Debşelem Şah, hikmet tutkusuyla bir maceraya atılır. Düşünde gördüğü ışığı izler. Ay ışığının yıkadığı patikada uyurgezer gibi bir gerçeğin peşindedir.Gide gide gerçek bilginin ışığına ulaşır.Yaşlı bilge Beydeba beklemektedir orada.Ve günler, belki de haftalar boyu süren söyleşiler sonnda yüzlerce öykü çıkar ortaya.O gün bugündür Kelile ve Dimne, yani fabl türünün en başarılı örneklerinden biri, bilgiye tutkun insanların elindedir. \n\nKelile ve Dimne Hintli Beydaba´nın hikmetli hikaye kitabıdır. Hükümdar Debşelem´in sorularını, Beydaba hayvan hikayeleri anlatarak açıklar. Beydaba da bir anlamda Debşelem´e öğüt veren bilge bir kişidir. Bu yönüyle Kelile ve Dimne, insanlığın mutluluğunu masal diliyle anlatan klasik bir eserdir. Kelile ve Dimne´deki hikayeleri Kelile ve Dimneve Balıkçıl Kuşu ile Yengeç adlı iki kitap halinde okurlarımıza sunuyoruz....\n\nDoğu´nun efsane klasiklerinden biridir Kelile ve Dimne. Otoriteler bu yapıtı değerendirirken İslam Dünyası´nın siyasi bilgelik geleneğine milat kabul ederler onu. Hind masalları, Fars hikayeleri ve Arap kıssaları, örünütülü bir şekilde içiçe geçmiştir bu eserde. Bu özelliği nedeniyle, doğumunun üç büyük medeniyetine ait kültürel dokunun kesişim ve kavuşum noktasını oluşturduğuna inanılır...\n\nKelile ve Dimnenin, adının Beydeba olduğu sanılan bir Hintli filozof tarafından M.S. 300 yılında yazıldığı sanılmaktadır. Kelile ve Dimne, hükümdarlara hükmet dersi verme amacını taşımaktadır. Çoğunlukla hayvan öykülerinden oluşur. Bu öykülerin izlerine La Fontaineden Ezopa, Nasrettin Hocadan Mevlanaya kadar her yerde rastlayabiliriz.\n\nHer biri okuduğum en güzel kitap dedirtecek güzellikte klasikler... 9-14 yaş grubu için özel olarak hazırlanan ve özenli baskıları ile benzerlerinden farklı olan bu klasikler hem okuma alışkanlığının yerleşmesi, hem de hayal dünyasının gelişmesi için çok önemli...\n\nİlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.\n\nKelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve uyarlaması yapılan en önemli siyaset/edebiyat klasikleri arasındadır. İbnül Mukaffayı anlamak için onun politik dilini doğru kavramak ve yorumlamak gerekir. O, çağındaki aydınlar arasında bilinen sembolik anlatımlara başvurmaktan çekinmemiş; sözgelimi, rüya yorumunda kullanılan ve özel anlamlar ifade eden pek çok kelimeyi ve kavramı siyasal edebiyatta da kullanmıştır. Machiavellinin bazı öneri ve benzetmelerinin şaşırtıcı bir şekilde Kelile ve Dimnedeki ifadeleri andırması da İbnül Mukaffayı ilginç kılan bir özelliktir.Edebiyat ve siyasetin sembollerle bezeli şaheseri...\n\nAhlak ve siyaset gibi çok önemli konuları içeren KELİLE VE DİMNE, yüzyılllardır çok tanınan ve çok okunan bir Doğu klasiğidir.Fabl türünün en önemli örnekleri arasında yer alan KELİLE VE DİMNE, devlet yöneticilerine önemli mesajlar vermektedir.KELİLE VE DİMNE, dünyanın pek çok diline çevrilip değişik yayınevleri tarafından defalarca yayınlanmış bir eserdir. Hint edebiyatının çağları aşıp da günümüze kadar ulaşan bu eşsiz eserinin, bundan iki bin yıl önce kaleme alındığı tahmin edilmektedir. KELİLE VE DİMNE, Hindistanda yazılmasına karşın, Türk edebiyatında çok geniş bir yer tutmuştur. Bu eserin bu kadar geniş bir coğrafyada farklı kültürlere mensup ülkeler tarafından kabul görmüş olması, onun çok beğenildiğinin ve çok okunduğunun açık göstergesidir.