerçekler ve insanlığın en büyük hayali yer almaktadır.2005 yılında Fors... tümünü göster
ROKET BİLİMCİ
Yeni bir uydu lansmanı arifesinde, NASAnın proje yöneticisi Alanna Mendesin nişanlısı, görünüşte bir balık avı kazasında öldürülür... sadece altı ay sonra, Silikon Vadisinde ortaya çıkar.
BİLGİSAYAR DÂHİSİ
ROKET BİLİMCİ
Yeni bir uydu lansmanı arifesinde, NASAnın proje yöneticisi Alanna Mendesin nişanlısı, görünüşte bir balık avı kazasında öldürülür... sadece altı ay sonra, Silikon Vadisinde ortaya çıkar.
BİLGİSAYAR DÂHİSİ
Sherlock Holmes, Sir Arthur Conan Doyle'un yarattığı, dünya edebiyatının bugün de neredeyse aramızda "yaşayan" en canlı karakterlerinden biridir. Bir roman kahramanı olmasına rağmen onun 1800'lerde kullandığı yöntemler modern Adli Tıp'a ilham kaynağı olmuştur...
Holmes'un vakaları çözmekte kullandığı; şüphelinin giysilerinin mikroskopla incelenmesi, araç tekerlerinin izlerinin kalıplarının alınması, şüpheliye psikolojik baskı uygulanması yöntemini ilk kez o kullanmıştır.
Şimdi sık sık duyduğumuz "Suç ayrıntıda gizlidir" sözünü Holmes vakaları çözerken hayata geçirmiştir.
Doyle'un, Sherlock Holmes öyküleri ve romanlarının dünyadaki toplam satışı 60 milyonu ve sinema uyarlamaları ise 120'yi geçmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)
Sherlock Holmes, Sir Arthur Conan Doyle'un yarattığı, dünya edebiyatının bugün de neredeyse aramızda "yaşayan" en canlı karakterlerinden biridir. Bir roman kahramanı olmasına rağmen onun 1800'lerde kullandığı yöntemler modern Adli... tümünü göster
Maurice Leblanc'in kurgusal karakteri beyefendi hırsız ve detektif Arsen Lüpen çoğu kez Sir Arthur Conan Doyle'nin yarattığı Sherlock Holmes karakterinin Fransız versiyonu
olarak gösterilmiştir. Binlerce okuyucu tarafından Sherlock Holmes ve Hercule Poirot karakterlerinden bile daha çok hayranlık duyulan bir karakter halini almıştır.
Arsen Lüpen kendine oldukça güvenen ve bir o kadar da centilmen bir hırsızdır. Sadece zenginlerden ve soyulmayı hakeden kişileri hedef alan Arsen Lüpen, çekiciliğini ve zekasını kullanarak her türlü durumdan kurtulmasını biliyor.
Sıklıkla polise ve kurbanlarına işleyeceği suç ile ilgili mektuplar yazar. Bu sayede işleyeceği suçları daha meydan okuyucu, daha heyecanlı, daha eşsiz kılıyor.
"Kusursuz" bu nedendir ki, özellikle Sherlock Holmes (Arthur Conan Doyle) ve Hercule Poirot (Agahta Cristie) hayranlarının mutlaka okuması gereken bir kitap haline gelmiştir.
Sürükleyiciliği, temposu ve zeka dolu kurgusuyla elinizden bırakamayacağınız "Kusursuz" ile Arsen Lüpen serisinin bağımlısı olacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)
Maurice Leblanc'in kurgusal karakteri beyefendi hırsız ve detektif Arsen Lüpen çoğu kez Sir Arthur Conan Doyle'nin yarattığı Sherlock Holmes karakterinin Fransız versiyonu
olarak gösterilmiştir. Binlerce okuyucu tarafından Sherlock Holmes ... tümünü göster
Tutku…
Güzellik…
Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.
Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş.
Çaldıran...
Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride.
Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?
Kızılbaşlık!
Sünnilik!
İktidar hırsı.
Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman!
Korku? Ya o?
Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir.
Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir.
Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta.
Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir.
Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri.
Ve işte bir kez daha aşk!
Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar.
Şah ve Sultan…
Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler.
Masal kadar gerçek.
Büyüleyici olduğu kadar umut verici.
Şah&Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap.
İskender Pala’dan…
Tutku…
Güzellik…
Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.
Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çı... tümünü göster
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke. İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni binyılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç adam. Ama aynı dayanışma gruplarının bir başka müdavimi, toplum kaçkını bir genç kadın. Ve Tyler Durden; yalanlar ve mutsuzlukla dolu bir dünyaya kendi yöntemleriyle saldıran yarı çılgın bir kurtarıcı, baştan çıkarıcı bir intikam meleği. Tyler'ın felsefesine göre, tüketim kültürünün uyuşturucu etkisinden kurtulmanın yolu, fiziksel acıyla tanışarak yeniden doğmaktır. Çok geçmeden, gecenin geç saatlerinde bar bodrumlarında toplanan gizli bir dövüş kulübü ülkenin dört yanını saracaktır. Ama Tyler'ın dünyasında sınırlara ve kurallara yer yoktur. Kendi bedenini örseleyen bir müritler ordusu, toplum düzenini ve konformizmi imha etmek üzere Tyler'ın peşine takılır... Chuck Palahniuk'un ilk romanı, tüketim kültürüne, hırs ve üstünlük duygusuna, güzellik idealine ve iş dünyasına zehir zemberek bir eleştiri yöneltiyor. Palahniuk, karanlık bir mizahla desteklediği güçlü ve çarpıcı üslubuyla, yaşadığımız dünyanın çirkin suretine ayna tutuyor. Son on yılın en özgün, en sarsıcı romanları arasında sayılan Dövüş Kulübü'nü Türkçeye kazandırmaktan sevinç duyuyoruz.
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke. İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği ol... tümünü göster