NicksizAslı

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
NicksizAslı okumuş.
Varlık ve Hiçlik / Fenomenolojik Ontoloji Denemesi

Varlık ve Hiçlik, hiç şüphesiz Jean-Paul Sartreın başyapıtıdır. Sadece Fransız felsefesi açısından değil genel olarak felsefe tarihi açısından da son büyük ontoloji denemesini temsil eder. Dolayısıyla önemini ve güncelliğini hâlâ korumaktadır ve hiç şüphesiz daha uzun yıllar korumaya devam edecektir. Çünkü, insan, ilk defa bu yapıtta, özgür olmaya mahkum edilmiştir...İyi okumalar!

Varlık ve Hiçlik, hiç şüphesiz Jean-Paul Sartreın başyapıtıdır. Sadece Fransız felsefesi açısından değil genel olarak felsefe tarihi açısından da son büyük ontoloji denemesini temsil eder. Dolayısıyla önemini ve güncelliğini hâlâ korumaktadır ve hiç ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl
Profil Resmi
NicksizAslı okumuş.
Poetika

Antik Yunan filozofu, drama kuramcısı Aristoteles, günümüze bir bölümü kalmış olan Poetika adlı eserinde, İleri düzeydeki sanat kuramını ortaya koyarken tragedyanın ana ilkelerini, yapısını ve işlevini de açıklar.Poetika, Aristotelesten sonra bütün tarih boyunca, sayısız yazar, düşünür ve sanatçıyı etkilemiş, birçok tiyatro kuramcısı için temel kaynak kitap olmuş ve çeşitli yorumlara uğramıştır.

******

Poetika, Aristotelesden elimize eksik, öyle ki kimi bölümleri parçalar halinde geçmiş bir kitap olmakla birlikte, düşünce tarihinin tanıdığı sanat olayını araştıran ilk, ilk olduğu kadar da önemli bir eserdir.

************

Poetika, Antik Yunan felsefesinin en önemli düşünürlerinden Aristotelesin sanat üstüne kaleme almış olduğu bir başyapıt. Platonun Akademiasında yirmi yıl boyunca ünlü filozofun öğrencisi olan Aristoteles, bu benzersiz metninde, şiiri tüm edebiyat türlerini kapsayacak biçimde ele alır; bunun temelinde olayları ve eylemleri taklit etmenin bulunduğunu söyler. Derinlemesine incelediği tek sanat türü olan tragedya büyük bir eylemi taklit eder ve seyircilerin duyguları üzerinde bir arındırma etkisinde bulunur.Poetika, sanat ve edebiyatla ilgili kuramlar, düşünceler ve kavramlar konusunda kafa yoranların onsuz edemeyecekleri bir metindir. Çevirmeni Samih Rifatın deyişiyle, şiir, özellikle de tiyatro, ama buradan yola çıkarak tüm estetik evren için bir kutsal kitaptır.Gerçekten de, Poetika, tarih boyunca sayısız yazar, düşünür ve sanatçıyı etkilemiş olmasından da anlaşılacağı gibi, her okunuşunda yeniden keşfedilecek sahici bir klasiktir.

******

Antik Yunan filozofu, drama kuramcısı Aristoteles, günümüze bir bölümü kalmış olan Poetika adlı eserinde, İleri düzeydeki sanat kuramını ortaya koyarken tragedyanın ana ilkelerini, yapısını ve işlevini de açıklar.Poetika, Aristotelesten sonra bütün t... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 1 ay
Profil Resmi
NicksizAslı okumuş.
Metafizik

felsefe tarihi'nin sistematik anlamda başlangıcı, aristoteles'in en büyük yapıtı.

felsefe tarihi'nin sistematik anlamda başlangıcı, aristoteles'in en büyük yapıtı.

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 1 ay
Profil Resmi
NicksizAslı okumuş.
Yöntem Üzerine Konuşma

Des­car­tes bi­lim­le­rin fel­se­fe­den kop­ma­ya baş­la­dı­ğı o dö­nem­ler­de ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dü­ren bi­lim adam­la­rı­nın ter­si­ne, bi­li­mi her za­man fel­se­fi bir ba­kış açı­sı için­de bü­tün­leş­tir­me­ye özen gös­ter­miş­tir. Des­car­tes, pek be­lir­gin bir bi­çim­de, ça­ğı­nın bi­lim adam­la­rı­nın yalnız­ca tek­nik so­run­lar çer­çe­ve­sin­de sı­nır­lan­dı­ğı­nı gö­re­cek, on­la­rın tut­tu­ğu yol­dan da­ha de­ği­şik bir yol tu­ta­cak­tır.