\n\nDizideki yapıtların özgün dillerinden ve sağlam kaynaklardan akıcı, doğal bir türkçeyle çevrilmesine özen gösterildi. Yazar ve yapıtlar hakkında açıklamalara yer verildi.\n\nHayvanlar dünyasından eğitici ve öğretici hikayeler.\n\nEdebiyat tarihindeki ilk fabl örneklerinden biri olan Kelile ve Dimne, Hint hükümdarı Debşelem için yazılmıştır ve okuyanlarına iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı gösteren yaşam dersleri vermektedir. Beydebanın hükümdarına verdiği bu dersler bugün bile geçerliliğini korumaktadır. Bu yüzden de Kelile ve Dimne, Dünya Klasikleri arasındaki haklı yerini almıştır. Kitabın adı Beydebanın öykülerinden birinin kahramanı olan Kelile ve Dimne adlarındaki iki çakaldan geliyor. Kelile, doğruluğu ve dürüstlüğü Dimne de yanlışlığı ve yalanı simgeliyor. Her yaştan okurun severek okuyacağına inandığımız Hintli filozof Beydebanın öykülerini sizler için seçtik ve beğeninize sunuyoruz.\n\nHayvanlar dünyasından eğitici ve öğretici hikayeler.\n\nKelile ve Dimne isimli eserin yazarı olan Beydeba, ünlü bir Hint filozofudur. Beydebanın I. yüzyılda yaşadığı, Baküde doğup daha sonra Hindistana gittiği söylenir. Bazı kaynaklarda Beydebanın Türk asıllı olduğu belirtilir.Beydeba, o dönemde Hindistan ülkesinin zalim kralı Debşelimi doğru yola getirmek için ahlaki öğütler veren Kelile ve Dimne eserini yazar. Bu eser yüzünden önce hapse atılır, ardından affedilerek devletin üst yönetiminde kendisine görevler verilir.Beydebanın Kelile ve Dimne isimli eserinin kahramanlarının çoğu hayvanlardan oluşur. Aslı Sanskritçe olan fabl türündeki bu eser, ismini, eserdeki ilk öykünün kahramanları olan Kelile ve Dimne adındaki iki çakaldan alır.Eser VI. yüzyılda İran diline daha sonra da Abdullah İbni El-Mukaffa tarafından Kelile ve Dimne ismiyle Arapçaya çevrildi.Türkçeye ilk çevirisi Sultan Murat Hüdavendigar döneminde yaşamış Mehmet Küşteri isimli bir âlim tarafından yapılmıştır.Kelile ve Dimne, Batı dillerine de çevrilmiş ve pek çok yazarın, şairin ilham kaynağı olmuştur.\n\n\n\n
Debşelem Şah, hikmet tutkusuyla bir maceraya atılır. Düşünde gördüğü ışığı izler. Ay ışığının yıkadığı patikada uyurgezer gibi bir gerçeğin peşindedir.Gide gide gerçek bilginin ışığına ulaşır.Yaşlı bilge Beydeba beklemektedir orada.Ve günler, belki d... tümünü göster
Debşelem Şah, hikmet tutkusuyla bir maceraya atılır. Düşünde gördüğü ışığı izler. Ay ışığının yıkadığı patikada uyurgezer gibi bir gerçeğin peşindedir.Gide gide gerçek bilginin ışığına ulaşır.Yaşlı bilge Beydeba beklemektedir orada.Ve günler, belki de haftalar boyu süren söyleşiler sonnda yüzlerce öykü çıkar ortaya.O gün bugündür Kelile ve Dimne, yani fabl türünün en başarılı örneklerinden biri, bilgiye tutkun insanların elindedir. \n\nKelile ve Dimne Hintli Beydaba´nın hikmetli hikaye kitabıdır. Hükümdar Debşelem´in sorularını, Beydaba hayvan hikayeleri anlatarak açıklar. Beydaba da bir anlamda Debşelem´e öğüt veren bilge bir kişidir. Bu yönüyle Kelile ve Dimne, insanlığın mutluluğunu masal diliyle anlatan klasik bir eserdir. Kelile ve Dimne´deki hikayeleri Kelile ve Dimneve Balıkçıl Kuşu ile Yengeç adlı iki kitap halinde okurlarımıza sunuyoruz....