Huckleberry

Profil Resmi
2 takip ettiği ve 2 takip edeni var. 7 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
Huckleberry okumuş.
Harry Potter ve Melez Prens (Harry Potter, #6)

Harry Potter ve Melez Prens 1 Ekimde okurla buluşuyor! Dizinin ilk beş kitabında olduğu gibi, bu kitapta da geçmişte sorulmuş pek çok sorunun yanıtını veren J. K. Rowling okuyucuyu yeni sorularla, Harry Potterı da yeni sorunlarla baş başa bırakıyor.Büyücüler dünyasında devam eden kargaşa artık Muggleların dünyasını da etkilemeye başlamıştır. Harry Potter, Hogwartstaki altıncı yılını Feci Yorucu Büyücülük Sınavlarına hazırlanarak geçireceğini düşünmektedir. Artık Quidditch takımının da kaptanıdır. Ancak Diagon Yolundaki okul alışverişi sırasında Draco Malfoyun bir şeyler çevirdiğini fark eder. Lord Voldemortun geçmişiyle ilgili pek çok bilinmeyen ortaya çıkarken bir yandan da Malfoyun neyin peşinde olduğunu öğrenmeye çalışan Harryyi yine zor günler beklemektedir.

Harry Potter ve Melez Prens 1 Ekimde okurla buluşuyor! Dizinin ilk beş kitabında olduğu gibi, bu kitapta da geçmişte sorulmuş pek çok sorunun yanıtını veren J. K. Rowling okuyucuyu yeni sorularla, Harry Potterı da yeni sorunlarla baş başa bırakıyor.B... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 10 ay
Profil Resmi
Huckleberry kütüphanesine ekledi.
Sınıf

Mahkemece bilir kişi olarak seçenlerin bilirkişi raporundan: Sınıf adl kitabın muharririnin hasta ruhlu olduğu, komünizm lehinde propaganda mahiyetinde olmadığı ve kıymeti edebiyesi de bulnmadığı ifade ve beyan ettikleri görülmüştür Fakat daha evvel hükümet tarafından bu kitabın muhteviyatı muzur görülüp heyeti vekile kararıyla toplatılmış olduğuna göre hükümetçe bu kitabın başka be mütehassıs heyetlere tetkik ettirilmiş olduğuna ve propaganda mahiyetinde görülmüş olduğuna şüphe yoktur Örfi İdare Komutanlığı, 1 Nolu Örfi İdare Mahke. Reisliği Yeni Türk şiirine inanmayanlara, Rıfat Ilgazın kitabını okuyup anlamalarını dilemekten başka yapılacak bir şey yoktur! Pertev Naili Boratav (Yurt ve Dünya, 1944)

Mahkemece bilir kişi olarak seçenlerin bilirkişi raporundan: Sınıf adl kitabın muharririnin hasta ruhlu olduğu, komünizm lehinde propaganda mahiyetinde olmadığı ve kıymeti edebiyesi de bulnmadığı ifade ve beyan ettikleri görülmüştür Fakat daha evvel ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
Huckleberry kütüphanesine ekledi.
Darağacında Üç Fidan

1968ler. Yazılı tarihin en barbar asrının en umutlu, en ışıklı, en cesur günleriydi. Coşkun bir devrimci dalganın bütün dünyayı sarstığı, onlarca ülkede milyonlarca insanın ayağa kalkarak, Gerçekçi ol, imkânsızı iste, diye haykırdığı günlerdi...Böyle bir dünyada, Denizler de özgürlük bayrağını Türkiyede yükseklere taşıdılar. ABDye, NATOya, yurtlarını yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekmek isteyenlere en iyi cevabı eylemleriyle, yürüyüşleriyle, cesaretleriyle verdiler.Ve egemenler, bu özgürlük kabarışının intikamını 12 Mart karanlığında üç gençten çıkarmak istediler. Somut hiçbir yasal dayanak olmadan Denizi, Yusufu, Hüseyini ve nice arkadaşlarını idamla yargılayıp, Asalım, asalım! çığlıklarıyla darağacına göndererek özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini boğmaya çalıştılar...Baskı altında geçen yirmi iki yılın ardından, bu yeni basımıyla Darağacında Üç Fidanı sunarken, bugün koyu bir karanlığın ve ahlâksızlığın içine itilmek istenen yurdumuzda, gözlerimizde hâlâ bir umut ışığı, darağaçlarında solmayan üç fidanın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz...

