Eğer kalabalıktaysan ama yalnızsan, herkese çok yakınsan ama bir o kadar da uzak, gülümsüyorsan içinde derin, buruk bir boşluk varken. Yapacak çok şeyin varsa fakat hepsini yapacak kadar vaktin olmadığını düşündüğünden her şeyi yarım bırakıyorsan... Ben de senin gibiyim, belki de seninle duruyorum, yanında ya da yanında hissedeceğin bir yerde. Şimdi sana beni anlatacağım ya da bendeki seni.Şimdi ben buradayım. İki elinin arasında tuttuğun kitapta değil, kafandayım, orada yarattığında... O her nasılsa ve ne yapıyorsa ben oradayım. Bu bir tesadüf değil, anlayacaksın. Benden alabileceklerini, sonrasında aldıklarını sadece sen bileceksin. Bu bir başlangıç... Yüreğinin sesini duyuyorum, arayışını biliyorum. Bedenimi, ruhumu sonuna kadar açtım. Ruhum benim liderim. Yaşamın hesap defterini kapatıp, izlemek yerine yaşamaya başladığın an neleri hissedeceğini hissetmek, benim varoluşumun ta kendisi...Gel hadi anlatacağım, sonra da gideceğim.
Eğer kalabalıktaysan ama yalnızsan, herkese çok yakınsan ama bir o kadar da uzak, gülümsüyorsan içinde derin, buruk bir boşluk varken. Yapacak çok şeyin varsa fakat hepsini yapacak kadar vaktin olmadığını düşündüğünden her şeyi yarım bırakıyorsan... ... tümünü göster
İki insan... Kaçarken birbirine sığınan... Biraz zorunlu bir sığınma bu... Ve ikisinin hikâyesi... Hüzünlü, yalnız, yanlış hikâyeler... Erkek, yaşanmamış bir aşkın, yaşanmış ve bitmiş bir evliliğin, yarım yırtık dostlukların ve aile ilişkilerinin çemberinde, ülke için de zor bir dönemin yangınından çıkmış, hüzünlü bir adam. Kadın, anne-babasız bir çocukluktan, ağabeyin peşinden gidilen, hayal kırıklığı dolu bir gençlikten, yarım bir aşktan arta kalmış... Mevsimi gelmemiş bir yazlığın ortasında buluşuyorlar ve birbirlerine hikâyelerini anlatıyorlar.Nesrin Turhan, üçüncü romanı Yaşamak İçin Bir Neden Söylede yalnızlıklara eğiliyor, Türkiyenin tarihine damgasını vuran bir dönemin insanlarını anlatıyor. Perde arkasında Türkiyenin çalkantıları var ama asıl göz önünde olan bireysel dramlar. Kendilerini ısrarla yalnız bırakan kahramanları var romanın. Hüzünlü yaşamları... Yazarak huzura kavuşma çabaları... Dostlukların, aşkların, toplumsal çalkantıların, sonuçsuz devrimlerin, hapishaneye düşenlerin, hapishane çıkışı yalnızlıkların, mutsuzlukların, mutlu anların romanı Yaşamak İçin Bir Neden Söyle.
İki insan... Kaçarken birbirine sığınan... Biraz zorunlu bir sığınma bu... Ve ikisinin hikâyesi... Hüzünlü, yalnız, yanlış hikâyeler... Erkek, yaşanmamış bir aşkın, yaşanmış ve bitmiş bir evliliğin, yarım yırtık dostlukların ve aile ilişkilerinin çem... tümünü göster
Eğer sevinçlerimizi içimizde hasret olmadan paylaşabiliyorsak, dertlerimizi gizlice sevinmeden bölüşebiliyorsak, kötü kişi olmayı göze alarak birbirimize doğruyu söyleyebiliyorsak, böylece birbirimizi yanlışlardan koruyabiliyorsak, samimiyetle saygının ince çizgisini çizebiliyorsak, birbirimizi yargılamadan olduğumuz gibi kabullenebiliyorsak, dünyalara bedel bir dostluğa sahibiz demektir. Aldığımız kadar verdiğimiz böylesi bir dostluk, çocukluktan ölüme dek insanoğlunun edinebileceği en büyük zenginlik, kişinin kendine verebileceği en büyük armağandır!