\n\nDoğu´nun efsane klasiklerinden biridir Kelile ve Dimne. Otoriteler bu yapıtı değerendirirken İslam Dünyası´nın siyasi bilgelik geleneğine milat kabul ederler onu. Hind masalları, Fars hikayeleri ve Arap kıssaları, örünütülü bir şekilde içiçe geçmiştir bu eserde. Bu özelliği nedeniyle, doğumunun üç büyük medeniyetine ait kültürel dokunun kesişim ve kavuşum noktasını oluşturduğuna inanılır...\n\nKelile ve Dimnenin, adının Beydeba olduğu sanılan bir Hintli filozof tarafından M.S. 300 yılında yazıldığı sanılmaktadır. Kelile ve Dimne, hükümdarlara hükmet dersi verme amacını taşımaktadır. Çoğunlukla hayvan öykülerinden oluşur. Bu öykülerin izlerine La Fontaineden Ezopa, Nasrettin Hocadan Mevlanaya kadar her yerde rastlayabiliriz.\n\nHer biri okuduğum en güzel kitap dedirtecek güzellikte klasikler... 9-14 yaş grubu için özel olarak hazırlanan ve özenli baskıları ile benzerlerinden farklı olan bu klasikler hem okuma alışkanlığının yerleşmesi, hem de hayal dünyasının gelişmesi için çok önemli...\n\nİlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.\n\nKelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve uyarlaması yapılan en önemli siyaset/edebiyat klasikleri arasındadır. İbnül Mukaffayı anlamak için onun politik dilini doğru kavramak ve yorumlamak gerekir. O, çağındaki aydınlar arasında bilinen sembolik anlatımlara başvurmaktan çekinmemiş; sözgelimi, rüya yorumunda kullanılan ve özel anlamlar ifade eden pek çok kelimeyi ve kavramı siyasal edebiyatta da kullanmıştır. Machiavellinin bazı öneri ve benzetmelerinin şaşırtıcı bir şekilde Kelile ve Dimnedeki ifadeleri andırması da İbnül Mukaffayı ilginç kılan bir özelliktir.Edebiyat ve siyasetin sembollerle bezeli şaheseri...\n\nAhlak ve siyaset gibi çok önemli konuları içeren KELİLE VE DİMNE, yüzyılllardır çok tanınan ve çok okunan bir Doğu klasiğidir.Fabl türünün en önemli örnekleri arasında yer alan KELİLE VE DİMNE, devlet yöneticilerine önemli mesajlar vermektedir.KELİLE VE DİMNE, dünyanın pek çok diline çevrilip değişik yayınevleri tarafından defalarca yayınlanmış bir eserdir. Hint edebiyatının çağları aşıp da günümüze kadar ulaşan bu eşsiz eserinin, bundan iki bin yıl önce kaleme alındığı tahmin edilmektedir. KELİLE VE DİMNE, Hindistanda yazılmasına karşın, Türk edebiyatında çok geniş bir yer tutmuştur. Bu eserin bu kadar geniş bir coğrafyada farklı kültürlere mensup ülkeler tarafından kabul görmüş olması, onun çok beğenildiğinin ve çok okunduğunun açık göstergesidir.\n\nDizideki yapıtların özgün dillerinden ve sağlam kaynaklardan akıcı, doğal bir türkçeyle çevrilmesine özen gösterildi. Yazar ve yapıtlar hakkında açıklamalara yer verildi.\n\nHayvanlar dünyasından eğitici ve öğretici hikayeler.\n\nEdebiyat tarihindeki ilk fabl örneklerinden biri olan Kelile ve Dimne, Hint hükümdarı Debşelem için yazılmıştır ve okuyanlarına iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı gösteren yaşam dersleri vermektedir. Beydebanın hükümdarına verdiği bu dersler bugün bile geçerliliğini korumaktadır. Bu yüzden de Kelile ve Dimne, Dünya Klasikleri arasındaki haklı yerini almıştır. Kitabın adı Beydebanın öykülerinden birinin kahramanı olan Kelile ve Dimne adlarındaki iki çakaldan geliyor. Kelile, doğruluğu ve dürüstlüğü Dimne de yanlışlığı ve yalanı simgeliyor. Her yaştan okurun severek okuyacağına inandığımız Hintli filozof Beydebanın öykülerini sizler için seçtik ve beğeninize sunuyoruz.