1968ler. Yazılı tarihin en barbar asrının en umutlu, en ışıklı, en cesur günleriydi. Coşkun bir devrimci dalganın bütün dünyayı sarstığı, onlarca ülkede milyonlarca insanın ayağa kalkarak, Gerçekçi ol, imkânsızı iste, diye haykırdığı günlerdi...Böyle... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
Huckleberry kütüphanesine ekledi.
Yatak Odasında Terör

Dikkat et, ey okur! Elindeki kitap, sıradan bir Sade romanı değildir. Sen okurken o şöyle seslenecektir, kulak ver: Asla yasaklamayacaksın! Marquis de Sadeın hayatı seni şaşırtacak, hatta ürkütecek; ondan nefret edecek, onu iğrenç bulacaksın.Onun savunulacak bir tarafı yok! Ama Sade, sanık sandalyesinde oturmuyor hiçbir zaman. Tam tersine o bir iddia makamı: Elinde bir kalem varken olağanüstü şeyler yaşayabiliyorsun, diyen o... Siz sefahatten söz ediyorsunuz, bense özgürleşmedensöz ediyorum, diyen de...Donatien Alphonse François Marquis de Sade, 8 Mart 1794 günü, çürümekte olduğu bir hapishaneden bir yeryüzü cenneti olarak tanımladığı Picpuse nakledildiğinde ellili yaşlarındaydı ve birçokları için hâlâ hiç kimsenin baş edemediği bir yaratıktı.Ulusal ustura giyotin her gün boyunları vururken, Sade, Picpuste, sekiz esrarengiz ay boyunca eğlendi, hoş kadınlar arasında dolandı, bir sefahat tiyatrosu sahneledi... Sadeı oraya kim göndermişti? Onu sürekli koruyan, giyotinden kurtaran kimdi? Onun için kim çuval dolusu para döküyordu?Dikkat et, ey okur! Elindeki romanda bu soruların cevaplarından geçen sefih bir adamın, bir özel hayat Zorbasının hayatından çok daha tehlikeli şeyler bulacaksın! Serge Bramlynin senaryosundan uyarlanan, ünlü Fransız aktör Daniel Auteuilün döktürdüğü filmi sarsmıştı, romanı ise tam anlamıyla şok edecek!

Dikkat et, ey okur! Elindeki kitap, sıradan bir Sade romanı değildir. Sen okurken o şöyle seslenecektir, kulak ver: Asla yasaklamayacaksın! Marquis de Sadeın hayatı seni şaşırtacak, hatta ürkütecek; ondan nefret edecek, onu iğrenç bulacaksın.Onun sav... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
Huckleberry kütüphanesine ekledi.
Suç ve Ceza

Bir yanda budala, anlamsız, önemsiz, hastalıklı, herkese yarardan çok zararı dokunan, niçin yaşadığını kendi de bilmeyen, yarın nasıl olsa ölecek bir kocakarı; öte yanda yardım görmedikleri için boş yere sıkıntı çeken körpe güçler.Kocakarıyı öldür, parasını al, sonra bu parayı tüm insanlığın yararına harca. Bir hayırlı ölüme karşı binlerce yaşam.Kocakarıyı öldürdükten sonra paraya el sürmeden ruhundaki iç çelişkilerle savaş. Ben kocakarıyı değil kendimi öldürdüm. noktasına geliş.Sonunda iyi yürekli, uysal Sonyanın etkisiyle iç rahatı ve gönül ferahlığına kavuşma.Suç ve Ceza, Raskolnikovun kişiliğinde hasta insan ruhunu tüm ayrıntılarıyla gözlerimizin önüne seren, iç çatışmalarıyla bizi derinden etkileyecek bir yapıt. Dostoyevskinin başyapıtlarından biri, belki de birincisi.

