Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o, içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...
Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini'nin ikinci romanı.Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden. Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar.
Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem. Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla beklenen bir roman.
Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o, içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...
Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı ... tümünü göster
“Heidi, Peter ve beyaz sakallı dedeye borcum vardı yıllardır, ödemek istedim… Annemi doğurmak istedim belki ve çocuğumdan doğmak…Çilek kokulu karlar yağdırmak…Hayaller ateş alsın istedim…Eski köye yeni adetler getirmek…Hayatın ortasına çivileme atlamak ve ölümle kadeh tokuşturmak…Ve en çok da yeni bir oyun bulup kan ter içinde kalana kadar oynamak istedim…”
Güneş Çavması… Hayata dokunan ve hayatla dokunanların… Kendine uğramadan bu dünyadan gitmeyenlerin… Bir yaprağın neşesini görüp de alkışlamadan geçemeyenlerin… Saat kurmaya başlayınca oyun kurmayı unutmayanların… Kalbi üşüyünce aşka, ömrü üşüyünce dosta sarılanların… Kederden gülücük yapanların… Düş çıkartmalarını ruhlarından söküp atamayanların hikayesi…
“Heidi, Peter ve beyaz sakallı dedeye borcum vardı yıllardır, ödemek istedim… Annemi doğurmak istedim belki ve çocuğumdan doğmak…Çilek kokulu karlar yağdırmak…Hayaller ateş alsın istedim…Eski köye yeni adetler getirmek…Hayatın ortasına çivileme atlam... tümünü göster
Gözlerden uzak, kuytu bir dağ köyü ve bu köyün dış dünyadan soyutlanmış, kendi halinde, çoğunluğu yaşlı, zamanın dışında bir yaşam süren insanları. Köydeki tek genç kadın, küçük otelin barında çalışan güzel Chantaldır. Gelip geçen avcılarla ya da turistlerle gönül eğlendiren genç kadının tek dileği bu sıkıcı yerden kurtulmaktır. Beklenmedik bir anda köye gelen, gerçek kimliğini gizleyen bir yabancı, köy halkına, hepsinin yaşamını altüst edecek, onları kışkırtacak, değer yargılarını kökünden değiştirtecek bir öneride bulunur. Yabancı, köy halkına yedi gün süre tanımıştır. Bu süre içinde bu insanlar, yaşam, ölüm, adalet ve dürüstlükle ilgili temel sorunlarla yüzleşecek, yaşam çizgilerini değiştirecek bir karar almak zorunda kalacaklardır. Yabancıya kucak açan köy halkı, onun tehlikeli oyununa alet olurken, İyi ile Kötü ikilemi, bu basit insanların örneğinde evrensel boyutlara açılıyor. Paulo Coelho, İyi ile Kötü arasındaki savaşı ve insanın Tanrı ile karşılıklı ilişkisini konu edinmiş Şeytan ve Genç Kadında.
Gözlerden uzak, kuytu bir dağ köyü ve bu köyün dış dünyadan soyutlanmış, kendi halinde, çoğunluğu yaşlı, zamanın dışında bir yaşam süren insanları. Köydeki tek genç kadın, küçük otelin barında çalışan güzel Chantaldır. Gelip geçen avcılarla ya da tur... tümünü göster