Yazların onlarca yıl, kışların ise bir ömür sürebildiği bir diyar, içten içe nifakla kaynamaktadır. Köklerini saldıkları topraklar kadar soğuk ve sert olan Starkların kalesi Kışbarının kuzeyinde, Yedi Krallıkı koruyan Surun ardında tekinsiz güçler toplanmaktadır. Kuşkulu bir ölümün ardından kralı ve dostu tarafından saltanat makamı olan güneye çağırılan Eddard Stark kendisini Demir Tahtı arzulayanların baş döndürücü entrikalarının arasında bulur. Dostuyla düşmanını, gerçekle yalanı ayırt edemez olan Eddardın ne kıyısında yürüdüğü uçurumdan, ne de Ejderkralların soyundan gelen sürgün Targaryen kardeşlerin taştan ejder yumurtalarında ve soylu atların sırtında serpilen iktidar düşlerinden haberi vardır. Kış, Starklar ve yandaşları için olduğu kadar Yedi Krallık için de uğursuz alametlerle gelmektedir. George R. R. Martinin lordlar ve leydiler, askerler ve büyücüler, ihtişamlı yengiler ve akıl almaz zalimlikler üzerine ördüğü, görkemli bir roman. Yürekli kalemiyle tümfantazya kalıplarını kıran yazardan, büyüklere göre bir öykü.
Yazların onlarca yıl, kışların ise bir ömür sürebildiği bir diyar, içten içe nifakla kaynamaktadır. Köklerini saldıkları topraklar kadar soğuk ve sert olan Starkların kalesi Kışbarının kuzeyinde, Yedi Krallıkı koruyan Surun ardında tekinsiz güçler to... tümünü göster
Yazar, tarih denen büyük öğretmeni bu defa Çanakkale Savaşını anlatması için kürsüye çıkarıyor. Bu derste gerçek yiğitlik, fedakârlık ve insanlık öyküleri var. Çanakkale Savaşını her yönüyle ele alan bu kitabı heyecan, gurur, hüzün ve zevkle okuyacaksınız. Harita ve fotoğraflarla desteklenen Çanakale Geçilmez, titiz bir çalışmanın ürünü. Kitapta, Bu vatan ya senindir ya da hiç kimsenin! şiarıyla kazanılan Çanakkale Savaşının sebepleri, sonuçları, düşman kuvvetlerin sahip olduğu muazzam silah gücü, savaşta yaşanan duygulu anlar, Anadolu insanının cesareti, fedakârlığı, vatan sevgisi ve sabrı tüm canlılığı ile satırlara yansıtılıyor. Çanakale Geçilmez, I. Dünya Savaşında Çanakkale Cephesinin açılma sebepleri ve bu cephenin önemiyle başlıyor. Sonra, 18 Mart 1915 Deniz Zaferine ulaşan yol ve o büyük günün ayrıntıları tüm canlılığıyla anlatılıyor. Ardından, 25 Nisan 1915 günü başlayan kara savaşı, tüm ayrıntıları ve isimsiz kahramanların öyküleriyle ele alınıyor. Mehmetçiğin eşsiz kahramanlığını ve fedakârlığını ortaya koyan Çanakale Geçilmez, tarihini araştırmayı sevenler, ecdadının fedakârlıklarını, o engin merhametini merak edenler ve atalarına vefa borcunu bir parça da olsa ödemek isteyenler için vazgeçilmez bir eser. Var Olma Mücadelesini Yansıtan Birkaç Satır Çanakale Geçilmez, arkadaşı Emine Yaz gelecek, kış gelecek, yağmur yağacak, çiçekler açacak, ot bitecek, çalı bitecek üstümüzde. Her gün biraz daha toprağa karışacağız. Nasıl dövüştüğümüzü anlat, anlat atanın, obanın başını eğdirmediğimizi diyen isimsiz kahramanların, ölüme gidilen, ölümden dönülen yerler olan siperlerin öyküsü... Çanakale Geçilmez, Çekiyorum tetiği... Çekiyorum... Çekiyorum... Tüfek patlamıyor, ateş etmiyor... Tüfek bozuldu herhalde dedim, bak hele dedim yanımdaki arkadaşıma, benim tüfek bozulmuş... Bir baktı benden yana. Senin parmak gitmiş... dedi diyerek yaptığı o büyük fedakarlığı, mahcup bir şekilde anlatan Ezineli Halilin öyküsü.....