************

19. Yüzyıl Rusyasının sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi yapısının izlerini anlatıyor.

************

Roman ilk olarak 1866'da Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde yayımlandıktan sonra cilt hâline getirilmiştir. Yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği taşır. Bununla birlikte yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Roman Rodion Romanovich Raskolnikovun ahlaki ikilemlerine odaklanır. Raskolnikov nefret edilen, kötü bir tefeciyi öldürecektir. Böylece finansal problemlerini çözerken aynı zamanda dünya kötü, değersiz bir parazitten temizlenecektir. Raskolnikov, daha yüksek bir amaca hizmet eden bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanır. Yazar, özellikle en günahkar görülen karakterleri inanca yöneltmiştir. Kimlikler değil, kişilikler önemlidir mesajı da verilmiştir. Suç Nedir? Ceza Nedir? Amaca ulaşmak için her yol mubah mıdır? Asıl suçlu kim? Toplum mu? Bu gibi soruları düşündüren yazar, her okurun kendi inançlarına, hayata bakış açısına göre yorumlayabileceği, fikir edineceği bir üslûp takip etmiştir.


************

Aşkı ilk yaşamak, denizi ilk görmek gibi, Dostoyevskiyi de keşfetmek insanın hayatında çok önemli bir tarihtir. Bu genellikle ilk gençlik çağında olur; yaşlılıkta daha huzurlu yazarları okuruz. 1915t'e Cenevrede Suç ve Cezayı okudum. Kahramanları bir katil ve bir orospu olan bu roman bana çevremizdeki savaştan da yıkıcı ve etkileyici geldi... Dostoyevskiyi okumak bilmediğimiz büyük bir şehrin içine ya da bir savaşın gölgesine girmek gibidir.
J. L. Borges

************

Dostoyevski (1821-1881): Gerek 1840 ortalarından itibaren yayımlamaya başladığı Beyaz Geceler ve Öteki gibi uzun öykü-kısa romanlarıyla, gerekse ilkini elinizde tuttuğunuz Suç ve Ceza, Budala ve Karamazov Kardeşler gibi Sibirya sürgünü sonrası büyük romanlarıyla Dostoyevski, insanın karanlık yakasını kendinden sonraki bütün romancıları derinden etkileyecek biçimde dile getirmiş büyük bir 19. yüzyıl ustasıdır. Mazlum Beyhan (1944); Yayımlamış olduğu Dostoyevskiden Suç ve Ceza ve Budala, Tolstoydan Çocukluğum, İlkgençliğim, Gençliğim ve Gogoldan Arabeskler benzeri çalışmalar düşünüldüğünde, Beyhan, hiç tartışmasız son 35 yılın en önemli Rus edebiyatı çevirmenlerinden biridir.

************

Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881) mühendislik eğitimi almasına rağmen çocukluk yıllarından beri edebiyata büyük bir ilgi duymuştu. O dönemde yaşayan Rus aydınları gibi genç Dostoyevski de Çarlık yönetimini eleştiren yazılar yazıyordu. Bu yüzden Çar Nikola tarafından mahkum ve sürgün edildi.Sürgünden dönünce verdiği eserlerden biri de elinizdeki bu kitaptır. En iyi ve en ünlü eserlerinden biri olan Suç ve Ceza romanını 1866 yılında yazıp bitirmeyi başardı. Dünyanın en iyi romanlarından sayılan bu romanı ile de büyük bir üne kavuşmuş oldu.

