Fatih Sultan Mehmed hem büyük bir maraşaldi, hem teşkilatçı bir devlet başkanıydı, hem sanatı ve sanatçıyı koruyan hükümdardı, hem de felsefeye ve serbest düşünceye önem veren, huzurunda tartışmalar yaptıran büyük bir padişahtı. Fatih, şehzadeliği döneminden itibaren eski Yunan filozoflarıyla ilgili kitapları, Herodot'u, Romalı tarihçi Titus Livius'u, Romalı tarihçi Quintus Curtius Rufus'u, Büyük İskender'in, papaların, imparatorların, Fransa krallarının ve Lombardların vekayinâmelerini okumuştu. Rönesans dönemi hümanistleri Türkleri Truvalıların soyundan kabul edip, eserlerinde Asya'ya giden Truvalı bir grubun, yani Türklerin geri dönerek Yunanlılardan tekrar intikam aldığını anlatırlardı. Bütün yazılanlardan haberdar olan Fatih Sultan Mehmed, 1462'de Truva harabelerindeyken başını sallayarak, Allah, beni bu şehrin ve halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Yunanlıların biz Asyalılara karşı yaptıkları kötü davranışların intikamını, aradan uzun zaman geçmesine rağmen onların torunlarından aldık demişti.
Fatih Sultan Mehmed hem büyük bir maraşaldi, hem teşkilatçı bir devlet başkanıydı, hem sanatı ve sanatçıyı koruyan hükümdardı, hem de felsefeye ve serbest düşünceye önem veren, huzurunda tartışmalar yaptıran büyük bir padişahtı. Fatih, şehzadeliği dö... tümünü göster
Fatih Sultan Mehmed hem büyük bir maraşaldi, hem teşkilatçı bir devlet başkanıydı, hem sanatı ve sanatçıyı koruyan hükümdardı, hem de felsefeye ve serbest düşünceye önem veren, huzurunda tartışmalar yaptıran büyük bir padişahtı. Fatih, şehzadeliği döneminden itibaren eski Yunan filozoflarıyla ilgili kitapları, Herodot'u, Romalı tarihçi Titus Livius'u, Romalı tarihçi Quintus Curtius Rufus'u, Büyük İskender'in, papaların, imparatorların, Fransa krallarının ve Lombardların vekayinâmelerini okumuştu. Rönesans dönemi hümanistleri Türkleri Truvalıların soyundan kabul edip, eserlerinde Asya'ya giden Truvalı bir grubun, yani Türklerin geri dönerek Yunanlılardan tekrar intikam aldığını anlatırlardı. Bütün yazılanlardan haberdar olan Fatih Sultan Mehmed, 1462'de Truva harabelerindeyken başını sallayarak, Allah, beni bu şehrin ve halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Yunanlıların biz Asyalılara karşı yaptıkları kötü davranışların intikamını, aradan uzun zaman geçmesine rağmen onların torunlarından aldık demişti.
Fatih Sultan Mehmed hem büyük bir maraşaldi, hem teşkilatçı bir devlet başkanıydı, hem sanatı ve sanatçıyı koruyan hükümdardı, hem de felsefeye ve serbest düşünceye önem veren, huzurunda tartışmalar yaptıran büyük bir padişahtı. Fatih, şehzadeliği dö... tümünü göster
Yüzyıllarca önce yapılan ve bugün hâlâ ayakta duran binaların ekseriyeti umûmun menfaatine ait olanlardır. Şahsı için nihayet bir insanın rahatça oturabileceği bir ev yaptıranlar, İslâm cemaati için çok daha fazla harcamalarla sayıya hesaba gelmez, ölmez, unutulmaz eserler bırakmasını bilmişlerdir. Dün cami, medrese, han, hamam, kervansaray... yaptırıp gidenlerin ihtimal ki yüzde onunun bile kendi evleri ayakta değildir. Halbuki bugün servetler tamamen şahısların arzularına hizmet yoluna girmiştir. Bir hayır müessesesine yardım için başvurulan nice zenginler şahıslarına harcadıklarının milyonda birini verirken, titreyen elleriyle de olsa sadakayı gönül rızasıyla vermediklerini anlatmak istiyorlar. Gitgide ahlâksız kimselerin oyuncağı haline gelen servet; insanlığın saadeti uğrunda kaç adımlık bir mesafeye şeref bayrağını dikebilecektir?
Yüzyıllarca önce yapılan ve bugün hâlâ ayakta duran binaların ekseriyeti umûmun menfaatine ait olanlardır. Şahsı için nihayet bir insanın rahatça oturabileceği bir ev yaptıranlar, İslâm cemaati için çok daha fazla harcamalarla sayıya hesaba gelmez, ö... tümünü göster
Yüzyıllarca önce yapılan ve bugün hâlâ ayakta duran binaların ekseriyeti umûmun menfaatine ait olanlardır. Şahsı için nihayet bir insanın rahatça oturabileceği bir ev yaptıranlar, İslâm cemaati için çok daha fazla harcamalarla sayıya hesaba gelmez, ölmez, unutulmaz eserler bırakmasını bilmişlerdir. Dün cami, medrese, han, hamam, kervansaray... yaptırıp gidenlerin ihtimal ki yüzde onunun bile kendi evleri ayakta değildir. Halbuki bugün servetler tamamen şahısların arzularına hizmet yoluna girmiştir. Bir hayır müessesesine yardım için başvurulan nice zenginler şahıslarına harcadıklarının milyonda birini verirken, titreyen elleriyle de olsa sadakayı gönül rızasıyla vermediklerini anlatmak istiyorlar. Gitgide ahlâksız kimselerin oyuncağı haline gelen servet; insanlığın saadeti uğrunda kaç adımlık bir mesafeye şeref bayrağını dikebilecektir?
Yüzyıllarca önce yapılan ve bugün hâlâ ayakta duran binaların ekseriyeti umûmun menfaatine ait olanlardır. Şahsı için nihayet bir insanın rahatça oturabileceği bir ev yaptıranlar, İslâm cemaati için çok daha fazla harcamalarla sayıya hesaba gelmez, ö... tümünü göster
Kendisi ve yazarıyla hiçbir övgü ve takdime ihitiyacı olmayan bu kitap hakkında, ne söyleyebilirim? Öyle zannediyorum ki, okuduğum eski ve yeni kitaplar arasında, bu eser kadar can alıcı konulara temas eden, kıskacında kıvrandığımız buhran ve hastalıkların ilacını, bu kitabın yaptığı gibi önümüze koyan başka bir kitap ve bu eserin yazarı kadar İslamın ruhuna nüfuz etmiş, İslam dâvetine samimiyetle çalışmış, varını yoğunu bu uğurda harcamış bir yazar, Allah bilir ya; hatırlamıyorum. Şu halde, gerek içinde yaşadığımız dünyada ve gerekse âhirette istenilen seviyeye ulaşmak, arzu edilen şan ve şerefe kavuşmak istiyorsak, bu kitaptan ve değerli yazarının tavsiye ettiği metotlardan istifade etmemiz gerekir. Prof. Dr. Yusuf Musa
Kendisi ve yazarıyla hiçbir övgü ve takdime ihitiyacı olmayan bu kitap hakkında, ne söyleyebilirim? Öyle zannediyorum ki, okuduğum eski ve yeni kitaplar arasında, bu eser kadar can alıcı konulara temas eden, kıskacında kıvrandığımız buhran ve hastalı... tümünü göster