\n\nHayvanlar dünyasından eğitici ve öğretici hikayeler.\n\nKelile ve Dimne isimli eserin yazarı olan Beydeba, ünlü bir Hint filozofudur. Beydebanın I. yüzyılda yaşadığı, Baküde doğup daha sonra Hindistana gittiği söylenir. Bazı kaynaklarda Beydebanın Türk asıllı olduğu belirtilir.Beydeba, o dönemde Hindistan ülkesinin zalim kralı Debşelimi doğru yola getirmek için ahlaki öğütler veren Kelile ve Dimne eserini yazar. Bu eser yüzünden önce hapse atılır, ardından affedilerek devletin üst yönetiminde kendisine görevler verilir.Beydebanın Kelile ve Dimne isimli eserinin kahramanlarının çoğu hayvanlardan oluşur. Aslı Sanskritçe olan fabl türündeki bu eser, ismini, eserdeki ilk öykünün kahramanları olan Kelile ve Dimne adındaki iki çakaldan alır.Eser VI. yüzyılda İran diline daha sonra da Abdullah İbni El-Mukaffa tarafından Kelile ve Dimne ismiyle Arapçaya çevrildi.Türkçeye ilk çevirisi Sultan Murat Hüdavendigar döneminde yaşamış Mehmet Küşteri isimli bir âlim tarafından yapılmıştır.Kelile ve Dimne, Batı dillerine de çevrilmiş ve pek çok yazarın, şairin ilham kaynağı olmuştur.\n\n\n\n
Debşelem Şah, hikmet tutkusuyla bir maceraya atılır. Düşünde gördüğü ışığı izler. Ay ışığının yıkadığı patikada uyurgezer gibi bir gerçeğin peşindedir.Gide gide gerçek bilginin ışığına ulaşır.Yaşlı bilge Beydeba beklemektedir orada.Ve günler, belki d... tümünü göster
Vatan Yahut Silistre Vatan şairi Namık Kemal in, en önemli eserlerindendir. Konusunu yakın tarihimizden alan bu piyeste; kahramanlık ve vatan sevgisi yanında, baba özlemi ve aşk konuları da işlenmiştir. Eserin yazı çevrimi özgün diline sadık kalınarak yeniden yapılmış, sonuna günümüzde az kullanılan kelimelerin sözlükçesi de eklenmiştir.Bu piyesin; gençlerimizin milli benlik ve birlik duygularını güçlendirerek, geleceklerine güvenle bakabilmelerinin sağlanması açısından büyük önem taşıdığına inanmaktayız.\n\n\n\nVatan Yahut Silistre, dört perdeden oluşan bir tiyatro yapıtıdır. Namık Kemal, oyunu Gelibolu mutasarrıfı iken yazmaya başlamış, buradan ayrılıp İstanbula dönünce tamamlamıştır.Vatan Yahut Silistre oyunu, 1 Nisan 1873te İstanbulda Gedikpaşa Tiyatrosunda ilk kez sergilendi. Oyundan sonra olaylar oldu. Coşkuya kapılan halk yazarı sahneye çağırdı. Yazarın orada bulunmaması üzerine sokaklara döküldü. Namık Kemal, yapıtın yazılış amacını tek cümleyle özetler: Yapıtın yazılmasındaki amaç, ulustaki yurtseverlik duygularını dile getirmekti; tiyatro yazma alanında ustalık göstermek değil!\n\nKonusunu yakın tarihimizden alan bu oyun döneminin simgesi olmuş bir tiyatrodur. Eserin yazılmasındaki amaç ise milletteki vatanseverlik duygularını dile getirmektir.\n\nVatan Yahut Silistre, Namık Kemalin ilk piyesidir. Eserde vatanperverlik ve kahramanlık duygularını işlemekte, halkta bu duyguları harekete geçirmek istemektedir. Piyes, 1853 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasında başlayan Kırım Savaşında gönüllü olarak cepheye giden İslam Bey ile asker kılığına girerek kimseye haber vermeden onun ardından Silistreye giden sevgilisi Zekiyenin başından geçenleri anlatır. Türk askerinin vatan uğruna gösterdiği fedakarlığı canlandırır.\n\nBak, hiç hatırına gelir mi ki burada bir zavallı var.