Des­car­tes bi­lim­le­rin fel­se­fe­den kop­ma­ya baş­la­dı­ğı o dö­nem­ler­de ça­lış­ma­la­rı­nı sür­dü­ren bi­lim adam­la­rı­nın ter­si­ne, bi­li­mi her za­man fel­se­fi bir ba­kış açı­sı için­de bü­tün­leş­tir­me­ye özen gös­ter­miş­tir. Des­car­t... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 1 ay
Profil Resmi
NicksizAslı okumuş.
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 2 (Şirketokrasi ve Ondan Kurtulmanın Yolları)

ŞİRKETOKRASİ VE ONDAN KURTULMANIN YOLLARIVenezuela Başkanı HUGO CHAVEZ, BBC Televizyonuna verdiği röportajda John Perkins tarafından yazılan Bir Ekonomik Tetikçinin itirafları isimli kitaptan söz ederek, bu kişilerin kendisiyle de ilişkiye geçtiğini anlattı. Ülke üzerinde gözetleme uçuşları yapılmasını ve Â.B.D. danışmanlarının varlığını kabul etmesi halinde kimi fonların kullanımına açılacağının teklif edildiğini açıkladı. Bu teklifleri reddetmesine rağmen ekonomik tetikçilerin vazgeçmediğini, zayıf devlet memurları, parlamento üyeleri, hatta kendi çevresindeki ordu mensuplarına baskı yapmaya çalıştığını söyledi. Chavez, Perkinsin kitabında anlattığı gibi ekonomik tetikçilerin başarısız olmasının ardından çakalların geldiğini, askeri darbe ve suikast komplolarına giriştiğini açıkladı.Bu insanların bugüne kadar bizim yöneticilerimizden hiçbir talebi olmadı mı?Bir yanda milli bir otomotiv endüstrisi ya da petrol ve doğalgaz kaynakları olmayan bir ülkeolarak 50 yılı aşkın süredir ardı ardına yaptığımız otoyollar, bir yanda ilk seferinde raydan çıkan hızlı trenimiz...• Patentli binlerce projeye konu olan, geleceğin enerji kaynağı olmasına kesin gözüyle bakılan Bor, Tor ve Osmiyum gibi madenlerin yok pahasına elden çıkartılması...• Yıllardır beklediğimiz devasa bütçeli tarım ve çevre projelerindeki fiyaskolar...• Kültürün görsel medyaya, eğitimin popüler kültüre teslim edilmesi...• Enerjiden turizme, sanayiden dış ticarete, ulaştırmadan bankacılığa kadar birçok alandayapılan yanlışlar...• Pervasızca alınan borçlar, rüşvetler, yolsuzluklar...Ve son olarak, özelleştirmeler, Dünya Bankası ve IMF yapılandırma paketleri...Kendinize bir sorun. Bugünlere sadece basit hatalar yüzünden mi geldik?Bu kitapta sadece Şirketokrasinin insanlığa on yıllardır yaşattığı kabusu değil, o canavara dur demenin denenmiş ve başarıya ulaşmış yollarını da örnekleriyle bulacaksınız.

ŞİRKETOKRASİ VE ONDAN KURTULMANIN YOLLARIVenezuela Başkanı HUGO CHAVEZ, BBC Televizyonuna verdiği röportajda John Perkins tarafından yazılan Bir Ekonomik Tetikçinin itirafları isimli kitaptan söz ederek, bu kişilerin kendisiyle de ilişkiye geçtiğini ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 1 ay
Profil Resmi
NicksizAslı okumuş.
Deliliğe Övgü

Hakkımda ne derlerse desinler, (zira, deliliğin en deli olanlar tarafından bile her gün nasıl ayaklar altına alındığını bilmez değilim) tanrısal tesirlerimle tanrılar ve insanlar üzerine sevinç saçan gene ben, yalnız benim; öyle ya, bu kalabalık toplantıda ben görünür görünmez, söz söylemeye hazırlanır hazırlanmaz canlı emsalsiz bir neşenin çehrelerinizde birdenbire parladığı görülmedi mi? Günümüzde, Rönesansla birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının yaratıcılarından ve en büyük temsilcilerinden biri olarak bilinen Roterdamlı Erasmusun (1469 -1536), gülmece türündeki bu yapıtına egemen olan iki temel görüş vardır. Bunlardan birine göre gerçek bilgelik, deliliktir. Öteki görüşe göre ise kendini bilge saymak, gerçek deliliktir.Deliliğe Övgü çağlar boyunca bağnazlığa karşı kaleme alınmış en yetkin düzeydeki başyapıtlardan biri olmuştur. Yapıtın yazılışını izleyen sonraki yüzyıllarda haklı olarak düşünce düzeyindeki bağnazlığın her türlüsüne yönelen bir eleştiri diye yorumlanması, belki de bugüne değin koruduğu kalıcılığın baş nedenidir. Ahmet Cemal

******

Erasmus bu yapıtı sadece Sir Thomas Moreu eğlendirmek amacıyla bir haftada yazmış olduğunu öne sürmüştür. Fakat hem şaka yoluyla sunulan çelişkilerin hayranlık uyandıracı nitelikte oluşu hem de alimane coşkular içeriyor oluşu bu eserin çok daha ciddi amaçları olduğu gerçeğini ortaya koyar. Delilik, yaratıcısının değerli gördüğü her şeyi eleştirerek ve gençliği, hazları, sarhoşluğu ve hepimizin dünyaya gelmesini sağlayan baş döndürücü cinsel arzuları takdir ederek sözüne başlar. Sonraki bölümlerde insanların haksız iddialarından, zaaflarından, sahte teolog ve keşişlerden bahseder ve Hristiyanlıktaki deliliğe övgüler yağdırır. Erasmusun akıllığı, nükteleri ve tarzındaki ustalığı bu kitabın haklı bir başarı kazanmasını sağlamıştır.

