Krallık Muhafız Süvari Bölüğü (Mavi Birlik) askerlerinden Charles Thomas Wooldridge, yirmi üç yaşındaki karısı Laura Ellen Wooldridgei boğazını keserek öldürür. 17 Haziran 1896 tarihinde mahkeme, Wooldridgein 7 Temmuz Salı sabahı, saat 07.45 - 08.00 arası, asılarak idam edilmesine karar verir. Oscar Wildeın READİNG ZİNDANI BALLADI adlı şiiri; bu cinayetin, o zamanın İngiliz kamuoyunda geniş tepki yaratan tartışmalarına öncülük yapmış, İngilterede cezaevlerinin yeniden düzenlenmesini, ceza uygulama sistemlerinin düzeltilmesini sağlayan yasaların çıkmasına da doğrudan katkısı olmuştur. Bu kitapta; bir edebiyat başyapıtı olan READİNG ZİNDANI BALLADInın Özdemir Asaf tarafından yapılmış çevirisinin yanında; kitaba konu olan cinayetin öyküsünü, toplumsal etkilerini ve Oscar Wildeın yaşam öyküsünü bulacaksınız.
Krallık Muhafız Süvari Bölüğü (Mavi Birlik) askerlerinden Charles Thomas Wooldridge, yirmi üç yaşındaki karısı Laura Ellen Wooldridgei boğazını keserek öldürür. 17 Haziran 1896 tarihinde mahkeme, Wooldridgein 7 Temmuz Salı sabahı, saat 07.45 - 08.00 ... tümünü göster
Birkaç yüzyıl öncesine kadar medeniyeti belirleyen Müslümanlar, bugün neden geri kalmış durumdalar? Çağdaşlık ve İslam yan yana gelebilir iki kavram mıdır? Kur’an ve İslam hakkında ne kadar şey biliyoruz? Bildiklerimizin ne kadarı gerçekle örtüşüyor? İslam sadece bir inanç biçimi midir, yoksa insan hayatının tüm çizgilerini belirleyen bir sistem mi? Müslüman kadın kimdir, nasıl olmalıdır? İnsanların eşitliği diye bir şey var mıdır? Müslümanların kardeşliği nasıldır ve bu mümkün müdür? Din ve vicdan özgürlüğünün sınırları var mıdır? Azınlıklar sorununa nasıl bakmalıyız? İslamî yeniden doğuş, dinî veya siyasî devrim mümkün mü?
Geçmiş-günümüz-gelecek üçgeninde yer alan bu ve benzeri konuların aydınlatılması, Müslüman zihinlerde şüpheye yer bırakmayacak şekilde çözülmesi gerektiği ortadadır.
Elinizdeki kitapta Aliya İzzetbegoviç, yukarıda bir kısmı zikredilen onlarca soru ve problemin cevabına ilişkin görüş ve düşünceleriyle çözüm önerilerini ortaya koymakta.
Birkaç yüzyıl öncesine kadar medeniyeti belirleyen Müslümanlar, bugün neden geri kalmış durumdalar? Çağdaşlık ve İslam yan yana gelebilir iki kavram mıdır? Kur’an ve İslam hakkında ne kadar şey biliyoruz? Bildiklerimizin ne kadarı gerçekle örtüşüyor?... tümünü göster
Yapıtlarında işlediği konular ve yazın stili bazı eleştirmenlerce bayağı, saldırgan ve hatta edebiyat dışı bulunan Bukowski, abartılmış erkeksi bir rol takınarak, yaşamın bütün katmanlarına sinmiş olan maço tutumla inceden inceye alay etmektedir aslında. Bukowskinin her şeye meydan okurcasına yükselttiği sesi otobiyografiktir; yoksulluk, acı ve başarısızlık karşısında çaresiz kalan, toplum tarafından horlanan, karnını doyurabilmek için fabrikalarda ve mezbahalarda çalışan niteliksiz bir işçinin, çok sıradan, alt tabakadan herhangi bir insanın içinden kopup gelen bu ses, çarpıcı mizah öğeleriyle yüklüdür. Postane, yazarın ilk romanı... Romanın kahramanı ve anlatıcısı Postacı Henry Chinaski, bir zamanlar postacılık yapmış olan Charles Bukowskiden başkası değildir. Postanedeki yaşam, tekdüze, katlanılamaz ve aşırı yorucudur. İşlenecek posta dağ gibidir; bürokrasinin anlaşılmaz kuralları acımasızdır, kabadayı postabaşları kötüdür, üstlerine yağ çekerken sıradan memur ve çalışanlara yapmadıklarını bırakmazlar. Postanede çalışmaya dayanabilmek için ya kaçık ya da iyiden iyiye aptal olmak gerekir. Bizim Chinaski çareyi içki ve kadınlarda arar. Umutsuz bir ayyaş, uslanmaz bir aşık, inanılmaz ölçüde başarılı bir kumarbaz olan postacı, Napolyonvari bir zamanlamayla, hipodroma, yataktan yatağa koşar durur.
Yapıtlarında işlediği konular ve yazın stili bazı eleştirmenlerce bayağı, saldırgan ve hatta edebiyat dışı bulunan Bukowski, abartılmış erkeksi bir rol takınarak, yaşamın bütün katmanlarına sinmiş olan maço tutumla inceden inceye alay etmektedir aslı... tümünü göster