Yazar, tarih denen büyük öğretmeni bu defa Çanakkale Savaşını anlatması için kürsüye çıkarıyor. Bu derste gerçek yiğitlik, fedakârlık ve insanlık öyküleri var. Çanakkale Savaşını her yönüyle ele alan bu kitabı heyecan, gurur, hüzün ve zevkle okuyacak... tümünü göster
Eşi benzeri olmayan bir hikâye anlatıcısı J.K. Rowling'den...
Küçük bir kasaba hakkında büyük bir roman.
Barry Fairbrother kırklı yaşlarının başında beklenmedik bir şekilde hayata gözlerini yumar. Bu ani ölüm yaşadığı kasabanın halkı için büyük bir şok olacaktır.
Arnavutkaldırımlı meydanı ve eski kilisesiyle Pagford, sıradan bir İngiliz kırsalı gibi görünse de bu tatlı görüntüsünün ardında bir savaş sürmektedir. Zenginler fakirlerle, gençler ebeveynleriyle, kadınlar kocalarıyla, öğretmenler öğrencileriyle sürekli bir çatışma halindedir. Pagford kesinlikle göründüğü gibi bir yer değildir.
Belediye Meclisi'nde Barry'den boşalan koltuk, kasabanın görüp göreceği en büyük savaşın tetikleyicisi olacaktır.
Türlü düzenbazlıklar ve hırsla süren, herkesin birbirinin foyasını ortaya çıkaracağı seçim savaşında zafer kimin olacaktır?
Eşi benzeri olmayan bir hikâye anlatıcısı J.K. Rowling'den...
Küçük bir kasaba hakkında büyük bir roman.
Barry Fairbrother kırklı yaşlarının başında beklenmedik bir şekilde hayata gözlerini yumar. Bu ani ölüm yaşadığı kasabanın halkı için ... tümünü göster
Kendine has üslubuyla tanıdığımız usta bilimkurgu yazarı Douglas Adams, efsanevi Doctor Who dizisi için yazılmış ancak televizyonda yayınlanma fırsatını yakalayamamış bir senaryoyla karşımızda. Doctor Who takipçilerinin yakından tanıdığı yazar Gareth Roberts'ın ustaca romanlaştırdığı bu eserde, bizi sürükleyici bir macera bekliyor.Doktor'un eski dostu, Zaman Lordu Profesör Chronotis emeklilik hayatını Cambridge Üniversitesi'nde sürdürmektedir - yanında birkaç zararsız eşya da getirmiştir. Fakat bunların arasında, Gallifrey'in Muhterem ve Kadim Yasalar'ı da vardır. Üstüne üstlük bu kitabı, dünyadan haberi olmayan yüksek lisans öğrencisi Chris Parsons'a pervasızca ödünç vermiştir. Muhterem ve Kadim Yasalar evrendeki en tehlikeli eserlerden biridir ve yanlış ellere geçmesi felaketle sonuçlanabilir. Sinsi Skagra'nın kitabı elde etmesi ise, olabilecek en kötü şeydir. Skagra, evrene hükmetme eğilimli iflah olmaz bir sadist ve egoisttir. Üstelik Cambridge'e doğru yola çıkmıştır:
Hedefi de kitap ve Doktor'dur.
Kendine has üslubuyla tanıdığımız usta bilimkurgu yazarı Douglas Adams, efsanevi Doctor Who dizisi için yazılmış ancak televizyonda yayınlanma fırsatını yakalayamamış bir senaryoyla karşımızda. Doctor Who takipçilerinin yakından tanıdığı yazar Gareth... tümünü göster
Dan Brown; Da Vinci Şifresi, Melekler ve Şeytanlar'dan sonra Kayıp Sembol'de insanlığın yüzyıllardır beklediği bir gerçeğin peşinde... Harvard Simgebilim Profesörü Robert Langdon, Kongre Binasında konferans vermesi için yakın bir arkadaşından davet alır. Ancak, Washington'a varır varmaz oldukça garip bir durumla karşı karşıya kalan profesör, kendini korkunç bir oyunun ortasında bulur.
Kongre Binasına bırakılmış olan bir sembolün -yakın arkadaşı Peter Solomon'ın kesik eli- varlığını haber veren bir telefon, Langdon'ı hiç de yabancısı olmadığı bir dünyaya davet etmektedir. Antikçağlarda kullanılan bu sembolik çağrı, daveti alan kişiyi ezoterik bilgeliğin hüküm sürdüğü, çok eskilerde kalmış kayıp bir dünyaya sürükleyecektir.