Kendinden ayrılmayı canından ayrılmaktan beter biliyor da
ayrılmamak için bir çare bulamıyor! Seni seven hiçbir zaman
\n\nMilletlerin bağımsızlıklarını ve milli kimliklerini koruyabilmeleri için, daima milli bilinci güçlü bireylere ihtiyacı vardır. Yüz Temel Eser içine dâhil edilmiş olan Vatan Yahut Silistre piyesinin, çocuklarımızın şanlı tarihimizden güç alıp geleceğe güvenle bakan, milli bilinçle yoğrulmuş iyi bir vatandaş olarak yetişmelerinde katkı sağlayacağına inanıyoruz. ...\n\nTürk Edebiyatında vatan ve millet sevgisini ilk defa başarılı bir şekilde işleyen eser Namık Kemalin Vatan Yahut Silistre adlı oyunudur. Yazar, bu oyununda vatan sevgisinin Allah sevgisinden kaynaklandığını ortaya koymaktadır. MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 2243 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan kararı ile ilköğretim okulu öğrencilerine tavsiye edilmiştir.\n\nMillî Eğitim Bakanlığınca Türk ve dünya edebiyatında 100 Temel Eser in önce ortaöğretimde ardından ilköğretimde belirlenmiş olmasını, ülkemizdeki okuma oranını artırmaya yönelik bir çaba olarak görüyoruz. Bir başlangıç olarak ilköğretimde 100 Temel Eser ümit vericidir; ilköğretim seviyesindeki çocuklarımıza bu eserleri okutmayı başarabilirsek, okuyan toplum olma yolunda önemli bir adım atılmış olacaktır. İlköğretimde 100 Temel Eser in bir başka olumlu yönü de; aynı eserleri okumuş, o eserlerdeki dil varlığı ile duygu ve düşünce zenginliğini fark etmiş bireylerin oluşturacağı bir toplumun daha hoşgörülü, daha paylaşımcı olmasını sağlamasıdır.\n\nSilistre kalesi, bizzat Rus Orduları Başkomutanının yönettiği seksen bin kişilik bir ordu tarafından 15 Mayıs 1854te kuşatılır. Kale, Arnavutluktan Iraka kadar İmparatorlukun hemen her yerinden gelen gönüllülerin de içinde olduğu toplam on bin kişilik bir güçle savunulmaktadır. Kırk üç gün süren yoğun saldırıları başarıyla püskürten Müslüman savaşçılar, yiyecek ve cephaneleri tükendiği için, tek kurtuluş yolu olarak görülen bir yarma hareketiyle koca orduyu bozguna uğratırlar. Son derece yalın bir olay üzerine kurulan Vatan yahut Silistre, tüm teknik kusurlarına karşın, Osmanlı toplumuyla tiyatronun buluşmasını sağlamış ve yazarının hiç ummadığı ölçüde etkili olmuştur. Yazarı izleyerek söylersek, Vatan yahut Silistre, Türk tiyatrosunu bulunduğu noktadan ilerilere taşımış, gelişimi açısından da tam bir dönüm noktası oluşturmuştur.\n\nBu eser, defalarca kitap olarak basılarak, defalarca da oyun olarak oynanarak günümüze dek gelmiştir. Bugün de, konusu itibarıyla tazeliğini ilk günkü gibi korumaktadır. Eser, konusunu yakın tarihimizden almıştır. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan bu eser, başka dillere de çevrilmiştir.Biz bu eseri, özellikle genç kuşağımız tarafından daha da iyi anlaşılması dileğiyle, itinayla ve orijinal metnine sadık kalarak sadeleştirmeye çalıştık. ...