Abdülhamit’in son yıllarında küçük dükkan sahibi, ilk Müslüman tüccarlardan Cevdet Bey’in ve oğullarının, yüzyıl başından günümüze uzanan “üç kuşaklık” hikayesi, bir anlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin özel hayatının da hikayesidir. Nişantaşılı bir ailenin serüvenleri üzerinden ev içleri, yeni apartman hayatı, Batılılaşan büyük aileler, Beyoğlu’na çıkıp alışveriş etmeler, radyo dinlenen pazar öğleden sonraları...
Abdülhamit’in son yıllarında küçük dükkan sahibi, ilk Müslüman tüccarlardan Cevdet Bey’in ve oğullarının, yüzyıl başından günümüze uzanan “üç kuşaklık” hikayesi, bir anlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin özel hayatının da hikayesidir. Nişantaşılı bir aile... tümünü göster
Abdülhamit’in son yıllarında küçük dükkan sahibi, ilk Müslüman tüccarlardan Cevdet Bey’in ve oğullarının, yüzyıl başından günümüze uzanan “üç kuşaklık” hikayesi, bir anlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin özel hayatının da hikayesidir. Nişantaşılı bir ailenin serüvenleri üzerinden ev içleri, yeni apartman hayatı, Batılılaşan büyük aileler, Beyoğlu’na çıkıp alışveriş etmeler, radyo dinlenen pazar öğleden sonraları...
Abdülhamit’in son yıllarında küçük dükkan sahibi, ilk Müslüman tüccarlardan Cevdet Bey’in ve oğullarının, yüzyıl başından günümüze uzanan “üç kuşaklık” hikayesi, bir anlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin özel hayatının da hikayesidir. Nişantaşılı bir aile... tümünü göster
Yedi yıllık siyasi sürgünden dönen Gorki, 1913 yılında, 1923te Benim Üniversitelerimle bitecek üçlemesinin ilki olan Çocukluğumu kaleme alır. Anlattıklarının kendisine değil, geçmişte ve yaşadığı günlerdeki sıradan Rus halkının hayatına ait korkunç izlenimlerin kasvetli çerçevesinden ibaret olduğunu söyleyen Gorki, hayatının ayrıntılarına, tesadüflerine; tarihinin en büyük dönüşümüne doğru evrilen Rusyanın gerçekliğini yansıtan temsili bir güç kazandırır.Çocukluğum: Hayatın dikenli yollarında.
******
Gorkinin kendi hayatından etkilenerek yazdığı, birbirinin devamı olan üç eser vardır: Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim. Dünya klasikleri arasında yeri doldurulamayacak eserler olan bu kitaplar milyonlarca satarak, severek okunmuştur. Gorkinin çocukluğu yoksulluk içinde, değişik kesimlerden, cahil, kaba insanlar arasında geçmiştir. Bu insanlar eserlerinde o kadar iyi anlatılmışlar ve incelenmişlerdir ki, bu görüşün altında sımsıcak insan sevgisi, işlenmemiş bir duyarlılık vardır.Aç, kültürsüz, bilgiye susayan bu insanlardan yeni bir insan, yeni bir toplum ortaya çıkacakt
************
Kırk yıl önce gemiler bu kadar hızlı gitmezdi. Nijniye yaptığımız yolculuk çok uzun sürüyordu. Güzellikleri ilk tattığım o günleri bugün gibi çok iyi hatırlıyorum. Havalar iyi gidiyordu. Ninem ve ben sabahtan akşama kadar güvertede kalıyorduk. Volganın kıyıları arasında süzülerek gidiyorduk. Açık kahverengi geminin çarkları tembel tembel ve büyük bir gürültüyle gri-mavi suları dövüyor ve köpürtüyordu.
************
Ama gerçek, acımanın çok üstündedir. Ben de yalnızca kendimi değil, sokaktaki sıradan Rus insanının, bir zamanlar ve bu güne gelinceye kadar içinde yaşadığı boğucu, acı ve sıkıntılarla örülü küçücük dünyasını anlatıyorum. -Gorki- (Arka Kapak)
************
Babam karanlık sayılabilecek bir odada, pencerenin önünde beyazlara bürünmüş yatıyor. Gözüme oldukça iri görünüyor. Ayak parmakları garip bir şekilde birbirinden ayrılmış, şefkatli elleri göğüs hizasında birleştirilmiş ancak parmakları hareketsiz. Madeni paraların siyah kenarları her zaman ışıldayan gözlerini gizliyor. Genelde huzurdan parlayan yüzü, şimdi kaygılı bir tebessümde dişlerini ortaya çıkarıyor ve içimi bir ürperti kaplıyor.
************
Çocukluğum, Gorkinin 192128 yılları arasında yaşadığı İtalyada yazdığı eserlerdendir.Babası ölünce Annesi tarafından büyük babasının evine bırakılan küçük Aleksey, oldukça zor şartlarda hayat okuluna adım atar.Küçük ve dar bir çevrenin yoksul insanları aralarındaki kaba ilişkiler, çetin koşullar, derin bir gözlemcilikle aktarılır Alekseyin gözünden.Çocukluğum, Rus edebiyatının en güzel öz geçmiş romanları sayılan üçlemenin (Çocukluğum-Ekmeğimi Kazanırken-Benim Üniversitelerim) ilk kitabıdır.
