Ölüm Kapısı Serisi Yüzyıllar önce, benzersiz bir güce sahip sihirbazlar dünyayı dört aleme ayırdılar -gök, taş, ateş ve su- ve sonra yok oldular. Zaman içinde, büyücüler yalnızca kendi alemlerinde etkinlik kazanacak büyüler yapmayı öğrendiler, geri kalanlarını ise unuttular. Şimdi sadece, Labirent'te hayatta kalan ve Ölüm Kapısı'nı geçen birkaç kişi dört alemin tümünün varlığından haberdar ama onlar bile koparılmış dünyanın gizemlerini henüz çözmüş değiller. Ölüm Kapısı Serisi'nin Üçüncü Cildi Ateş Denizi Abarrach. Taş Alemi. Burada, eriyik lavdan bir çekirdeğin etrafında inşa edilmiş yeraltı mağaralarından oluşan çıplak bir dünyada, tüm aşağı ırklar -insanlar, elfler ve cücüler- ölüp gitmiş gibi görünmektedir. Burada, bir zamanların güçlü Sartanları hayatta kalmak için mücadele etmeyi sürdürmektedir. Miras aldıkları nefret yüzünden düşman, zorunluluklar sebebiyle ise yol arkadaşı olan Haplo ve Alfred için Abarrach, Sartanların tarihleri ve soylarının geleceği hakkında, ikisinin de keşfetmeye cesaret edebileceğinden daha fazlasını açığa çıkartabilir.
Ölüm Kapısı Serisi Yüzyıllar önce, benzersiz bir güce sahip sihirbazlar dünyayı dört aleme ayırdılar -gök, taş, ateş ve su- ve sonra yok oldular. Zaman içinde, büyücüler yalnızca kendi alemlerinde etkinlik kazanacak büyüler yapmayı öğrendiler, geri k... tümünü göster
2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2013'de kaç kitap okumayı planlıyorsunuz?
2013'de kaç kitap okumayı planlıyorsunuz?
''İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizdeki şeytan yok... İçimizdeki aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...''
Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın ''kapana kısılmışlığını'' gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, ''insanın içindeki şeytan''a keskin bir bakış.
''İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün ... tümünü göster