\n\nZihnimden babamın, annemin sevgisini çıkardın; kardeşimin mezarı gönlümde idi, onu bile unutturdun. Şimdi hayali de, kendi gibi kara topraklarda yatıyor. Mezarını görmeden hatırıma gelmiyor. Ne uyuyabiliyorum, ne de irademe hakim olabiliyorum... içimde başka hiçbir şeye arzu kalmadı; gönlümde senden başka birşey bırakmadın. Şimdi kendini de benden alacaksın. Hem de bunun müjdesini kendin getiriyorsun. Kalbimi yaracaktın da bana bu merhameti, bu insafı mı gösterecektin? Sonunda ne olacak? O, bu memleketten gider, ben de dünyadan giderim. Ömrümün her lezzetini kaybettikten sonra kara toprağın nesi var? Birkaç dakikalık can acısından mı korkacağım?\n\nİslam Bey, gönlündeki tüm aşkları bir yana bırakarak savaşa koşar. Ne var ki gidenlerin geri dönemeyeceğini bilen Zekiye, İslam Beyi yalnız göndermeyi düşünmemektedir...Oynandığı dönemde büyük fırtınalar kopararak Namık Kemalin Magosaya sürülmesine sebep olan bir eser; Vatan Yahut Silistre. Oyunun sahnelendiği gece sokaklar boşalmış, Gedikpaşa Tiyatrosu, üst düzey yöneticilerin de aralarında bulunduğu bir kalabalıkla hınca hınç dolmuştur. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistre yalnız ülkemizde değil, Avrupada da ilgi uyandırmış ve beş dile çevrilmiştir.\n\n
Vatan Yahut Silistre Vatan şairi Namık Kemal in, en önemli eserlerindendir. Konusunu yakın tarihimizden alan bu piyeste; kahramanlık ve vatan sevgisi yanında, baba özlemi ve aşk konuları da işlenmiştir. Eserin yazı çevrimi özgün diline sadık kalınara... tümünü göster
Vatan Yahut Silistre Vatan şairi Namık Kemal in, en önemli eserlerindendir. Konusunu yakın tarihimizden alan bu piyeste; kahramanlık ve vatan sevgisi yanında, baba özlemi ve aşk konuları da işlenmiştir. Eserin yazı çevrimi özgün diline sadık kalınarak yeniden yapılmış, sonuna günümüzde az kullanılan kelimelerin sözlükçesi de eklenmiştir.Bu piyesin; gençlerimizin milli benlik ve birlik duygularını güçlendirerek, geleceklerine güvenle bakabilmelerinin sağlanması açısından büyük önem taşıdığına inanmaktayız.\n\n\n\nVatan Yahut Silistre, dört perdeden oluşan bir tiyatro yapıtıdır. Namık Kemal, oyunu Gelibolu mutasarrıfı iken yazmaya başlamış, buradan ayrılıp İstanbula dönünce tamamlamıştır.Vatan Yahut Silistre oyunu, 1 Nisan 1873te İstanbulda Gedikpaşa Tiyatrosunda ilk kez sergilendi. Oyundan sonra olaylar oldu. Coşkuya kapılan halk yazarı sahneye çağırdı. Yazarın orada bulunmaması üzerine sokaklara döküldü. Namık Kemal, yapıtın yazılış amacını tek cümleyle özetler: Yapıtın yazılmasındaki amaç, ulustaki yurtseverlik duygularını dile getirmekti; tiyatro yazma alanında ustalık göstermek değil!\n\nKonusunu yakın tarihimizden alan bu oyun döneminin simgesi olmuş bir tiyatrodur. Eserin yazılmasındaki amaç ise milletteki vatanseverlik duygularını dile getirmektir.\n\nVatan Yahut Silistre, Namık Kemalin ilk piyesidir. Eserde vatanperverlik ve kahramanlık duygularını işlemekte, halkta bu duyguları harekete geçirmek istemektedir. Piyes, 1853 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasında başlayan Kırım Savaşında gönüllü olarak cepheye giden İslam Bey ile asker kılığına girerek kimseye haber vermeden onun ardından Silistreye giden sevgilisi Zekiyenin başından geçenleri anlatır. Türk askerinin vatan uğruna gösterdiği fedakarlığı canlandırır.\n\nBak, hiç hatırına gelir mi ki burada bir zavallı var.