Sonu belli olmayan bu mistik daveti arkadaşını kurtarmak için kabul eden Langdon, bir anda masonik sırların, saklı kalmış tarihin ve o güne dek görmediği yerlerin gizli dünyasında inanılmaz bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalır. Artık cevaplanması gereken sorular vardır: İnsanlığın Altın Çağı, açılmaması gereken bir kapının aralığından sırlarıyla birlikte yok mu olacak, yoksa hikmetin ışığında tüm soruların cevapları mı bulunacaktır?...
Dan Brown; Da Vinci Şifresi, Melekler ve Şeytanlar'dan sonra Kayıp Sembol'de insanlığın yüzyıllardır beklediği bir gerçeğin peşinde... Harvard Simgebilim Profesörü Robert Langdon, Kongre Binasında konferans vermesi için yakın bir arkadaşınd... tümünü göster
Bir Da Vinci Muamması: Şifre Dan Brown, bir gazetecinin Siz komplo teorisyeni misiniz? sorusuna Kesinlikle hayır. Aslında bunun tam aksiyim. Benim için daha çok kuşkucu tanımı uygun olur. diyerek cevap verir. Söz konusu konuşma yazarın son romanı The Da Vinci Code - Da Vinci Şifresi üzerine yapılmaktadır ve gazeteci sorusunda yerden göğe kadar kadar haklıdır. Da Vinci Şifresi The Da Vinci Code'a adını veren Leonardo Da Vinci şüphesiz romanın ana kahramanıdır. Kitabın kurgusuna konu olan tarihsel bilgiler yüzyılların gerisinde kalsa da sanat tarihçileri başta olmak üzere konunun uzmanlarına hiç de yabancı değil. Bu komplonun söylentileri uzun yıllardır sayısız dillerde kulaktan kulağa fısıldanıyor. Özellikle de sanat dünyasında... Komplonun dramatik yanı Leonardo Da Vinci'nin sapkınlıklar, şifreler ve esrarlı sembolizmle benzenmiş tablolarında fazlasıyla belirgindir olmasıdır... diyor Dan Brown. Sanat tarihçileri Da Vinci tablolarının yüzeysel görünümlerinin altında çok daha derinlere inen birtakım anlamları olduğu fikrinde birleşiyorlar. Bir çok bilim adamı da ustanın eserlerini, bu çok güçlü gizemlerin ipuçlarını ele vermek amacıyla yaptığını iddia ediyor. Yazar, romanında Da Vinci'nin de bir zamanlar üyesi olduğu ve günümüze dek gelen Gizli Kardeşlik Örgütünü anlatır. Bu bilinen büyük bir sırdır! Bu noktada durup, yazarın geçmişine bakalım: Dan Brown, Amherst Koleji ve Philips Exeter Akademisinden mezun olduktan sonra bir süre eğitim gördüğü bu okullarda İngilizce öğretmenliği yaptı. Şifre çözme ve gizli hükümet örgütlerine duyduğu ilgi, 1996'da ilk romanı Digital Fortress'in ortaya çıkmasını sağladı. Roman, yayınlanmasından hemen sonra bir anda elektronik kitap listelerinde bir numaraya yükseldi. Ulusal Güvenlik Teşkilatını konu alan roman sivil halkın mahremiyeti ile ulusal güvenlik arasındaki ince çizgiyi irdeliyor. Yazar tekno-gerilim türündeki ikinci romanı Deception Point'da da politikada ahlak, güvenlik ve gizli teknoloji konularını işliyor. Başkanlık Ödülünü kazanmış bir matematik profesörü ile ilahiyat müzisyeni bir annenin oğlu olan Dan Brown, bilim ve din gibi paradoksal felsefelerin egemen olduğu bir ortamda büyüdü. Bu birbirini tamamlayıcı görüşlerden aldığı esinle ünlü romanı Angels and Demons'u yazdı. Bu yapıt da bir İsviçre fizik laboratuvarı ile Vatikan kenti arasında geçen, bilim ve din odaklı bir gerilim romanı; Brown, son zamanlarda simgeciliği konu alan gerilimler yazıyor. Bu eserlerin başkahramanı Harward Üniveristesinde ikonografi ve dinsel sanat profesörü olan Robert Langdon'dur. Bu dizinin konuları Paris, Londra ve Washington D.C. gibi mekanlarda geçer. Da Vinci Şifresi'ni yazmak Dan Brown, Da Vinci tablosundaki gizemi ilk kez İspanya'da Seville Üniversitesinde çalışmalar yaparken fark