1948 yılında on arkadaşıyla on gün boyunca, Polatlı'dan Dumlupınar'a kadar yayan yürüyen Turgut Özakman, Milli Mücadelenin romanını yazmaya o gün karar vermiş. Şu Çılgın Türkler 57 yıllık bir araştırmanın ürünüdür. Şu Çılgın Türkler, dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan birinin, emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış ilk kurtuluş savaşının, bir millileşme ihtilalinin romanıdır. Cumhuriyetimize karşı yapılan saldırıların en yoğun olduğu şu günlerde, cumhuriyetin kılık değiştire değiştire gelen emperyalizme rağmen nasıl kazanıldığının eşsiz öyküsü.
1948 yılında on arkadaşıyla on gün boyunca, Polatlı'dan Dumlupınar'a kadar yayan yürüyen Turgut Özakman, Milli Mücadelenin romanını yazmaya o gün karar vermiş. Şu Çılgın Türkler 57 yıllık bir araştırmanın ürünüdür. Şu Çılgın Türkler, dünya... tümünü göster
Kurtuluş Savaşı'nın taç kapısı, girişi olan Çanakkale Savaşının destanı...Tarihin en eski milletlerinden birinin dirilişi… Ateşten geçerek, kan içinde, bir daha uyumamak, benliğini unutmamak, kandırılmamak, sömürülmemek, ezilmemek, ölmemek üzere çığlık çığlığa dirilişi...Çanakkale Savaşı hiç böyle yazılmadı.
Turgut Özakman'ın, 353 baskı yaparak milyonlarca okura ulaşan Şu Çılgın Türkler kitabının da içinde bulunduğu üçlemenin ilk kitabı.
Tüm yeni nesillere eşi olmayan bir armağan daha.
Yazarın, Çanakkale ile ilgili dünyadaki bütün kitapları, internet sitelerini tarayarak yıllarca üzerinde çalıştıktan sonra, ucuz kahramanlık hikâyelerine, hamaset edebiyatına, şovence anlatıma yer vermeden kaleme aldığı, olağanüstü zaferin hikâyesi.
Kurtuluş Savaşı'nın taç kapısı, girişi olan Çanakkale Savaşının destanı...Tarihin en eski milletlerinden birinin dirilişi… Ateşten geçerek, kan içinde, bir daha uyumamak, benliğini unutmamak, kandırılmamak, sömürülmemek, ezilmemek, ölmemek üzere... tümünü göster
Cahit Uçuk, anılarında, Selanik ve İstanbulun ahşap konaklarındaki görkemli yaşamı, işgal yıllarını, ülkeyi kaplayan kara bulutların arasından yeni bir devlet kurmaya çalışan idealist insanların çabalarını ve unutulmuşluğu anlatıyor. Artık çarpıtılmaya yüz tutan yakın tarihimizin birinci elden tanıklığı. Cumhuriyet Türkiyesinin ilk kadın yazarlarından biri olan ve 60. yazı yılını kutlayan, Cahit Uçukun anılarında anlattığı sadece onun değil, hepimizin geçmişi... TADIMLIKGeminin lüks mevkileri Enis Paşa ailesine tutulmuştu. Birinci mevkiler Paşanın himayesindeki memurlara, üçüncü mevkiler ise uşaklar, arabacılar seyisler, ağalar, ahçılar ve yamakları için ayrıltılmıştı. Yolculuğun daha ilk dakikalarında Enis Paşa Konağının aşçıbaşısı Hasan Ağa, Hadiyenin diktirdiği beyaz önlüğü ve uzun beyaz aşçı külahını başına geçirmiş, çırakları da mutfak giysilerini giymişlerdi. Vapurun mutfağına dalıp ilk önce orayı şartlamışlardı. Sonra vapur mutfağının kap kacağı, konaktan gelen mutfak araç gereçleriyle yer değiştirmiş ve ardından işbaşı yapılmıştı. İlk günün Türk ve Müslüman yemekleri bu biçimde ortaya çıkmıştı. İçinde haram bir nesne bulunmayan bu yemeklerin aktarıldığı sahanlar ve tabaklar, aşçıbaşı ve çırakları tarafından yemek salonun kapısına kadar getirilmişti. Orada sofracıbaşı ve halayıklar tarafından teslim alınıp servis edilmişti....
Cahit Uçuk, anılarında, Selanik ve İstanbulun ahşap konaklarındaki görkemli yaşamı, işgal yıllarını, ülkeyi kaplayan kara bulutların arasından yeni bir devlet kurmaya çalışan idealist insanların çabalarını ve unutulmuşluğu anlatıyor. Artık çarpıtılma... tümünü göster