Üç kitap dört kasetten oluşan bu dizi, Almancayı hiç bilmeyenlerle, Almancaya bir veya birkaç kere başlayıp bırakmış, bilgisi dağınık ve kopuk bir durumda olanlara bu dili en kolay, en güvenli ve gerçekten sevdirerek öğretmen amacıyla hazırlanmıştır. Kitabın hazırlanmasında FONOnun Türkiyede bu alanda 1953 yılından beri sürdürdüğü yöntem ve uygulama deneyiminden büyük ölçüde yararlanılmıştır.
Üç kitap dört kasetten oluşan bu dizi, Almancayı hiç bilmeyenlerle, Almancaya bir veya birkaç kere başlayıp bırakmış, bilgisi dağınık ve kopuk bir durumda olanlara bu dili en kolay, en güvenli ve gerçekten sevdirerek öğretmen amacıyla hazırlanmıştır.... tümünü göster
Bir ıslahevinde bulunan Siggi Jepsen, Almanca dersinde verilen "görev tutkusu" konulu kompozisyon ödevini yapmadığı için cezalandırılır. Ancak Siggi'nin gerekçesi, bu konuda anlatacak çok şeyinin olmasıdır: Kasabanın polisi olan babası, 1943'te nasyonal sosyalistler tarafından ressam Max Ludwig Nansen'i resim yapmaktan men etmek ve yasağa uyup uymadığını denetlemekle görevlendirilmiştir. Aldığı talimatları harfiyen ve hiç sorgulamadan yerine getirmekte tereddüt etmeyen polis, bu "görev"ini savaştan sonra bile sürdürmekte kararlıdır.
Çağdaş Alman edebiyatının klasikleşmiş isimlerinden biri olan Siegfried Lenz'in en önemli eseri sayılan ve tüm dünyada yoğun ilgi gören Almanca Dersi, Turner tablolarındaki sessiz fırtınaları andırıyor. "Yalnızca itaat etmeyi bilenler emir verebilir," diyor Lenz Almanca Dersi'nde. Ölçüsüz bir şevkle itaat edenleri ele alırken, insanın görev duygusunun takıntı halini aldığında ne kadar ürpertici sonuçları olacağını da gözler önüne seriyor.
Bir ıslahevinde bulunan Siggi Jepsen, Almanca dersinde verilen "görev tutkusu" konulu kompozisyon ödevini yapmadığı için cezalandırılır. Ancak Siggi'nin gerekçesi, bu konuda anlatacak çok şeyinin olmasıdır: Kasabanın polisi olan babası... tümünü göster
Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı 'Küçük Aptalın Büyük Dünyası' ile bol bol güldüren, ikinci kitabı 'Ve Geri Kalan Her Şey' ile yer yer hiizünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı 'Allah Beni Böyle Yaratmış 'ta 'Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan Imirzalıoğlu'nun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu' diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralı'yla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor...
'Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle' dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.
Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı 'Küçük Aptalın Büyük Dünyası' ile bol bol güldüren, ikinci kitabı 'Ve Geri Kalan Her Şey' ile yer yer hiizünlendiren PuCCa, serinin ü... tümünü göster
_MeDiNe_ şu anda kitap okumuyor.