Ben artık zelil ve sefil bir günahkâr oldum. Ben artık tarihin en melun çehresi Yehudaya bir nazire oldum. Yehuda nasıl dünyanın pek muazzez bir simasını, efendisini birkaç dinar için sattı ise ben de dünyanın beni en çok sevmiş bir ruhunu, o ruhun hududu olmayan emniyetini, muhitini sattım, dünyada en çok sevdiği bir şeyin kalbini ondan çaldım.Halide Edib Adıvar, kendisine asıl ününü kazandıran yapıtlarından biri olan Handanda evlilik ve aşk ilişkilerini konu alır. İngiliz terbiyesiyle yetişmiş Handan, II. Abdülhamid rejimine karşı mücadele eden Nâzımı reddederek Hüsnü Paşa ile evlenir, ama mutlu olmaz. Mutsuzluğu onu bir beyin kanamasına ve bilinç kaybına götürür.Handanın yeni ve özenli basımını genç kuşakların kaçırmamaları gerekiyor.
Ben artık zelil ve sefil bir günahkâr oldum. Ben artık tarihin en melun çehresi Yehudaya bir nazire oldum. Yehuda nasıl dünyanın pek muazzez bir simasını, efendisini birkaç dinar için sattı ise ben de dünyanın beni en çok sevmiş bir ruhunu, o ruhun h... tümünü göster
Ben artık zelil ve sefil bir günahkâr oldum. Ben artık tarihin en melun çehresi Yehudaya bir nazire oldum. Yehuda nasıl dünyanın pek muazzez bir simasını, efendisini birkaç dinar için sattı ise ben de dünyanın beni en çok sevmiş bir ruhunu, o ruhun hududu olmayan emniyetini, muhitini sattım, dünyada en çok sevdiği bir şeyin kalbini ondan çaldım.Halide Edib Adıvar, kendisine asıl ününü kazandıran yapıtlarından biri olan Handanda evlilik ve aşk ilişkilerini konu alır. İngiliz terbiyesiyle yetişmiş Handan, II. Abdülhamid rejimine karşı mücadele eden Nâzımı reddederek Hüsnü Paşa ile evlenir, ama mutlu olmaz. Mutsuzluğu onu bir beyin kanamasına ve bilinç kaybına götürür.Handanın yeni ve özenli basımını genç kuşakların kaçırmamaları gerekiyor.
Ben artık zelil ve sefil bir günahkâr oldum. Ben artık tarihin en melun çehresi Yehudaya bir nazire oldum. Yehuda nasıl dünyanın pek muazzez bir simasını, efendisini birkaç dinar için sattı ise ben de dünyanın beni en çok sevmiş bir ruhunu, o ruhun h... tümünü göster
Romanın kahramanlarından Felâtun Bey, batılılaşmayı düşünsel boyutta değil sadece lüks içinde yaşamak olarak algılayan ve bu anlayışta sürdürdüğü yaşamıyla gülünç durumlara düşen mirasyedi bir gençtir.
Râkım Efendi ise gelenek göreneklerine bağlı, çalışkan biridir. Gayretli ve azimli çalışmalarının sonucunda o, istediği hayata kavuşurken; Felâtun Bey hatalarının bedelini öder ve babasından kalan mirası bitirir. Borçlarını ödemek için yaşamının sonuna kadar çalışmak zorunda kalır. Roman boyunca doğu-batı karşılaştırması yapan yazar, bey ve efendi sözleriyle de kahramanlarının yaşam biçimlerini belirginleştirir. Zaman zaman okuyucuya öğüt verir ve onların kahramanlar hakkındaki düşüncelerini yönlendirir. Türk romanının emekleme sürecinin ürünlerinden biri olan bu eser alafrangayla alaturkayı da karşılaştırma konusu yapmıştır. Döneminin en önemli romanıdır.