eder. Yıllar sonra Angels and Demons için Vatikan'ın gizli arşivlerinde araştırmalar yapma şansına sahip olur. Bu araştırmalarda Da Vinci muamması tekrar karşısına çıkacaktır. Bunun üstüne diyor yazar, Louvre Müzesine gittim ve Da Vinci'nin ünlü yaptlarından bazılarının orijinallerini inceledim. Aynı zamanda bir sanat tarihçisi bana, bu tabolardaki insanı şaşırtan sapkınlıkların ardından yatan gizemleri anlamama yardım edecek ipuçları verdi. İşte o andan itibaren bu konu beni esir aldı. Gizli bilgiler Romanda tanımlanan eser yüzyıllardır kronolojik biçimde çeşitli yayınlarda kullanılmıştır. Da Vinci Şifresi'nin temelinde duran kurgu da Tanrıça kültürü de hak ettiği payı alır. Roman, birçok kültürde kadınların spiritüel güçlerinin nasıl ve hangi nedenlerden dolayı ortadan kaldırıldığını da irdeler. Romanın bir diğer özelliği de Gizli Kardeşlik Örgütü üzerindeki sis perdesi aralamasının yanında -ki kurguda kullanılan söylentiler yüzyıllardır bilinmektedir- bu sırrın ilk kez popüler gerilim romanı formatında açıklanıyor olmasıdır. Hıristiyanlığın tarihçesine uzun yolculuklar yapan romanın yazarı, Ben tüm dinlerin öğrencisiyim der. Bu konularda bilgim arttıkça, sorularım da artıyor. Bana göre, spritüel arayış yaşam boyunca süren bir olgudur. Romanda, karakterler ve aksiyon tamamen kurgusal olmasına karşın, betimlenen tablolar, mekanlar ve tarihi belgelerin hepsi gerçektir. Da Vinci Şifresi'nin bazı bölümlerinde Opus Dei'nin eylemleri de yer alır. Yazar bu durumu şöyle açıklıyor: Opus Dei hakkında dengeli ve adil bir tanımlama yapmak için çok çalıştım. Buna rağmen belki çizdiğim tablodan alınanlar olmuştur. Opus Dei birçok insanın yaşamında pozitif güç olabilir ama Opus Dei ile yakın ilişkisi olanların bir kısmını da derinden etkileyen olumsuz deneyimleri olmuştur. Opus Dei hakkında yazılmış düzinelerce kitaptan yararlandım ve eski ya da yeni birçok üyesiyle de konuştum. Muamma Da Vinci Şifre'sini büyük bir komplo üzerine kuran Brown'un kahramanı, Harvard Üniversitesi Simge-Bilim Profesörü Robert Langdon'dur. Langdon, Paris'te iş gezisindeyken, gece yarısı, Louvre'un yaşlı müdürünün ölü bulunduğu haberini alır. Langdon ve yetenekli Fransız kriptoloji uzmanı Sophie Neveu, cesedin etrafındaki izleri takip ederek bu garip esrar perdesini araladıkça, ipuçlarının onları Da Vinci'nin tablosuna götürdüğünü keşfederler. Büyük usta bu sırrı herkesin görebileceği bir yere, ünlü eseri Mona Lisa tablosunun içine gizlemiştir. Langdon bu garip bağlantıyı açığa çıkarınca tehlike artar. Cinayete kurban giden müze müdürü de, Sir Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo, Da Vinci ve aralarında diğer ünlülerin de bulunduğu gizli bir kuruluş olan Sion Manastırı Derneğinin bir üyesidir. Langdon, aydınlatmaya çalıştıkları bu tehlikeli sırrın yüz yıllardır tarihin derinliklerinde gizlendiğinden şüphelenir. Böylece Paris ve Londra sokaklarında amansız bir kovalamaca başlar. Langdon ve Neveu, kendilerini, atacakları her adımı önceden bilen esrarengiz olduğu kadar da çok zeki olan bir adamla karşı karşıya bulurlar. Eğer bu karmaşık bilmeceyi çözemezlerse Sion tarikatının büyük yankılar uyandıracak bu çok eski gerçeği ebediyen kaybolacaktır.
Bir Da Vinci Muamması: Şifre Dan Brown, bir gazetecinin Siz komplo teorisyeni misiniz? sorusuna Kesinlikle hayır. Aslında bunun tam aksiyim. Benim için daha çok kuşkucu tanımı uygun olur. diyerek cevap verir. Söz konusu konuşma yazarın son romanı The... tümünü göster
RobertLangdon şu anda kitap okumuyor.