İsmi ilk kez 1970lerde duyulmaya başlandı. Egedeki çeşitli il ve ilçelerde vaazlar veriyordu. Türkiyenin yüzde yüze varan enflasyonlarla, iç çatışmalarla, gerginliklerle sarsıldığı zamanlardı. Ülkedeki geniş bir kesimse hem modern dünyaya entegre olmak, evrensel ölçülerde iş yapmak hem de manevi değerlerini muhafaza etmek istiyordu. İşte bu noktada Fethullah Gülenin yorumları yükselmekte olan kesimlere bir çıkış kapısı açtı.
Fethullah Gülen bir Türk Rönesansı önermekteydi. Bunun için önce toplumun kendi içinde barışa ve huzura kavuşması gerekiyordu. Uzlaşmacıydı, diyalog yanlısıydı, ancak dinsel değerlerden de ödün vermiyordu. Dayatmaya değil, kabule yaslanan bir yurttaşlık hukuku; zora değil, benimsemeye dayanan bir ahlak anlayışı ve lütuf beklemeye değil, üretip paylaşmaya bağlı bir dayanışma düşüncesi sunuyordu. O, artık yorumlarıyla geniş bir kitleye yol gösteren, büyük bir dayanışma hareketine ilham veren Fethullah Gülen Hocaefendi olmuştu.
İsmi ilk kez 1970lerde duyulmaya başlandı. Egedeki çeşitli il ve ilçelerde vaazlar veriyordu. Türkiyenin yüzde yüze varan enflasyonlarla, iç çatışmalarla, gerginliklerle sarsıldığı zamanlardı. Ülkedeki geniş bir kesimse hem modern dünyaya entegre olm... tümünü göster
Fethullah Gülen'in çocukluğundan bugüne sıradışı hayatını hem kendi ağzından hem de yazarın ağzından okuyacağınız özenle hazırlanmış bir kitap. Özellikle Gülen'in ziyaretçileri ilgiyle okunacak bir bölüm.
Fethullah Gülen'in çocukluğundan bugüne sıradışı hayatını hem kendi ağzından hem de yazarın ağzından okuyacağınız özenle hazırlanmış bir kitap. Özellikle Gülen'in ziyaretçileri ilgiyle okunacak bir bölüm.
''Sohbet-i canan'' ı acaba 'canlarla sohbet' diye mi 'canan sohbeti' diye mi okumak lazım?
İkisinde de sohbet halkasının 'can' ve 'canan' sıcaklığında oluştuğu açık. Ya cansınız ya da canan...
Etrafında sohbet halkasının oluştuğu insan, öyle bir iklimden konuşuyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nn üzerine gurbet hüznü çökmüş gönül dünyasının ürünü bunlar...
Sorular var, cevaplar var...
Ama hepsi bir sohbet samimiyeti sıcaklığında...
Dünya savruluyor ve insanlar, özellikle bu savruluşun merkez üssünde oturan müslümanlar zaman zaman düşünce ikliminde farklı noktalara düşüyorlar. Bizim de Hocaefendi'den farklı düşündüğümüz zamanlar oldu. Ama, biliyorum ki orada, müslümanların savruluşundan derin acılara garkolan, insanlığı yakan her ateşle kavrulan bir gönül var. Dünyada bir yüreğe daha ışık taşımak için çırpınan, serapa sancılar içinde bir gönül adamı var. (Arka kapak)
''Sohbet-i canan'' ı acaba 'canlarla sohbet' diye mi 'canan sohbeti' diye mi okumak lazım?
İkisinde de sohbet halkasının 'can' ve 'canan' sıcaklığında oluştuğu açık. Ya cansınız ya da canan... tümünü göster
'' Elinizdeki kitap, teknik bakımdan şifahi bir özellik taşıyor; yani yazarın yazdıkları değil, muhtelif meclislerde ve muhtelif vesilelerle söylenmiş sözlerin yazıya geçirilmiş halidir; buna rağmen kitapta, ekseriyete yakın nisbette gramer bakımından kitap cümlesi gibi düzgün ifadeler bulacaksınız. Bu özellik ses kayıtlarının yazıya çevrilirken düzeltilmesi gayretinden kaynaklanmıyor; tanıyanlar esasen bilir ki Fethullah Gülen, şifahi bir ifadede nisline kolay rastlanmayacak bir talakat sahibidir ve sohbetlerinden doğrudan veya dolaylı yoldan istifade etmiş olanlar bu ifade düzgünlüğü ve parlaklığına dikkat kesilmişlerdir. Şifahi ifadede akıcılık, sözkonusu meseleye vukufu ve fikir disiplinini gerektiren bir meziyettir; ne yazık ki güzel, düzgün, manidar ve tesirli konuşma özelliğini cemiyetimizde alkışlanacak ve övülecek bir meziyet haline getirmekte başarılı olamadık; her yerde olduğu gibi sıradanlık, güzel ve taçlandırılması gereken meziyetleri geriye itiyor. '' A. Turan Alkan.
'' Elinizdeki kitap, teknik bakımdan şifahi bir özellik taşıyor; yani yazarın yazdıkları değil, muhtelif meclislerde ve muhtelif vesilelerle söylenmiş sözlerin yazıya geçirilmiş halidir; buna rağmen kitapta, ekseriyete yakın nisbette gramer... tümünü göster
Özlem Akkaya şu anda kitap okumuyor.