Nobel ödüllü yazar John Steinbeck,1930lu yılların Amerikasında hayatını bitmeyen bir kavgaya adamış Macle deneyimsiz ama atak Jimin elma bahçelerindeki işçiler arasına katılarak başlattıkları bir grevi anlatıyor...Aslında yalnızca bu grevi değil, insanoğlu varoldukça hiç bitmeyecek olan bir kavgayı, bu kavga içinde farklı konumdaki kadın erkek bireylerin psikolojisini yalın bir gerçekçilikle gözler önüne seriyor.
******
Bitmeyen Kavga, Steinbeckin dünya devrimici edebiyatında seçkin ve özgün yeri olan, en hareketli ve en ünlü yapıtıdır. Bitmeyen Kavgada, belirleyici olmasa bile, devrimci kavgalarda bireyin de önemli bir tarihsel rol oynadığı vurgulanmak istenir; kapitalizmin kon zulüm kokan kiril oyunları, doymak bilmez kâr tutkusu ve tarihsel suçluluğu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilerek mahkûm edilir. Kaliforniya meyve bahçelerinde çalışan emekçilerin, ekmeklerine göz diken toprak sahiplerinin baskı ve sömürüsüne başkaldırarak örgütlenişlerinin, tek silahları olan greve başvurarak dişe diş bir kavga verişlerinin erişilmez destanıdır bu.
Steinbeck, davranışları, iç dünyaları, sevgileri, kinleri, sevinç ve üzüntüleriyle her biri birer inandırıcı işçi tipi olan roman kişilerini çizerken, acımasız bir gerçekçilik, yalın ama şiirsel bir dil ve akıcı bir senaryo tekniği kullanır. Bir solukta okunabilen ve baştan sona insanı allak billak eden dev bir roman...
******
Nobel ödüllü yazar John Steinbeck,1930lu yılların Amerikasında hayatını bitmeyen bir kavgaya adamış Macle deneyimsiz ama atak Jimin elma bahçelerindeki işçiler arasına katılarak başlattıkları bir grevi anlatıyor...Aslında yalnızca bu grevi değil, ins... tümünü göster
Nobel ödüllü yazar John Steinbeck,1930lu yılların Amerikasında hayatını bitmeyen bir kavgaya adamış Macle deneyimsiz ama atak Jimin elma bahçelerindeki işçiler arasına katılarak başlattıkları bir grevi anlatıyor...Aslında yalnızca bu grevi değil, insanoğlu varoldukça hiç bitmeyecek olan bir kavgayı, bu kavga içinde farklı konumdaki kadın erkek bireylerin psikolojisini yalın bir gerçekçilikle gözler önüne seriyor.
******
Bitmeyen Kavga, Steinbeckin dünya devrimici edebiyatında seçkin ve özgün yeri olan, en hareketli ve en ünlü yapıtıdır. Bitmeyen Kavgada, belirleyici olmasa bile, devrimci kavgalarda bireyin de önemli bir tarihsel rol oynadığı vurgulanmak istenir; kapitalizmin kon zulüm kokan kiril oyunları, doymak bilmez kâr tutkusu ve tarihsel suçluluğu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilerek mahkûm edilir. Kaliforniya meyve bahçelerinde çalışan emekçilerin, ekmeklerine göz diken toprak sahiplerinin baskı ve sömürüsüne başkaldırarak örgütlenişlerinin, tek silahları olan greve başvurarak dişe diş bir kavga verişlerinin erişilmez destanıdır bu.
Steinbeck, davranışları, iç dünyaları, sevgileri, kinleri, sevinç ve üzüntüleriyle her biri birer inandırıcı işçi tipi olan roman kişilerini çizerken, acımasız bir gerçekçilik, yalın ama şiirsel bir dil ve akıcı bir senaryo tekniği kullanır. Bir solukta okunabilen ve baştan sona insanı allak billak eden dev bir roman...
******
Nobel ödüllü yazar John Steinbeck,1930lu yılların Amerikasında hayatını bitmeyen bir kavgaya adamış Macle deneyimsiz ama atak Jimin elma bahçelerindeki işçiler arasına katılarak başlattıkları bir grevi anlatıyor...Aslında yalnızca bu grevi değil, ins... tümünü göster
2 puanı inanın sadece kazadan sonra bir yerde sıkıştığı sonu gelmez satırlardan kırdım.
2 puanı inanın sadece kazadan sonra bir yerde sıkıştığı sonu gelmez satırlardan kırdım.
Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu hikâye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir insan kaçakçısı, Gazâ da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta.
Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiyedir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemezdim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi kapkaranlık ve farları fal taşı gibi otobüslerin, sırf yol üstünde diye, gecenin ortasında mola verdiği kırık dökük bir binanın ada ve parsel numaralarıyla yapılan çıkar hesapları demekmiş. 1.565 km uzunluğunda koca bir Boğaz Köprüsü anlamına geliyormuş. Ülkede yaşayanların boğazlarının içinden geçen dev bir köprü. Çıplak ayağı Doğuda, ayakkabılı olanı Batıda ve üzerinden yasadışı ne varsa geçip giden, yaşlı bir köprü. Kursağımızdan geçiyordu hepsi. Özellikle de, kaçak denilen insanlar… Elimizden geleni yapıyorduk Boğazımıza takılmasınlar diye. Yutkunup gönderiyorduk hepsini. Nereye gideceklerse oraya Sınırdan sınıra ticaret Duvardan duvara
Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu hikâye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir... tümünü göster
Marcos şu anda kitap okumuyor.