Eğer sevinçlerimizi içimizde hasret olmadan paylaşabiliyorsak, dertlerimizi gizlice sevinmeden bölüşebiliyorsak, kötü kişi olmayı göze alarak birbirimize doğruyu söyleyebiliyorsak, böylece birbirimizi yanlışlardan koruyabiliyorsak, samimiyetle saygın... tümünü göster
Her biri yayınlandığı dönemin çok satanlarından olmuş Etekli İktidar, Bana Sırtını Dönme ve İki Kişilik Yalnızlık adlı kitapların yazarı Sinan Akyüz, günümüz ilişkilerini her yönüyle sorgulayan yeni bir kitapla karşınızda. Yatağımdaki Yabancıyı okuyunca ilişki oyunlarını ve dürüstlüğün gücü hakkında sıra dışı bakış açılarını keşfedeceksiniz.Ne düşünüyorsun? Haydi başla anlatmaya . BU işin sonunda acı çekeceğimi bilsem de seni dinleyeceğim.Bilmem. Hiç konuşmasak mı acaba? Dürüst olmak göründüğü kadar kolay değildir. Çoğu zaman kelimeler insanın boğazında düğümlenir. Anlatmak istersin ama o kadar kolay anlatamazsın.Aşkta dürüstlük ne kadar mümkün?Ya da mutlu olmak için dürüstlük şart mı?Saklanmış sırlar söylenirse ilişki daha mı güçlenir?Yoksa dürüstlüğün bedeli yalnızlık mıdır?Evli bir çift, bir gece, birbirine karşı sınırsızca dürüst olmaya karar verirler. Gece karanlığında riskli bir oyun başlar. Sahne, bir yatak odasıdır. Başrollerde bir kadın, bir adam ve gizlenmiş gerçekler vardır. İtiraflar ardı ardına gelmeye başlar.Acaba bir ilişki bu itiraf yükünü taşıyabilir mi?Bir denemedir yaşananlar: Acaba kırıp dökmeden, acı vermeden, yabancılaşmadan aşkta dürüst olmak mümkün mü?
Her biri yayınlandığı dönemin çok satanlarından olmuş Etekli İktidar, Bana Sırtını Dönme ve İki Kişilik Yalnızlık adlı kitapların yazarı Sinan Akyüz, günümüz ilişkilerini her yönüyle sorgulayan yeni bir kitapla karşınızda. Yatağımdaki Yabancıyı okuyu... tümünü göster
Dünya Gençler Satranç Şampiyonu olarak girdiğim İstihbarat'tan, iki yıl önce kıçıma tekmeyi vurarak kovmuşlardı beni...
İstanbul'a mis gibi kar yağıyordu.
Bir kadın, bir yıldan beri pineklediğim barda beni bulmuş ve
kayıp babasını aramam için iki yüz bin lira teklif etmişti...
İşi kabul ettim, çünkü beş parasızdım ve kadın çok güzeldi...
Üstelik her geçen gün daha da çürüyen içimdeki adamı da kurtarabilirdim belki...
Yolumun, bir dönemin en azılı katiliyle kesişeceğini nereden bilirdim ki?
İşte şu an ben kanlar içinde yerde yatarken katil tepemde dikiliyordu.
-Bu işler satranç oynamaya benzemez- dedi.
Üç el silah sesi daha duydum.
Kafama sıkmış olmalıydı.
Zamanı gelmişti: Ruhum kanlar içindeki bedenimden ayrılmış gökyüzüne doğru havalanıyordu.
Dünya Gençler Satranç Şampiyonu olarak girdiğim İstihbarat'tan, iki yıl önce kıçıma tekmeyi vurarak kovmuşlardı beni...
İstanbul'a mis gibi kar yağıyordu.
Bir kadın, bir yıldan beri pineklediğim barda beni bulmuş ve
kayıp babasını ara... tümünü göster
Bir kadın olarak önce dış görünüşümüzle masaya oturur, aklımızla kalkmaya çalışırız.
Bedenimiz ve ruhumuzun nadirdir aynı fikirde olduğu.
Bir adamla tanışırız, aklımız "kaç!" derken kalbimiz kilitlenir.
Aşkımızın peşinden koşsak adam kaçar, aklımızla hareket etsek "hesapçı" denilir.
Hep tasa ya da tasarı vardır kafamızda, doyasıya yaşamamızı engelleyen. Hep güçlü olman gerekir ama kırılgan gözükmen beklenir. Her zaman güzel, akıllı, bakımlı olman adettendir. Devlet de idare etsen, podyumda da yürüsen asıl olan kişilikle dişiliği bir arada götürmek, beden ve ruhu ayırmadan yaşayabilmek ve birini ilk gördüğünde cinsiyetini değil insanlığını algılamaktır.
İşte bu düşüncelerimi ve gözlemlerimi hem eğlenmek hem de sizleri eğlendirmek için bu kitapta paylaştım. Bir Jane Austen klasiği beklemeyin benden ama kendinizden bir şeyler bulacağınızın arada kahkaha atacağınızın garantisi veririm. Kendinizi sevin gerisi gelir...
İyi eğlenceler...
...
Televizyon programcısı Seda Akgül'ün, kadınlık ve erkeklik hallerinin keyifle anlatıldığı "Dişilik mi Kişilik mi?" kitabı hem erkekler hem kadınlar için farklı bir macera olacak.
Uzak durulması gereken erkekler, erkekler neden aldatır, kadınların sırları, erkekler ne ister, kadınlar ne ister ve birbirinden ilginç kadın tipleri...
Denir ya "hepsi ve daha fazlası" bu kitapta.
Bir kadın olarak önce dış görünüşümüzle masaya oturur, aklımızla kalkmaya çalışırız.
Bedenimiz ve ruhumuzun nadirdir aynı fikirde olduğu.
Bir adamla tanışırız, aklımız "kaç!" derken kalbimiz kilitlenir.
Aşkımızın peşinden koşsak adam kaç... tümünü göster