Almanya'nın Düsseldorf kentinde Yahudi kökenli bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Babası, işleri çok kez başarızıslık ile sonuçlanan bir tüccardır. Yine babasının bir iflasından sonra Heine, Hamburg'a gönderilmiştir. Yanına gönderildiği amcası çok ünlü ve başarılı bir bankerdi. Heine de zamanla amcasının işini öğrendi. Daha sonra Göttingen, Bonn ve Humboldt üniversitelerinde hukuk okumaya başladı fakat edebiyata hukuktan daha fazla ilgiliydi.
1825'de Hukuk Diploması'nı aldı ve aynı zamanda dinini değiştirek, Protestanlığı seçti. Bu Alman devletinde hür bir birey olabilmek için gerekliydi. Aksi takdirde birçok Yahudi gibi hakları kısıtlanacaktı. Sadece Hıristiyan'lar herhangi bir iş yapma ve devlet dairelerinde çalışma iznine sahipti. Ayrıca Yahudi'lerin üniversitede profesör de olması yasaktı. Bu Heine'ın en büyük tutkularından biriydi. Dinini değiştirmesini kendisi " Avrupa kültürüne giriş bileti" olarak adlandırır. Heine'nın birçok şiiri besteciler tarafından alınmış ve şarkı hâline getirilmiştir.
Şair olarak Heine sanat yaşamına "Gedichte" (Şiirler) adlı eseriyle 1821'de başlamıştır. Heine'ın kuzenleri olan Amelie ve Therese'e olan tek taraflı aşkı daha sonra onu aşk temalı ve ileride şarkı sözü olarak kullanılacak şiirler yazmaya sevk edecektir. "Buch der Lieder" (Şarkıların Kitabı) adlı eseri onun en kapsamlı şiir derlemesidir.
Heine, 1831 yılında Almanya'dan ayrılmış ve Paris'e gitmiştir. Orada ütopist sosyalistler ile arkadaşlıklar kurmuş ve sınıf ayrımsız, eşit toplum telkinleri veren Count Saint-Simon'un yolundan giden insanlar ile tanışmıştır.
Heine yaşamının geri kalan kısmını Paris'de geçirdi ve Almanya'ya sadece bir kez 1843'te bir ziyaret için gitti. Eserleri Alman otoriteleri tarafından men edildi.
Heine hep Alman politika ve toplumunu eleştirmeye uzaktan devam etti. "Deutschland. Ein Wintermärchen" (Almanya. Bir Kış Masalı) adlı eserini yazdı. 1844'te arkadaşı Karl Marx bu eserini sahibi olduğu gazatede makaleler hâlinde yayımladı. Christian Johann Heinrich Heine 19. yüzyılın en ünlü Alman şairlerinden biridir.
Almanya'nın Düsseldorf kentinde Yahudi kökenli bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Babası, işleri çok kez başarızıslık ile sonuçlanan bir tüccardır. Yine babasının bir iflasından sonra Heine, Hamburg'a gönderilmiştir. Yanına gönderildiği amcası çok ... tümünü göster
1950li ve 6Olı yıllarda göçler ve inşaatlarla çehresi hızla değişmekte olan İstanbul Gurbet Kuşlarının acımasız toprağıdır. Ekmek kavgası uğruna İstanbula göçmüş Anadolulular, bu değişimin rüzgârından nasiplenmeye çalışan açıkgözler ve kendini bu insanların sırtına basarak dönüştüren sistem, İstanbul kadar yaşamın da rengini değiştirmektedir. Tam bu değişimin ortasındaki insanlar Orhan Kemalin usta kalemi ve her zaman insana sevgi dolu olan duruşuyla sunuluyor okurlara. Orhan Kemalin kitapları bîr okurum hayatta rastlayabileceği o çoknadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir. Denilebilir ki her okurun hayatında, Orhan Kemalin öncesi ve soması iki farklı zamandır. Onun kitapları aracılığıyla insan ve yaşam sevgisi, adalet ve vicdan duygusu, öğreticilik kaygısı güdülmeden, sadece yak bir insancıl bakışla girer hayatımıza. Bu nedenle öncesi ve sonrası kesin çizgilerle ayrılır ve her zaman sonrasında daha temiz oluruz, öfkelenmeyi değil sakinleşmeyi, yaralamayı değil anlamayı öğreniridir de boyun eğmeyi değil, değiştirmeye çalışmayı... Umudu ve iyimserliği yemden kazanmamız için yol gösterir bize.Edebiyatımızın en değerli ustalarından biri olan Orhan Kemalin kitaplarını yayımlamaktan onur duyuyoruz
1950li ve 6Olı yıllarda göçler ve inşaatlarla çehresi hızla değişmekte olan İstanbul Gurbet Kuşlarının acımasız toprağıdır. Ekmek kavgası uğruna İstanbula göçmüş Anadolulular, bu değişimin rüzgârından nasiplenmeye çalışan açıkgözler ve kendini bu ins... tümünü göster
Kitabın baskısı halihazırda yok. İmge Kitap-Evi, bilirsiniz ki; nazlı bir yayıncılık serüvenine sahiptir. Bir süre sonra basacaktır, fakat üzerinde yoğunlaştığım çalışmam için bu süreçte okumam gereken bir kitap. Rafında bulunan arkadaşlar benimle iletişime geçebilirler ise, pek sevineceğim.
Teşekkürler.
Suzan Güneş
Kitabın baskısı halihazırda yok. İmge Kitap-Evi, bilirsiniz ki; nazlı bir yayıncılık serüvenine sahiptir. Bir süre sonra basacaktır, fakat üzerinde yoğunlaştığım çalışmam için bu süreçte okumam gereken bir kitap. Rafında bulunan arkadaşlar benimle il... tümünü göster
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camusyle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen old... tümünü göster
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camusyle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen old... tümünü göster
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camusyle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.
ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen old... tümünü göster
Suzan GÜNEŞ şu anda kitap okumuyor.