************

Suç ve Ceza, dünya edebiyatının en çok okunan, en büyük romanlarından biri olarak kabul edilir. Sefalet içinde yaşayan, üniversite ile ilişkisi kesilmiş genç Raskolnikov, kendince bir kuram geliştirir ve hem kendisinin hem de yakınlarının sıkıntısına bir anda son vermek için, yaşamayı hak etmediğini düşündüğü, yaşlı, hastalıklı, insafsız, kaçık bir tefeci kadını öldürmeye karar verir. Dostoyevski, ilk bakışta bir polisiye romanı çağrıştıran bu metinde, insan ruhunu bir kez daha büyük bir sınav ile karşı karşıya getirir. Bizce yaşamayı hak etmediğine inandığımız bir insanı, kendi açımızdan geçerli nedenlerle öldürmek, aklın gerekçeleri ile ruhun sesini susturmak mümkün müdür? Rus kırsalına, aristokrasiye ve köylüye yönelen Tolstoydan farklı olarak, büyük kentin (Petersburgun) karanlıkları içinde bir çıkış yolu arayan yalnız ve tecrit edilmiş insanların yolunu aydınlatmaya çalışan Dostoyevski, Raskolnikovun işlediği suçun peşinde, varoluşun derinliklerinde dolaştırıyor bizi. Suç ve Ceza: İnsan hayatı ile deney.

************

"Raskolnikov yürürken, Acaba neredeydi? diye düşündü. Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse, o şekilde yaşamak, şu anda bir saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir? Yeter ki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!... "

************

Kendisinden sonra gelen edebiyatçıların tümünü etkileyen dünyanın en ünlü edebiyatçılarından biri olan Dostoyevski bu romanında roman kahramanı olan Raskolnikovun kişiliğinde toplumdaki çarpık adalet anlayışını eleştirmekte ve bu sembol karakter aracılığıyla da düzeltmeye çalışmaktadır.Bu romanda suç ve ceza kavramı, toplumsal, ahlâki ve dini değerler derinlemesine analiz edilmektedir.Milli Eğitim Bakanlığının ortaöğretim öğrencilerine öğretim süreleri içerisinde okumalarını tavsiye ettiği 100 temel eserden birisi olan SUÇ VE CEZA romanı herkesin mutlaka okuması gereken eserlerden biridir.

Bir yanda budala, anlamsız, önemsiz, hastalıklı, herkese yarardan çok zararı dokunan, niçin yaşadığını kendi de bilmeyen, yarın nasıl olsa ölecek bir kocakarı; öte yanda yardım görmedikleri için boş yere sıkıntı çeken körpe güçler.Kocakarıyı öldür, p... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Profil Resmi
Huckleberry kütüphanesine ekledi.
Çizgilerle Nazım Hikmet

Bizim okulun bahçesinde bir çınar ağacı var. Üzerinde bir pirinç plaka göreceksiniz "Nâzım Hikmet burada yatıyor" yazılı... Dememiş miydi? "Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa-taş maş da istemez hani." Uyarına geldi. Kadıköy, Nâzım'ın eski köyü. Çınar ağacı da tamam. Anadolu da uyuyor. O, bizim okulun bahçesinde ve pek çok çınarın altında yatıyor. Her isteyen bir çınarın üzerine böyle bir plaka çakabilir. Çok da güzel olur. Bizimki yıllardır orada duruyor.

Nasrettin Hoca bağlamayı almış eline parmakları hep aynı yerde hiç kıpırdatmadan çalıyormuş. Karısı demiş ki,

- Hoca, yanlış yapıyorsun. Ben gördüm çalanları, parmaklarını hep yerlerde gezdiriyorlar.

Hoca cevap vermiş,

- Onlar benim bulduğum yeri arıyorlar.

Biz de Nasrettin Hoca misali Nâzım'a takıldık kaldık. Çevremizdekiler ne güzel globalleşmeye, yeni dünya düzenine kolayca ayak uydurdular. Biz hâla Hocanın bağlaması gibi aynı yerde çırpınıp duruyoruz (!).
-Müjdat Gezen-

Bizim okulun bahçesinde bir çınar ağacı var. Üzerinde bir pirinç plaka göreceksiniz "Nâzım Hikmet burada yatıyor" yazılı... Dememiş miydi? "Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olur... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

Huckleberry şu an ne okuyor?

Alkali Diyet

%0

Detoks

%0

Tek Suçlu Beyniniz

%0

Sevda Sözleri

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.