Sıcacık bir kahveden yükselen güzel kokular eşliğinde keyifli bir okuma vaat ediyor Soğuk Kahve.
İronik ve mizahi olduğu kadar keskin bir dil. Belki de çoğumuzun gündelik hayatında olan konuları anlatırken sizi ters köşeden bir bakış açısına yatırıp golü ustalıkla atıyor. Hınzır bir zekânın ürünü olan cümleleri sizi gülerken duygulandıracak, çoğu zamansa hayretler içinde bırakacak.
Kahraman Tazeoğlu
Batman kendi deyimiyle numune bir adam. En azından yazdıkları öyle. Kolay kolay kimseden duyamayacağınız, cesaret isteyen şeyleri açıkyüreklilikle söylüyor okura. Özellikle kadın erkek ilişkilerinin üzerindeki pembe tozu üfleyip altında yatan siyahları ve beyazları soğukkanlılıkla gösteriyor. Ne her erkek bir Romeo, ne de her kadın bir Juliet.
Ertürk Akşun
Topuklu ayakkabı mı yoksa ben mi?
Bir kadını zorlayan bir soru olabilir.
'Çikolata mı ben mi?' sorusu kadar olmasa da zorlar.
Sizler topuklu ayakkabısı ayaklarını vuran kadınlarsınız.
Topuklarınızın altında kâğıt mendiller var.
Bazılarınızın gözyaşlarını silen mendiller işte, yabancı değiller.
O mendiller hep canınızın yandığı yerlerde...
Çok adisiniz pembe rujlar, çekici kılıyorsunuz dudakları.
Sıcacık bir kahveden yükselen güzel kokular eşliğinde keyifli bir okuma vaat ediyor Soğuk Kahve.
İronik ve mizahi olduğu kadar keskin bir dil. Belki de çoğumuzun gündelik hayatında olan konuları anlatırken sizi ters köşeden bir bakış açısına yatır... tümünü göster
Duyguların, duyumların, düşüncelerin, dolaysız, sade, birebir aktarımıdır bu mektuplar. Hele de en yakın arkadaşa, bir can dostuna yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlüyse...bu mektuplar, okuru bir başka bıyuta taşıyor. TADIMLIKÖnsözTezer Özlü ile iki konuda birbirimize söz vermiştik.İlki evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı. Ben bu sözü Mektup Aşklarıyla yerine getirmeye çalıştım. Yazık ki Tezer, kendininkini yazmaya fırsat bulamadan, benimkini de göremeden hayata veda etti.İkinci sözümüz ise, mektuplarımızı yayımlamaktı. Ortak dostumuz Harald Schmidtin de tanık olduğu, daha sonra eşi Hans Petere yinelediği bu isteği ise bu kitapçıkla yerine getirmiş olacağım.Hepimizin hayatında karşılaşmaktan, dostluk etmekten pişmanlık getirdiğimiz insanlar olmuştur. Hayatımızı güzelleştiren karşılıklı olarak yüreklerimizi değiştirdiğimiz insanlar da. Tezer Özlü benim yaşamımda, ne şanslıyım ki sayıları pek de az sayılamayacak derin dostluklar kurabildiğim bir kişi olarak yerini aldı. Tıpkı Sait Faik, Kemal Tahir, Ahmet Arif, Fikret Ürgüp, Edip Cansever, Metin Eloğlu, Nermin Menemencioğlu, Turhan Sonuç, Sevim Burak ya da bugün hayatta olan ünlü ünsüz başka dostlar gibi. Sevim Burakın sonunda beni düşman gibi görmesine aldırmıyorum, zira artık dostunu düşmanından ayırt edemeyecek duruma gelmiş ya da getirilmişti.Özverinin, kardeşlik duygusunun silinip, kullanmanın, çıkar ilişkilerinin egemen olduğu bir dünyada dostlar olmadan ne yapardık bilemiyorum.Mektuplar insanın bir başka yüzünü açığa çıkararak, edebiyat dünyasına daha sıcak bir tat sunar. Tezerin taşkın duyarlılığından kaynaklanan yergi ve övgülerindeki coşkuya da bu mektuplarla yaklaşacaksınız.Gerçi Tezer Özlü, okurlarıyla arasındaki uzaklığı, resmiyeti yok edebilmekte, adetâ yeni bir yazar ahlâkı sergilemekte eşsizdi. Gene de onunla karşılaşma şansına erişememiş okurların, yazarın mektuplarıyla onu daha çok sevip kucaklayacaklarına, dünyalarının zenginleşeceğine, dağarcıklarının ağırlaşacağına inanıyorum.Öyle sanıyorum ki, Tezer de bunun bilincindeydi; ısrarla, Mektuplarımızı bir gün mutlaka yayımlamalıyız Leylâ... derken bence biraz da yakınlaşmakta olan sonu sezmiş ve kendini değil, gene okurlarını, insanları düşünmüştü.En parlak yazın dönemine girdiği anda yitirdiğimiz Tezer Özlüyü sevgili okurlarıyla yeniden buluşturacağıma seviniyorum.Leylâ ErbilTeşvikiye, 2 Kasım 1994
Duyguların, duyumların, düşüncelerin, dolaysız, sade, birebir aktarımıdır bu mektuplar. Hele de en yakın arkadaşa, bir can dostuna yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlüyse...bu mektuplar, okuru bir başka bıyuta taşıyor. TADIMLIKÖns... tümünü göster
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir.
Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.
(Tanıtım Bülteninden)
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir.
Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese a... tümünü göster
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir.
Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.
(Tanıtım Bülteninden)
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir.
Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese a... tümünü göster