«Deli Kurt», Osmanlı tarihinde Yıldırım Bayazıd'dan sonra «Şehzadeler Kavgası» diye anılan devrin tarihî bir romanıdır. Bir bakıma göre de «Bozkurtlar»da başlayan Orta Asya'daki hayat kavgasının yeni vatan Anadolu'da devamıdır.
Şehzadeler arasında süren ve tafsilâtı henüz yeterince aydınlanmamış bulunan çarpışmada Yıldırım'ın oğulları hayat ve taht mücadelesinin hem kahramanca, hem şairane, hem de sefîhane bir örneğini vermişler ve birbiri ardınca hayata veda ederek meydanı içlerinden birisine bırakmışlardır. Bunlar arasında en talihsizi ve hayatı en az bilineni İsa Çelebi'dir. Deli Kurt, İsa Çelebi'nin meçhul bir oğlunun dramıdır. Bu dram daha sonraki asırlarda daha büyük bir şiddetle sürüp gidecek ve yüzlerce şehzadenin hayatına mal olacaktır.
«Deli Kurt», Osmanlı tarihinde Yıldırım Bayazıd'dan sonra «Şehzadeler Kavgası» diye anılan devrin tarihî bir romanıdır. Bir bakıma göre de «Bozkurtlar»da başlayan Orta Asya'daki hayat kavgasının yeni vatan Anadolu'da devamıdır.
Şehzad... tümünü göster
"Kıyamet gününde hor ve kederli kalkmamaya andolsun."
"Kıyamet gününde hor ve kederli kalkmamaya andolsun."
Şah İsmail ve Yavuz Sultan Selim in amansız mücadelesini iki tarafın gözünden de anlatıyor.Bazen ikisine de hayran olurken,bazen ikisinin de yaptığı zulümleri hatırlayıp ikisinden de nefret ediyorsunuz,"neden birbirleriyle savaşmak yerine dost olmuyorlar?"diye düşünüyorsunuz.
O dönemin aşklarına da hayran olmamak elde değil hani...
O dönemin aşkları bile bir başka... Dönemin o ince ve zarif havası sirayet etmiş aşklara...Öyleki bir aşık sevgilisine şu cümleyi edip,düşmanın eline düşmesin diye,içi kan ağlayarak onu öldürebiliyor:" Olmaya ki dudaklarından bir başkası murat almasın,düşmanımın eli sana dokunmasın.
Daha nice şairane cümle var.Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Şah İsmail ve Yavuz Sultan Selim in amansız mücadelesini iki tarafın gözünden de anlatıyor.Bazen ikisine de hayran olurken,bazen ikisinin de yaptığı zulümleri hatırlayıp ikisinden de nefret ediyorsunuz,"neden birbirleriyle savaşmak yerine dost olmuyo... tümünü göster
Tutku…
Güzellik…
Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.
Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş.
Çaldıran...
Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride.
Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?
Kızılbaşlık!
Sünnilik!
İktidar hırsı.
Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman!
Korku? Ya o?
Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir.
Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir.
Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta.
Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir.
Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri.
Ve işte bir kez daha aşk!
Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar.
Şah ve Sultan…
Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler.
Masal kadar gerçek.
Büyüleyici olduğu kadar umut verici.
Şah&Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap.
İskender Pala’dan…
Tutku…
Güzellik…
Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.
Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çı... tümünü göster