Kendinden ayrılmayı canından ayrılmaktan beter biliyor da
ayrılmamak için bir çare bulamıyor! Seni seven hiçbir zaman
\n\nMilletlerin bağımsızlıklarını ve milli kimliklerini koruyabilmeleri için, daima milli bilinci güçlü bireylere ihtiyacı vardır. Yüz Temel Eser içine dâhil edilmiş olan Vatan Yahut Silistre piyesinin, çocuklarımızın şanlı tarihimizden güç alıp geleceğe güvenle bakan, milli bilinçle yoğrulmuş iyi bir vatandaş olarak yetişmelerinde katkı sağlayacağına inanıyoruz. ...\n\nTürk Edebiyatında vatan ve millet sevgisini ilk defa başarılı bir şekilde işleyen eser Namık Kemalin Vatan Yahut Silistre adlı oyunudur. Yazar, bu oyununda vatan sevgisinin Allah sevgisinden kaynaklandığını ortaya koymaktadır. MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 2243 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan kararı ile ilköğretim okulu öğrencilerine tavsiye edilmiştir.\n\nMillî Eğitim Bakanlığınca Türk ve dünya edebiyatında 100 Temel Eser in önce ortaöğretimde ardından ilköğretimde belirlenmiş olmasını, ülkemizdeki okuma oranını artırmaya yönelik bir çaba olarak görüyoruz. Bir başlangıç olarak ilköğretimde 100 Temel Eser ümit vericidir; ilköğretim seviyesindeki çocuklarımıza bu eserleri okutmayı başarabilirsek, okuyan toplum olma yolunda önemli bir adım atılmış olacaktır. İlköğretimde 100 Temel Eser in bir başka olumlu yönü de; aynı eserleri okumuş, o eserlerdeki dil varlığı ile duygu ve düşünce zenginliğini fark etmiş bireylerin oluşturacağı bir toplumun daha hoşgörülü, daha paylaşımcı olmasını sağlamasıdır.\n\nSilistre kalesi, bizzat Rus Orduları Başkomutanının yönettiği seksen bin kişilik bir ordu tarafından 15 Mayıs 1854te kuşatılır. Kale, Arnavutluktan Iraka kadar İmparatorlukun hemen her yerinden gelen gönüllülerin de içinde olduğu toplam on bin kişilik bir güçle savunulmaktadır. Kırk üç gün süren yoğun saldırıları başarıyla püskürten Müslüman savaşçılar, yiyecek ve cephaneleri tükendiği için, tek kurtuluş yolu olarak görülen bir yarma hareketiyle koca orduyu bozguna uğratırlar. Son derece yalın bir olay üzerine kurulan Vatan yahut Silistre, tüm teknik kusurlarına karşın, Osmanlı toplumuyla tiyatronun buluşmasını sağlamış ve yazarının hiç ummadığı ölçüde etkili olmuştur. Yazarı izleyerek söylersek, Vatan yahut Silistre, Türk tiyatrosunu bulunduğu noktadan ilerilere taşımış, gelişimi açısından da tam bir dönüm noktası oluşturmuştur.\n\nBu eser, defalarca kitap olarak basılarak, defalarca da oyun olarak oynanarak günümüze dek gelmiştir. Bugün de, konusu itibarıyla tazeliğini ilk günkü gibi korumaktadır. Eser, konusunu yakın tarihimizden almıştır. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan bu eser, başka dillere de çevrilmiştir.Biz bu eseri, özellikle genç kuşağımız tarafından daha da iyi anlaşılması dileğiyle, itinayla ve orijinal metnine sadık kalarak sadeleştirmeye çalıştık. ...\n\nZihnimden babamın, annemin sevgisini çıkardın; kardeşimin mezarı gönlümde idi, onu bile unutturdun. Şimdi hayali de, kendi gibi kara topraklarda yatıyor. Mezarını görmeden hatırıma gelmiyor. Ne uyuyabiliyorum, ne de irademe hakim olabiliyorum... içimde başka hiçbir şeye arzu kalmadı; gönlümde senden başka birşey bırakmadın. Şimdi kendini de benden alacaksın. Hem de bunun müjdesini kendin getiriyorsun. Kalbimi yaracaktın da bana bu merhameti, bu insafı mı gösterecektin? Sonunda ne olacak? O, bu memleketten gider, ben de dünyadan giderim. Ömrümün her lezzetini kaybettikten sonra kara toprağın nesi var? Birkaç dakikalık can acısından mı korkacağım?\n\nİslam Bey, gönlündeki tüm aşkları bir yana bırakarak savaşa koşar. Ne var ki gidenlerin geri dönemeyeceğini bilen Zekiye, İslam Beyi yalnız göndermeyi düşünmemektedir...Oynandığı dönemde büyük fırtınalar kopararak Namık Kemalin Magosaya sürülmesine sebep olan bir eser; Vatan Yahut Silistre. Oyunun sahnelendiği gece sokaklar boşalmış, Gedikpaşa Tiyatrosu, üst düzey yöneticilerin de aralarında bulunduğu bir kalabalıkla hınca hınç dolmuştur. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistre yalnız ülkemizde değil, Avrupada da ilgi uyandırmış ve beş dile çevrilmiştir.\n\n
Vatan Yahut Silistre Vatan şairi Namık Kemal in, en önemli eserlerindendir. Konusunu yakın tarihimizden alan bu piyeste; kahramanlık ve vatan sevgisi yanında, baba özlemi ve aşk konuları da işlenmiştir. Eserin yazı çevrimi özgün diline sadık kalınara... tümünü göster