Aşk; anlatılmaz yaşanır derler büyükler..
Yazılmaz da kağıtlara amenna, lâkin bu kitapta ben bir katresini okudum vuruldum. Allah, dostlarına dost eylesin..
Aşk; anlatılmaz yaşanır derler büyükler..
Yazılmaz da kağıtlara amenna, lâkin bu kitapta ben bir katresini okudum vuruldum. Allah, dostlarına dost eylesin..
Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o, sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra.
Çölde uçağı düşen pilotun başına dikilip "Bana bir kuzu resmi çiz." diye tutturan, gezegeninde tek başına bıraktığı gül için de acı çeken, büyük insanları anlamakta zorlanan Küçük Prens... Buğday saçlı, gizemli küçük çocuk... Yaratıcı pilot-yazar Antoine de Saint Exupery ile arasındaki benzerlikler çarpıcı. Küçük Prens'in gün batımlarında hüzünlenip düşündüğü dört dikenli gülü varsa, Saint-Exupery'nin de Arjantin Postaları için çalışırken tanıştığı, Salvadorlu Consuelo adında bir sevgilisi var. Ve onunla evlenmiş. 1944 yılı Temmuz ayında Korsika'dan havalanan uçağı, Akdeniz'de kayıplara karışmadan dört gün önce Consuelo'ya: Sizi seviyorum, sizi hep koruyacağım. diye yazmış. Ama Küçük Prens'in gülünü fanus ile kapatıp korurken, o deli dolu, başına buyruk Consuelo'ya esasında pek söz geçirememiş, onu kanatları altına alamamış. Uçağın kalıntıları, 60 yıl sonra Nisan 2004'ün başlarında Marsilya açıklarında bulundu. Kaza mı, intihar mı bilinmiyor. "Gerçeği sadece yüreğinle görebilirsin." diyen yazar, bu dünyaya veda edip giden Küçük Prens gibi yok olup gitmiş. Sırlarını bilen yok. Cevdet Yalçın
Küçük Prens'i tanıyan-tanımayan, yeniden keşfetmek isteyen, ya da çizgi roman meraklısı olan her yaştaki çocuklar için, Joann Sfar'ın muhteşem çizgileriyle.
Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkad... tümünü göster
Yeni Türkçe deki hatıra türünün en yetkin örneklerinden biri olan Yaşamak, toplumsal olarak bir ışığa dönüştürmek istediğimiz acıya, bireysel bir dünyada aydınlık sağlamaktadır. Zarifoğlu, çevremizde gelişen olayların gözümüzü yorduğu ve bizim, hayatın bütünsel akışıyla olan bağlarımızı güçlükle koruduğumuz dönemde, o bağlara canlılık veren birkaç şairimizden biridir. Yaşamak, şiirindeki derinliğin yol açtığı açılım getiren ve şaire ait iç dünyanın zenginliğini gözler önüne seren bir eserdir. Şair, yaşamayı varlık ve oluşun özüne dokunan bir derinlik içinde algıladığı ve arka planındaki hikmetle anlaşarak yaşadığı için, aynı hikmetin onun anlatımında parıldaması pek tabiidir.
Yeni Türkçe deki hatıra türünün en yetkin örneklerinden biri olan Yaşamak, toplumsal olarak bir ışığa dönüştürmek istediğimiz acıya, bireysel bir dünyada aydınlık sağlamaktadır. Zarifoğlu, çevremizde gelişen olayların gözümüzü yorduğu ve bizim, hayat... tümünü göster
Bu kitap, ilk sekiz bölümü 1975'de aylık Diriliş Dergisi'nde, son bölümleri ise 1976 Mayıs'ında Diriliş Pazartesi-Perşembe Günlüğü'nün ilk üç sayısında yayınlanmak suretiyle oluşmuştur.
(Tanıtım Bülteninden)
Bu kitap, ilk sekiz bölümü 1975'de aylık Diriliş Dergisi'nde, son bölümleri ise 1976 Mayıs'ında Diriliş Pazartesi-Perşembe Günlüğü'nün ilk üç sayısında yayınlanmak suretiyle oluşmuştur.
(Tanıtım Bülteninden)
Bu kitabı oluşturan şiirlerden Rüzgâr, 1951de Hisar Dergisinde,Yağmur Duası, 1952de Mülkiye Dergisinde, Monna Rosa I, 1952 Haziranında Hisar Dergisinde, 1953de Mülkiye Dergisinde, 1956da Büyük Doğu Günlük Gazetesinde, Monna Rosa II, III, Ve Monna Rosa, 1953de Mülkiye Dergisinde, İşaret adlı şiir 1954de Hisar Dergisinde yayınlanmıştır.Yazıldıkları tarihte yarım kalmış olan Kader Yolu ve Kayboluş şiirleri ise, tamamlanarak, ilk kez bu kitapla yayınlanmış olmaktadır. ,Monna Rosanın okunuşu Mona Roza şeklindedir.
Bu kitabı oluşturan şiirlerden Rüzgâr, 1951de Hisar Dergisinde,Yağmur Duası, 1952de Mülkiye Dergisinde, Monna Rosa I, 1952 Haziranında Hisar Dergisinde, 1953de Mülkiye Dergisinde, 1956da Büyük Doğu Günlük Gazetesinde, Monna Rosa II, III, Ve Monna Ros... tümünü göster
Sezai Karakoç'un kaleminden Yunus Emre.
Sezai Karakoç'un kaleminden Yunus Emre.
İlay Akçabardak şu anda kitap okumuyor.