ir ortama girdiğinizde; insanların zihnini okumak istemez misiniz? Sizden gerçekten hoşlandılar mı? Size söyledikleri doğru mu? İnsanlar beden hareketleri tipik olarak bilinçaltı tarafından kontrol edildiğinden, izlediğiniz kişi gönderdiği mesajın farkında olmayabilir; hatta bilinç seviyesinde o mesajı gönderdiğini kabul etmeyebilir de! Genel olarak iletişimde bu kadar sorun yaşanmasının nedenlerinden biri de budur; insanların otomatik pilota bağlı halde yaşıyor olması... Bu kitapla, hayatınızın her alanındaki iletişimle ilgili sorunlarınızı çözebileceksiniz... Bilhassa hayatını iletişim kurarak kazananlara sözsüz iletişimin gücünü keşfetmelerini şiddetle öneririz.
ir ortama girdiğinizde; insanların zihnini okumak istemez misiniz? Sizden gerçekten hoşlandılar mı? Size söyledikleri doğru mu? İnsanlar beden hareketleri tipik olarak bilinçaltı tarafından kontrol edildiğinden, izlediğiniz kişi gönderdiği mesajın fa... tümünü göster
ir ortama girdiğinizde; insanların zihnini okumak istemez misiniz? Sizden gerçekten hoşlandılar mı? Size söyledikleri doğru mu? İnsanlar beden hareketleri tipik olarak bilinçaltı tarafından kontrol edildiğinden, izlediğiniz kişi gönderdiği mesajın farkında olmayabilir; hatta bilinç seviyesinde o mesajı gönderdiğini kabul etmeyebilir de! Genel olarak iletişimde bu kadar sorun yaşanmasının nedenlerinden biri de budur; insanların otomatik pilota bağlı halde yaşıyor olması... Bu kitapla, hayatınızın her alanındaki iletişimle ilgili sorunlarınızı çözebileceksiniz... Bilhassa hayatını iletişim kurarak kazananlara sözsüz iletişimin gücünü keşfetmelerini şiddetle öneririz.
ir ortama girdiğinizde; insanların zihnini okumak istemez misiniz? Sizden gerçekten hoşlandılar mı? Size söyledikleri doğru mu? İnsanlar beden hareketleri tipik olarak bilinçaltı tarafından kontrol edildiğinden, izlediğiniz kişi gönderdiği mesajın fa... tümünü göster
Burada, Türkiye, başşehrinden ve Anadoludaki topraklarından mahrum edilmek istenilmiyordu. İmparatorlukun, İstanbul başşehri olarak kalmasına taraftar olmakla beraber, Akdenizle Karadeniz arasındaki geçidi tarafsız hale sokmak, Ermenistan, Arabistan, Mezopotamya, Suriye ve Filistini ayrı ayrı parçalara ayırmak vardı.Halide Edib Adıvar, çocukluk günlerinden 1918e kadarki anılarını Mor Salkımlı Ev başlığıyla kaleme almıştı. Türkün Ateşle İmtihanı, bundan sonrasını, 1918den 1923 sonlarına kadar olan dönemi anlatıyor. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında yaşananlar, yazarın gözlemleri canlı ve etkileyici bir anlatımla okura sunuluyor.Türkün Ateşle İmtihanı, Halide Onbaşının, o günleri yaşayan bir aydının içten anlatımıyla yakın tarihimize ışık tutuyor.
Burada, Türkiye, başşehrinden ve Anadoludaki topraklarından mahrum edilmek istenilmiyordu. İmparatorlukun, İstanbul başşehri olarak kalmasına taraftar olmakla beraber, Akdenizle Karadeniz arasındaki geçidi tarafsız hale sokmak, Ermenistan, Arabistan,... tümünü göster
Yakın çevremizde benzerlerini görebileceğimiz gerçeklikte bir baba-kız öyküsü... Babasına hayran Verda, hatta âşık. Biricik kahramanım diyor onun için. Ne var ki, yıllar önce annesiyle babasının boşanmasından sonra ayrı düşmüşler birbirlerine. Çatışmışlar, çelişmişler ama sevgileri içten içe hep sürmüş. Kariyerinde zirveye ulaşmış ünlü avukat Vedat Karacan’ın intiharıyla başlıyor öykü. Bu beklenmedik ölümün ardında yatan gizi çözmek Verda’ya düşmektedir. Geriye dönüp baktığında yüzleştiği keşke’leriyle, pişmanlıklarıyla ve içini kavuran devasa bir özlemle sürecektir babasının izini... Minicik çocuk ellerimi avucunun içine hapsettiğinde, yüreğim yüreğinde eriyordu babacığım. Parmaklarım büyüdü diye mi tutmuyorsun artık ellerimi? Keşke hep küçük kalsalardı... Ne oldu da ayrıldı ellerimiz baba? Hiçbir zaman soramadım bunu sana. Sormak istediğimde fırsat olmadı, fırsat olduğunda cesaretim... Soluk soluğa okuyacağınız, farklı bir Canan Tan romanı...
Yakın çevremizde benzerlerini görebileceğimiz gerçeklikte bir baba-kız öyküsü... Babasına hayran Verda, hatta âşık. Biricik kahramanım diyor onun için. Ne var ki, yıllar önce annesiyle babasının boşanmasından sonra ayrı düşmüşler birbirlerine. Çatışm... tümünü göster
Mademki, bütün insanlık temelde akrabadır, o halde herkes herkesi kendi inançlarıyla başbaşa bırakmak zorundadır.
Biz insanız, o halde, başkasının dini inancına tahammül etmesini öğrenecek, hakaretle eleştiriyi ayırt edeceğiz!
Günümüzde karşı fikrin güzel işleri haber olma niteliği taşımıyor, o halde, böylesine karanlık gecelerin nasıl aydınlanacağını düşünmek zorundayız. Ve ileri gitmek istiyorsak, şunu da düşüneceğiz: "Hep haklı olan biz olamayız, bazen düşmanımız bile haklı konumda olabilir." insanlık, bunları ayırt ettiği zaman, insan olduğundan dolayı övünme hakkına daha çok layık olacaktır.
"Yehova Şahidleri" derler ki;
"Biz Allah'ın şahidleriyiz."
Biz de diyoruz ki; her şey Allah'ın şahididir.
Mademki, bütün insanlık temelde akrabadır, o halde herkes herkesi kendi inançlarıyla başbaşa bırakmak zorundadır.
Biz insanız, o halde, başkasının dini inancına tahammül etmesini öğrenecek, hakaretle eleştiriyi ayırt edeceğiz!
Günümüzde karşı fikri... tümünü göster
Merve Polat şu anda kitap okumuyor.