- Ben sana tilefon itmedim mi?
- Ettin onbaşım.
- Ben sana demograsinin emrini bildirmedim mi?
- Bildirdin onbaşım.
- Ben sana şu candarmaynan haber iletmedim mi?
- İlettin onbaşım.
- Pekiy, ilettim de sen ne yaptın? Ne demiye garşılama törenine gelmiyonuz? Hı? Ben size yüz yayan, gırk da atlıynan garşılama meydanına geleceğiniz, orada, "Yaşasın demograsi!" deyi bağıracağınız, gelirkene gurban itmeğe bi düveynen iki de goç getireceğiniz deyi haber itmedim mi? Her bi köy, "Başüstüne!" didi de, siz niden gelmiyonuz?
- Onbaşı, bi düve değel, beş düve virelim, iki dene goç değel, yirmi goç virelim. Hepisi demograsiye gurban gitsin. Velakin, biz garşılama meydanına gelmeyiz... Sürüynen davar gönderelim, hepisi gurban ossun. Aman onbaşı, bizi o garşılama meydanına çağırma...
- Demek siz demograsiye isyan ediyonuz?
- Töbe... Bizim demograsiye bi sözümüz yok. Emme o garşılama meydanına gitmeyiz.
- Yoh da, höriyete niden baş galdırıyonuz?
- Estağfurullah... Höriyete de bi sözümüz yok.Höriyet höriyettir ve herbir dayim de höriyete karşı başımız iğikdir. Velakin onbaşım, biz o garşılama meydanına gitmeyiz.
- Yahu muhtar, biz seni bunun için mi cenderme guvvetiynen bu köye muhtar seçtirdik. Garşılama meydanına gitmeyincek, demograsiye uymak mı olur? Hemi höriyete bi sözümüz yok diyonuz, hemi de, "Yaşasın," deyi bağırmayız diyonuz.
- Yok, bağırmayız dimedik. Yalanın yok, yanlışın var onbaşı. Biz bağıralım, "Yaşasın!" deyi bağıralım. Velakin köyden, burdan bağırırız. Garşılama meydanına gitmeyiz. Burdan bağıralım, çağıralım, yiri göğü biribirine gatalım. Emme o garşılama meydanına, ı-ıh...
- Ben sana tilefon itmedim mi?
- Ettin onbaşım.
- Ben sana demograsinin emrini bildirmedim mi?
- Bildirdin onbaşım.
- Ben sana şu candarmaynan haber iletmedim mi?
- İlettin onbaşım.
- Pekiy, ilettim de sen ne yaptın? Ne demiye garşılama törenin... tümünü göster
- Ben sana tilefon itmedim mi?
- Ettin onbaşım.
- Ben sana demograsinin emrini bildirmedim mi?
- Bildirdin onbaşım.
- Ben sana şu candarmaynan haber iletmedim mi?
- İlettin onbaşım.
- Pekiy, ilettim de sen ne yaptın? Ne demiye garşılama törenine gelmiyonuz? Hı? Ben size yüz yayan, gırk da atlıynan garşılama meydanına geleceğiniz, orada, "Yaşasın demograsi!" deyi bağıracağınız, gelirkene gurban itmeğe bi düveynen iki de goç getireceğiniz deyi haber itmedim mi? Her bi köy, "Başüstüne!" didi de, siz niden gelmiyonuz?
- Onbaşı, bi düve değel, beş düve virelim, iki dene goç değel, yirmi goç virelim. Hepisi demograsiye gurban gitsin. Velakin, biz garşılama meydanına gelmeyiz... Sürüynen davar gönderelim, hepisi gurban ossun. Aman onbaşı, bizi o garşılama meydanına çağırma...
- Demek siz demograsiye isyan ediyonuz?
- Töbe... Bizim demograsiye bi sözümüz yok. Emme o garşılama meydanına gitmeyiz.
- Yoh da, höriyete niden baş galdırıyonuz?
- Estağfurullah... Höriyete de bi sözümüz yok.Höriyet höriyettir ve herbir dayim de höriyete karşı başımız iğikdir. Velakin onbaşım, biz o garşılama meydanına gitmeyiz.
- Yahu muhtar, biz seni bunun için mi cenderme guvvetiynen bu köye muhtar seçtirdik. Garşılama meydanına gitmeyincek, demograsiye uymak mı olur? Hemi höriyete bi sözümüz yok diyonuz, hemi de, "Yaşasın," deyi bağırmayız diyonuz.