******
Yedi yıllık siyasi sürgünden dönen Gorki, 1913 yılında, 1923te Benim Üniversitelerimle bitecek üçlemesinin ilki olan Çocukluğumu kaleme alır. Anlattıklarının kendisine değil, geçmişte ve yaşadığı günlerdeki sıradan Rus halkının hayatına ait korkunç i... tümünü göster
Yedi yıllık siyasi sürgünden dönen Gorki, 1913 yılında, 1923te Benim Üniversitelerimle bitecek üçlemesinin ilki olan Çocukluğumu kaleme alır. Anlattıklarının kendisine değil, geçmişte ve yaşadığı günlerdeki sıradan Rus halkının hayatına ait korkunç izlenimlerin kasvetli çerçevesinden ibaret olduğunu söyleyen Gorki, hayatının ayrıntılarına, tesadüflerine; tarihinin en büyük dönüşümüne doğru evrilen Rusyanın gerçekliğini yansıtan temsili bir güç kazandırır.Çocukluğum: Hayatın dikenli yollarında.
******
Gorkinin kendi hayatından etkilenerek yazdığı, birbirinin devamı olan üç eser vardır: Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim. Dünya klasikleri arasında yeri doldurulamayacak eserler olan bu kitaplar milyonlarca satarak, severek okunmuştur. Gorkinin çocukluğu yoksulluk içinde, değişik kesimlerden, cahil, kaba insanlar arasında geçmiştir. Bu insanlar eserlerinde o kadar iyi anlatılmışlar ve incelenmişlerdir ki, bu görüşün altında sımsıcak insan sevgisi, işlenmemiş bir duyarlılık vardır.Aç, kültürsüz, bilgiye susayan bu insanlardan yeni bir insan, yeni bir toplum ortaya çıkacakt
************
Kırk yıl önce gemiler bu kadar hızlı gitmezdi. Nijniye yaptığımız yolculuk çok uzun sürüyordu. Güzellikleri ilk tattığım o günleri bugün gibi çok iyi hatırlıyorum. Havalar iyi gidiyordu. Ninem ve ben sabahtan akşama kadar güvertede kalıyorduk. Volganın kıyıları arasında süzülerek gidiyorduk. Açık kahverengi geminin çarkları tembel tembel ve büyük bir gürültüyle gri-mavi suları dövüyor ve köpürtüyordu.
************
Ama gerçek, acımanın çok üstündedir. Ben de yalnızca kendimi değil, sokaktaki sıradan Rus insanının, bir zamanlar ve bu güne gelinceye kadar içinde yaşadığı boğucu, acı ve sıkıntılarla örülü küçücük dünyasını anlatıyorum. -Gorki- (Arka Kapak)
************
Babam karanlık sayılabilecek bir odada, pencerenin önünde beyazlara bürünmüş yatıyor. Gözüme oldukça iri görünüyor. Ayak parmakları garip bir şekilde birbirinden ayrılmış, şefkatli elleri göğüs hizasında birleştirilmiş ancak parmakları hareketsiz. Madeni paraların siyah kenarları her zaman ışıldayan gözlerini gizliyor. Genelde huzurdan parlayan yüzü, şimdi kaygılı bir tebessümde dişlerini ortaya çıkarıyor ve içimi bir ürperti kaplıyor.
************
Çocukluğum, Gorkinin 192128 yılları arasında yaşadığı İtalyada yazdığı eserlerdendir.Babası ölünce Annesi tarafından büyük babasının evine bırakılan küçük Aleksey, oldukça zor şartlarda hayat okuluna adım atar.Küçük ve dar bir çevrenin yoksul insanları aralarındaki kaba ilişkiler, çetin koşullar, derin bir gözlemcilikle aktarılır Alekseyin gözünden.Çocukluğum, Rus edebiyatının en güzel öz geçmiş romanları sayılan üçlemenin (Çocukluğum-Ekmeğimi Kazanırken-Benim Üniversitelerim) ilk kitabıdır.
******
Yedi yıllık siyasi sürgünden dönen Gorki, 1913 yılında, 1923te Benim Üniversitelerimle bitecek üçlemesinin ilki olan Çocukluğumu kaleme alır. Anlattıklarının kendisine değil, geçmişte ve yaşadığı günlerdeki sıradan Rus halkının hayatına ait korkunç i... tümünü göster
Patrick Süskind'in, Almanya''da ilk yayımlanışında tam anlamıyla olay yaratan, aylarca liste başlarında kalan Koku adlı bu romanı, gerçekte alışılagelmiş çoksatarların oldukça dışında kalan, tarihsel boyutlarda kapsamlı bir toplum eleştirisini sergileyen bir kitap. Olay, 18. yüzyıl Fransasında geçer; kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille ise tüm insani duyumlardan ve duygulardan yoksun, salt kokulara karşı görülmedik ölçüde duyarlı ve istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten kesinlikle çekinmeyen bir katildir. Herkesin ve her şeyin kokusunu almakta, tüm kokuları üretmekte gerçek bir dâhi olan Grenouille, kendi kokusunun bulunmadığını, onun bulunduğu yerlerde insanların insan kokusunu alamadıklarını anladığı gün, dünyasını da yitirir. Kendisi için tek çıkar yol, başkalarına onun için sanki insanmış izlenimini verebilecek kokular sürünmektir. Toplum içinde bireyselliğini hiçbir zaman edinememiş toplum tekini, kendi benliğinin dışında her şeyi yaratabilmiş dâhiyi sergileyen bu görkemli alegorinin olağanüstü bir akıcılıkla erişilen son bölümü, benzeri herhalde ancak bir Kafka'da görülebilecek bir insanlık trajedisinin simgesidir.
Patrick Süskind'in, Almanya''da ilk yayımlanışında tam anlamıyla olay yaratan, aylarca liste başlarında kalan Koku adlı bu romanı, gerçekte alışılagelmiş çoksatarların oldukça dışında kalan, tarihsel boyutlarda kapsamlı bir toplum eleş... tümünü göster
SeLaVi şu anda kitap okumuyor.