************

Delilik, yani Stultitia bütün Rönesans ve Reform döneminin en çapraşık mefhumlarından birisi oldu. Alegoriler sayesinde bütün diğer duygu ve ethos tarzlarından, başka bir deyişle mesela Öfkeden, Cürümden, Tutkudan, Sevinçten çok farklı bir şekilde, ilk kez toplumların bir sorunu olarak ortaya çıkıyordu. Foucaultnun deyişiyle Büyük Kapatmanın öncelerindeyiz ve deliye verilen sözün, yani delinin bir nevi köyün delisi olarak hikmetler savurabildiği bir dünyanın ve zamanın son demlerindeyiz. Hayata dair edilecek sözlerin büyük bir kısmı delicedir ve asıl delilik günlük hayatta gittikçe yaygınlaşmakta olan her şeyi buharlaştıran deliliklerin tümünden çok daha bilgece ve ustaca kendi dünyasını ve alayını kurabilecektir.

************

Erasmus tüm metin süresince insanın kendi kendisiyle alay edebilmesinin en güzel örneklerini sunmaktadır. Erasmus bu eserde insancılığın en büyük temsilcisi olduğunu kanıtlamıştır. Eser günceliğini zamanımıza kadar korumuştur.
Erasmus: İnsanoğlunun tüm zincirlerinden kurtulmasını ve salt özgürlüğe kavuşmasını sağlayacak konumun delilik olduğunu örnekleriyle vurgulamaktadır.
Gülmece türündeki yapıta egemen olan iki temel görüş vardır. Bunlardan birine göre gerçek bilgelik, deliliktir. Öteki görüşe göre ise kendini bilge sanmak, gerçek deliliktir. İnsana yeryüzünde yaşama gücü kazandıran şey, gerçek bilgelik olma niteliğiyle doğrudan doğruya deliliğin kendisidir. Kitapta delilik (stultitia), kendi kendisine övgüler düzer; bu arada çocuklukta ve yaşlılıkta, aşkta, evlilikte ve dostlukta, politikada ve savaşta, yazında ve bilimde deliliğin nasıl her zaman egemen olduğu gösterilir.


************

Bu, içinde akıldan ziyade mizahın, hidayetten ziyade derin bilginin bulunduğu eşsiz bir eserdir. Aynı zamanda bağlayıcıdır da, Delilik Tanrıçasının hunisini takarak iyi insanlara tavsiyeler verdiği bu söylevi dinlemeye başladığınızda, bizi nereye sürükleyeceğini öğrenmek ve sonuna kadar dinlemek istiyorsunuz. Pierre de Nolhac

************

Erasmus (1469-1536) Rönesans hümanizminin en büyük temsilcilerindendir. İlk olarak 1511de yayımlanan Deliliğe Övgü, güncelliğini zamanımıza değin koruyabilmiş başyapıtıdır.Erasmus, dostu Thomas Moreu eğlendirmek için bir yolculuk sırasında bir haftada yazdığını söylediği Deliliğe Övgüde şu soruyu sorar: İnsanoğlunun tüm zincirlerinden kurtulmasını ve salt özgürlüğe ulaşmasını sağlayan delilik değil midir? Gülmece bu çerçevede gelişir ve söz kendisini övmesi için deliliğe bırakılır. Delilik yaratıcısının savunduğu her şeyi eleştirerek gençliği, hayattan zevk ve neşe almayı, baş döndüren cinselliği över. Çocuklukta, yaşlılıkta, dostlukta, aşkta ve evlilikte, savaşta ve barışta, kendisinin insanlara nasıl egemen olduğunu ve onları nasıl mutlu kıldığını gösterir.Deliliğe Övgü, yazılışından günümüze, felsefe ile gülmecenin birleştiği en yetkin eserlerden biri olma özelliğini sürekli koruyabilmiş bir kitaptır.

******

Hakkımda ne derlerse desinler, (zira, deliliğin en deli olanlar tarafından bile her gün nasıl ayaklar altına alındığını bilmez değilim) tanrısal tesirlerimle tanrılar ve insanlar üzerine sevinç saçan gene ben, yalnız benim; öyle ya, bu kalabalık topl... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 1 ay
Daha Fazla Göster

NicksizAslı şu an ne okuyor?

NicksizAslı şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.