- Yok, bağırmayız dimedik. Yalanın yok, yanlışın var onbaşı. Biz bağıralım, "Yaşasın!" deyi bağıralım. Velakin köyden, burdan bağırırız. Garşılama meydanına gitmeyiz. Burdan bağıralım, çağıralım, yiri göğü biribirine gatalım. Emme o garşılama meydanına, ı-ıh...
- Ben sana tilefon itmedim mi?
- Ettin onbaşım.
- Ben sana demograsinin emrini bildirmedim mi?
- Bildirdin onbaşım.
- Ben sana şu candarmaynan haber iletmedim mi?
- İlettin onbaşım.
- Pekiy, ilettim de sen ne yaptın? Ne demiye garşılama törenin... tümünü göster
Komiser, -Yaptık, dedi, seni şehir meclisine üye yaptık. Hadi kardeşim, in aşağı da arkadaşlarını bekletme!.. -İnmem! Belediye başkanı yapın ineyim! İhtiyar, -Gördünüz mü, dedi, vaktiyle gerekti. Şimdi hiç inmez. Ter içinde kalan itfaiye komutanı, -Yani belediye başkanı yaparsak ne olur, dedi, yapalım. Sonra iki elini ağzına boru yapıp yukarı seslendi: -İn kardeşim!.. Seni belediye başkanı yaptık, in de görevine başla! Deli göbek atarak, -İnmem, dedi, bir deliyi belediye başkanı yapanların arasında benim ne işim var? İnmem! -Peki, ne istiyorsun? -Bakan yaparsanız inerim!
Komiser, -Yaptık, dedi, seni şehir meclisine üye yaptık. Hadi kardeşim, in aşağı da arkadaşlarını bekletme!.. -İnmem! Belediye başkanı yapın ineyim! İhtiyar, -Gördünüz mü, dedi, vaktiyle gerekti. Şimdi hiç inmez. Ter içinde kalan itfaiye komutanı, -Y... tümünü göster
Komiser, -Yaptık, dedi, seni şehir meclisine üye yaptık. Hadi kardeşim, in aşağı da arkadaşlarını bekletme!.. -İnmem! Belediye başkanı yapın ineyim! İhtiyar, -Gördünüz mü, dedi, vaktiyle gerekti. Şimdi hiç inmez. Ter içinde kalan itfaiye komutanı, -Yani belediye başkanı yaparsak ne olur, dedi, yapalım. Sonra iki elini ağzına boru yapıp yukarı seslendi: -İn kardeşim!.. Seni belediye başkanı yaptık, in de görevine başla! Deli göbek atarak, -İnmem, dedi, bir deliyi belediye başkanı yapanların arasında benim ne işim var? İnmem! -Peki, ne istiyorsun? -Bakan yaparsanız inerim!
Komiser, -Yaptık, dedi, seni şehir meclisine üye yaptık. Hadi kardeşim, in aşağı da arkadaşlarını bekletme!.. -İnmem! Belediye başkanı yapın ineyim! İhtiyar, -Gördünüz mü, dedi, vaktiyle gerekti. Şimdi hiç inmez. Ter içinde kalan itfaiye komutanı, -Y... tümünü göster
Şiirde İstanbul'u Nedim, Yahya Kemal ve Orhan Veli anlatmıştı... Müzikte ise Münir Nureddin... Orhan Veli'nin İstanbulu Münir'in İstanbulundan çok farklı idi. Kapalıçarşı'nın baş döndüren hareketi! Bir yaz öğlesinde doklardan yükselen çekiç sesleri! Köprü üstü! Galata'daki çıplak kolları dövmeli, vesikalı yâr! Zaman da gece değil... Münir Nureddin'in İstanbulu ise aksine huzur ve sükûnet dolu, eski Kadıköy geceleri... Fenerbahçe... Mühürdar... Moda koyu... Kalamış mehtapları...
Hikmet Feridun Es
Türk müziğinde frak giydiren bir solist, müziğiyle İstanbul'un dile getiren bir besteci: Münir Nureddin. Biyografi edebiyatının günümüzdeki en önemli temsilcisi Ayşe Kulin'in kaleminden...
Şiirde İstanbul'u Nedim, Yahya Kemal ve Orhan Veli anlatmıştı... Müzikte ise Münir Nureddin... Orhan Veli'nin İstanbulu Münir'in İstanbulundan çok farklı idi. Kapalıçarşı'nın baş döndüren hareketi! Bir yaz öğlesinde doklardan yüks... tümünü göster
Mayrıt şu anda kitap okumuyor.