Olric34

0 takip ettiği ve 1 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Olric34 okumuş.
Küçük Aptalın Büyük Dünyası (Pucca Günlük, #1)

“Tek istediğim, battaniyenin altında film çekeceğim değil, film izleyeceğim bir adamdı.”

Sanal dünyanın merak edilen ünlüleri raflarda yerini alıyor. Dizüstü Edebiyat Dizisi başlıyor. İlk kitap çılgınlar gibi takip edilen, Türkiye'de en fazla izleyicisi olan kişisel blog'un yazarı Pucca. Herkes onu ve yazacağı kitabı merak ediyordu.

“Aynaya son kez baktım, ‘Kızım PuCCa, Allah kahretsin seni, çok harikasın lan sen!' dedim.”

PuCCa çok ayıp!
PuCCa çok komik!
PuCCa âşık!
PuCCa beter bişi!

Ve sonunda, paparazziler peşinde koşmadığı halde her şeyi anlattı…

“PuCCa, aferin, iyi b*k yedin!”

“Tek istediğim, battaniyenin altında film çekeceğim değil, film izleyeceğim bir adamdı.”

Sanal dünyanın merak edilen ünlüleri raflarda yerini alıyor. Dizüstü Edebiyat Dizisi başlıyor. İlk kitap çılgınlar gibi takip edilen, Türkiye'de en fazla... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 5 ay
Olric34 okumuş.
Tavuk Suyuna Çorba - Gençlerin Yüreğini Isıtacak Öyküler

Genç insanların ilgisini çekecek ve onlara yararı dokunacak bu kitaba katkıda bulunduğum için mutluyum. Kitap bunun da ötesine geçecek. Gençler bu kitaba bayılacaklar.-Jennie Garth (Oyuncu, Beverly Hills)-
Jack Canfield ve Mark Victor Hansen New York Times'ın en çok satan kitapları listesinde 1 numara olan Tavuk Suyuna Çorba dizisinin yazarlarıdır. Tavuk Suyuna Çorba örgütünün yayın yönetmeni olan Kimberly Kirberger da bu kitapta onlarla birlikte yazdı. Özürlü çocuklarla çalışan Kirberger boş zamanlarının çoğunu gençlere ayırmaktadır.

Genç insanların ilgisini çekecek ve onlara yararı dokunacak bu kitaba katkıda bulunduğum için mutluyum. Kitap bunun da ötesine geçecek. Gençler bu kitaba bayılacaklar.-Jennie Garth (Oyuncu, Beverly Hills)-
Jack Canfield ve Mark Victor Hansen New Yor... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 5 ay
Olric34 yarım bırakmış.
S*ktir Et

Siktir Et demek sizi iyi hissettirir. Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur.

John C. Parkin’in bu komik ve ilham verici kitabı, Siktir Et demenin; Doğunun boş verme, vazgeçme ve bir şeylerin o kadar da önemli olmadığını fark ederek gerçek özgürlüğü bulma gibi ruhani fikirlerinin kusursuz bir Batı ifadesidir.

Siktir Et; şarkı okumak, meditasyon yapmak, sandalet giymek ya da tütün yemek gibi eylemler gerektirmeyen ruhani bir yoldur. Modern zamanın küfürlü söylenişiyle, Siktir Et, Batılıları şöyle bir sarsıp kendilerine getirecek, anlam dolu hayatlarımıza egemen olan stresi ve gerginliği ortadan kaldıracaktır.

Bu yüzden, bütün sorunlarınıza ve meselelerinize S*ktir Et demenin bir yolunu bulun. Hayatınızda yapmanız “gerekenlere” S*ktir Et deyin ve sonunda başkaları ne düşünürse düşünsün, neyi yapmak istiyorsanız onu yapın.

Siktir Et demek sizi iyi hissettirir. Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur.

John C. Parkin’in bu komik ve ilham verici... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 5 ay
Olric34 yarım bırakmış.
İtalyanca Aşk Başkadır

Akşam sınıfı, Dublinin yüzlerce okulunda olduğu gibi, Mountainview Kolejinde akşam programı yürüten bir sınıftır. Okulda yeni bir İtalyanca sınıfı açılır. Haftada iki gün, herkes kendi düşleriyle gelir bu sınıfa. Karısının kendisini aldatmayacağından emin, kendisi de aldatmayı aklından bile geçirmeyen, kırk sekizinci yaşını yeni bitirmiş, çoluk çocuğa karışmış Adrian, bütün beklentilerinin aksine, okuluna müdür olarak atanmaz. Tam çöküntünün eşiğine doğru gelirken de, yeni müdür, Adriana, Yetişkinlere Eğitim Sınıfları adı altında bir gece kursunun yönetimini önerir.

