Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar'ı Berna Moran, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak niteler. Moran'a göre Oğuz Atay'ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, yapıttaki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır. Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar. Tutunamayanlar, 1970 TRT Roman Ödülünü kazanmıştı.
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar'ı Berna Moran, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak niteler. Moran'a göre Oğuz Atay'ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikle... tümünü göster
Kitapların yazarları, içerikleri ve popülerlikleri hakkında bir test...Herkesin tam puan alması hedefim :)
Kitapların yazarları, içerikleri ve popülerlikleri hakkında bir test...Herkesin tam puan alması hedefim :)
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum. Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. Az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasında şunları geçirdi:Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır.
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş old... tümünü göster
"İnsanlığın Kendi Yüceliğini İdrak Etmekten Başka Kurtuluşu Yoktur."
Ben RAMTHA'yım. Çok uzun bir zaman önce Dünya, ya da Terra denilen bu yerde yaşamış özgür bir varlığım. O hayatımda ölmedi; yükseldim, çünkü zihin gücümü kullanmayı ve bedenimi görünmeyen bir yaşam boyutuna beraberimde götürmeyi öğrenmiştir. Böyle yaparak, sınırsız bir özgürlüğün, sınırsız bir mutluluğun, sınırsız bir yaşamın varlığını idrak ettim. Bu dünyada benden sonra yaşayanlar arasında da yükselenler oldu.
Sizlere bizim için çok önemli ve değerli olduğunuzu söylemeye geldim çünkü nasıl algılarsanız algılayın, içinizden akan yaşam ve her birinize gelen düşünce Tanrı dediğiniz sonsuz zeka ve yaşam-gücüdür. İşte hepimizi birbirimize bağlayan bu özdür. Sadece sizin dünyanızdakileri değil, henüz göremediğiniz evrendeki varlıkları da birbirine bağlayan bu aynı özdür.SİTE:www.kitapyurdu.com
"İnsanlığın Kendi Yüceliğini İdrak Etmekten Başka Kurtuluşu Yoktur."
Ben RAMTHA'yım. Çok uzun bir zaman önce Dünya, ya da Terra denilen bu yerde yaşamış özgür bir varlığım. O hayatımda ölmedi; yükseldim, çünkü zihin gücümü kullanmay... tümünü göster
Güzellik kavramı insanoğlunun yolculuğuna paralel olarak, bir dönem tinsel çalışmalarda kendine yer bulurken, başka bir dönemde ise nerdeyse matematiksel formüllere indirgenmiştir. Güzellik, aslında bir anlamda, insanın estetik tarihinin ve bu tarihsel süreç içinde "estetik bir obje olarak insan bedeninin" incelenmesidir.
Kadın bedeni günümüze değin her dönemde güzelliğin sembolü olmuştur. Aydınlanma yıllarına kadar çeşitli yasaklarla baskı altında tutulmuş olan kadın bedeninin, özgürce sergilenmesi engellenmiştir. Buna karşın, yasaklı dönemlerde bile, kadın bedeni ironik biçimde imgesel olarak sanatta, felsefede vb alanlarda yaratıcılığın kaynağı olmuştur. Kadının küçük yaşlardan itibaren kendisini toplum içinde seyredilen bir nesne olarak algılaması ve her zaman bir sahne üzerinde hissetmesi kapitalist ideolojinin bu yönde ilerlemesini kolaylaştıran temel faktörlerden biri haline gelmiştir. Günümüzde kadın, popüler kültür tarafından idealize edilen bir "öteki beden" ile hiçbir zaman memnun olmadığı kendi bedeni arasında sıkışıp kalmıştır.
Cinsel istismar, ayrımcılık, ötekileştirme ve güzellik söylemi altında kadının içselleştirdiği tüm baskıcı normlar, kadın bedenini zapturapt altına almaya yöneliktir.
Bu kitapta yer alan makaleler, güzellik kıskacına sıkışmış kadın bedeninin gönüllü veya gönülsüz biçimde maruz kaldığı şiddeti, disiplinler arası tartışmaya açmayı hedefliyor
(Tanıtım Bülteninden)
Güzellik kavramı insanoğlunun yolculuğuna paralel olarak, bir dönem tinsel çalışmalarda kendine yer bulurken, başka bir dönemde ise nerdeyse matematiksel formüllere indirgenmiştir. Güzellik, aslında bir anlamda, insanın estetik tarihinin ve bu tarihs... tümünü göster
SelenS şu anda kitap okumuyor.