******
Bu eserde; romanın kahramanlarından Felâtun Bey ile Râkım Efendi iki arkadaştır. Yanlış batılılaşmayı temsil eden ve kimlik bunalımı yaşayan Felâtun Bey, kendini çok bilgili biri olarak tanıtır. Râkım Efendi ise çalışkan, ağırbaşlı biridir. Bu iki tezat kişiliğe sahip arkadaşın yaşam şeklinden yola çıkarak yazar yanlış batılılaşmayı eleştirmektedir. O dönemin yaşam biçimini merak eden sizlerin, ilgiyle okuyacağınıza inandığımız bu romanı, özgün dilini koruyarak ve Sözlükçeli olarak yayımladık.
************
Felâtun Bey alafranga yaşamak için Üsküdardaki bahçeli güzel konağım satıp Tophanenin Beyoğluna yakın taraflarında bir ev yaptırır. Görünüşte büyük kalemlerin birinde memurdur. Ancak günlerini gezip tozmak ve eğlenmekle geçirir. Babasımn ölümünden sonra payına düşen on altı bin liralık mirası çarçur ettikten sonra yaşamın zorluğunu anlar...
******
Romanın kahramanlarından Felâtun Bey, batılılaşmayı düşünsel boyutta değil sadece lüks içinde yaşamak olarak algılayan ve bu anlayışta sürdürdüğü yaşamıyla gülünç durumlara düşen mirasyedi bir gençtir.
Râkım Efendi ise gelenek göreneklerine bağlı, ç... tümünü göster
Romanın kahramanlarından Felâtun Bey, batılılaşmayı düşünsel boyutta değil sadece lüks içinde yaşamak olarak algılayan ve bu anlayışta sürdürdüğü yaşamıyla gülünç durumlara düşen mirasyedi bir gençtir.
Râkım Efendi ise gelenek göreneklerine bağlı, çalışkan biridir. Gayretli ve azimli çalışmalarının sonucunda o, istediği hayata kavuşurken; Felâtun Bey hatalarının bedelini öder ve babasından kalan mirası bitirir. Borçlarını ödemek için yaşamının sonuna kadar çalışmak zorunda kalır. Roman boyunca doğu-batı karşılaştırması yapan yazar, bey ve efendi sözleriyle de kahramanlarının yaşam biçimlerini belirginleştirir. Zaman zaman okuyucuya öğüt verir ve onların kahramanlar hakkındaki düşüncelerini yönlendirir. Türk romanının emekleme sürecinin ürünlerinden biri olan bu eser alafrangayla alaturkayı da karşılaştırma konusu yapmıştır. Döneminin en önemli romanıdır.
******
Bu eserde; romanın kahramanlarından Felâtun Bey ile Râkım Efendi iki arkadaştır. Yanlış batılılaşmayı temsil eden ve kimlik bunalımı yaşayan Felâtun Bey, kendini çok bilgili biri olarak tanıtır. Râkım Efendi ise çalışkan, ağırbaşlı biridir. Bu iki tezat kişiliğe sahip arkadaşın yaşam şeklinden yola çıkarak yazar yanlış batılılaşmayı eleştirmektedir. O dönemin yaşam biçimini merak eden sizlerin, ilgiyle okuyacağınıza inandığımız bu romanı, özgün dilini koruyarak ve Sözlükçeli olarak yayımladık.
************
Felâtun Bey alafranga yaşamak için Üsküdardaki bahçeli güzel konağım satıp Tophanenin Beyoğluna yakın taraflarında bir ev yaptırır. Görünüşte büyük kalemlerin birinde memurdur. Ancak günlerini gezip tozmak ve eğlenmekle geçirir. Babasımn ölümünden sonra payına düşen on altı bin liralık mirası çarçur ettikten sonra yaşamın zorluğunu anlar...
******
Romanın kahramanlarından Felâtun Bey, batılılaşmayı düşünsel boyutta değil sadece lüks içinde yaşamak olarak algılayan ve bu anlayışta sürdürdüğü yaşamıyla gülünç durumlara düşen mirasyedi bir gençtir.
Râkım Efendi ise gelenek göreneklerine bağlı, ç... tümünü göster