Akşam sınıfı, Dublinin yüzlerce okulunda olduğu gibi, Mountainview Kolejinde akşam programı yürüten bir sınıftır. Okulda yeni bir İtalyanca sınıfı açılır. Haftada iki gün, herkes kendi düşleriyle gelir bu sınıfa. Karısının kendisini aldatmayacağından... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 5 ay
Olric34 okumuş.
İstanbul Hatırası

Byzantion'dan İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven...

Sarayburnu'nda, Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset, Avuçlarında antik bir pere.... Ama ne bu ceset son kurban, ne de bu antik para son sikke... Yedi kurban, yedi hükümdar, yedi sikke, yedi kadim mekân. Ve tek bir gerçek: Bu şehrin gizemli tarihi.

"Şehre bakıyorduk denizden. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet'in minareleriydi görülen, Ayasofya'nın kubbesi, Topkapı Sarayı'nın kuleleri. Hiç yağmalanmamış, yıkılmamış, kirletilmemiş gibiydi şehir. Bembeyaz bir sisle örtmüştü doğa, ne varsa görüntüyü çirkinleştiren. Güneş doğmadan bir anlığına beliren bir hayal gibi... Büyülü bir bulut gibi... Bir masal imgesi gibi... Yeni kurulmuş bir kent gibi... Taze bir başlangıç gibi... Genç, umutlu, güzel...

İstanbul'a bakıyorduk denizden. Ölülerimizin yüzlerine bakıyorduk... Onların gözlerindeki kendi kederimize. Çaresizliğimize bakıyorduk, avuçlarımızda büyüyen zavallılığa, kanımızda filizlenen korkaklığa... Elimizden alman hayata bakıyorduk... Güneşli günlerimize, umut dolu sabahlara, eğlenceli bahar akşamlarına... Sönen anılarımıza bakıyorduk, ölen hayallerimize, yıkılan düşlerimize... Sönen anılarımızı, ölen hayallerimizi, yıkılan düşlerimizi yüklenip yorgun bir şilep gibi bizden uzaklaşan şehrimize... Şehrimizle birlikte yitirdiğimiz kendimize bakıyorduk..."
(Tanıtım Bülteninden)

Türkçe
590 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2010
ISBN : 9789752897458

Byzantion'dan İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven...

Sarayburnu'nda, Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset, Avuçlarında antik bir pere.... Ama ne bu ceset son kurban, ne de bu antik para son sikke... Yedi kurban,... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 5 ay
Olric34 okumuş.
Beyoğlu Rapsodisi

Üç arkadaşın hikâyesi bu. Biraz da Beyoğlu'nun hikâyesi. Beyoğlu'nun karmaşasının, kalabalıkların arasına gizlenen sırların hikâyesi. Sokakların, binaların, bildiğimiz, bilmediğimiz köşelerin, ama en çok insanların hikâyesi. Çocukluktan başlayan, mekânı yine Beyoğlu olan bir dostluğun bugünü anlatılıyor 'Beyoğlu Rapsodisi'nde. Üç farklı kişiliğin, üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir nokta bu dostluk. Önce onları tanıyoruz, hayatlarına tanık oluyoruz. Sanıyoruz ki, her şey hep böyle doğal gidecek. Sanıyoruz ki, hayat normal seyrini sürdürecek. Ama gün geliyor, bir fotoğraf sergisi hayatlarını değiştiriyor. Önce bir kadın giriyor bu üçlünün arasına, bir Rus. Sonra cinayet fikri hayatlarının bir parçası oluyor. Soruşturmalar, sorular... Ve sırlar geliyor ardından. Ahmet Ümit bu son romanında polisiye gerilim edebiyatının sınırlarını aşmayı deniyor. Okuyucusunu sürpriz bir sonla ödüllendirmenin yanı sıra ölümsüzlük üzerine, dostluk üzerine, aile üzerine, sahip olma duygusu üzerine sorular sorduruyor. Ahmet Ümit'ten heyecan dozu yüksek bir polisiye roman bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmayacak, ama yazarın daha geniş sularda da keyfince yelken açtığını kanıtlayan bir kitap 'Beyoğlu Rapsodisi'. Adım adım Beyoğlu ve karış karış insan var bu romanda.

Üç arkadaşın hikâyesi bu. Biraz da Beyoğlu'nun hikâyesi. Beyoğlu'nun karmaşasının, kalabalıkların arasına gizlenen sırların hikâyesi. Sokakların, binaların, bildiğimiz, bilmediğimiz köşelerin, ama en çok insanların hikâyesi. Çocukluktan baş... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 5 ay
Daha Fazla Göster

Olric34 şu an ne okuyor?

Olric34 şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.