"Bu kitapta Deniz'in durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden Gezi Direnişi patladığında AKM'nin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız."
Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar, mektuplar ve belgeler, Can Dündar'ın deneyimli gazeteciliği ve Deniz'in yıllarca sessiz kalan kardeşi Hamdi Gezmiş'in tanıklığıyla birlikte ilk defa bu kitapta gün yüzüne çıkıyor. Devrim ideali peşinde fedakârca koşturmuş bir kuşağı ve dönemin siyasi atmosferini ortaya koyan Abim Deniz Denizlerin "onurlu ve cesur" duruşlarına içten bir selam…
(Tanıtım Bülteninden)
"Bu kitapta Deniz'in durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup d... tümünü göster
Belirlediğiniz hedeflere ulaşabilme adına, içinizde beslediğiniz hırsa hangi güç karşı koyabilir? Mücadele içinde geçen bir hayat! Bir amaç uğruna tüketilen nefesler! Jude henüz çocukken büyük bir adam gibi yaşamak zorundaydı. Çünkü yalnızdı. Kendini geliştirmek ve hayata karşı bir adım önde olabilmek için sürekli çalışıyordu. Yaşamakta olduğu yerin masumiyetini içinde saklayarak yeni umutlar barındıran şehre göç etti. Yeni insanlar, yeni amaçlar ve yeni bir aşk. Her şey yeni olsa da umudun yavaş yavaş yok olduğu, çaresizliğin de eşlik ettiği bir yaşam. Aşkın ve hırsın, doğrularının ve yanlışlarının içinde bocalayıp; ama yine de aşkını doruklarda ve en temiz haliyle yaşayan bir aşk hikayesi.
Belirlediğiniz hedeflere ulaşabilme adına, içinizde beslediğiniz hırsa hangi güç karşı koyabilir? Mücadele içinde geçen bir hayat! Bir amaç uğruna tüketilen nefesler! Jude henüz çocukken büyük bir adam gibi yaşamak zorundaydı. Çünkü yalnızdı. Kendini... tümünü göster
Yaşamımız boyunca edinmek, kazanmak istediğimiz hiçbir kimlik, bize sunulmaz ya da armağan edilmez. Sunulsa ya da edilse bile öyle bir kimlik, koşullarını kendimizde gerçekleştiremediğimiz sürece, ancak geçici olarak taşıyabileceğimiz ve başkalarını yine geçici olarak inandırabileceğimiz bir kimlik olabilir. Amaçladığımız bir kimliği elde edebilmenin, ardından da dünyanın önüne böyle bir kimlikle çıkabimenin ve dünyadan, öteki insanlardan bu kimliğimize saygı duymalarını talep etmekte haklı olmamızın tek yolu, öyle bir kimliği taşıyabilmenin koşullarını önce kendimizde gerçekleştirmemizdir.Yaşamdan Notlar, Okuma Notları ve Okuyan Gençliğe Mektuplar adlı üç bölümden oluşan bu denemelerinde Ahmet Cemal, bir kültür adamı olarak yılların birikiminden, deneyimi ve yoğun çalışmalarından yararlanarak tiyatrodan edebiyata, estetikten özgürlüğe, Ahmet Hamdi Tanpınardan Oscar Wildea, çeşitli konular, olaylar ve kişiler üzerine düşüncelerini, değerlendirmelerini, her zamanki akıcı, kıvrak üslubu, kusursuz Türkçesiyle veriyor. Tanık olduklarını aydın sorumluluğuyla irdelerken okurlarına da doyumsuz hayat dersleri sunuyor. Kültürle yoğrulmuş, bilgece yaşanmış, almak değil vermek üzerine kurulmuş hayat dersleri.
Yaşamımız boyunca edinmek, kazanmak istediğimiz hiçbir kimlik, bize sunulmaz ya da armağan edilmez. Sunulsa ya da edilse bile öyle bir kimlik, koşullarını kendimizde gerçekleştiremediğimiz sürece, ancak geçici olarak taşıyabileceğimiz ve başkalarını ... tümünü göster
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum kurmasının öyküsü anlatılıyordu. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri olan domuzlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlardı. Bir siyasal yergi başyapıtı sayılan “Hayvan Çiftliği”ni 1949'da “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı roman izledi. Orwell'in bu son kitabı, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu belleksiz ve muhalefetsiz bir toplum tehlikesine karşı yürekten bir uyarı niteliğindeydi. Dünyanın sürekli birbiriyle savaşan üç totaliter polis devletinin egemenliği altında olduğu düşsel bir gelecekte geçen roman, hem o dönemde hem de sonraki yıllarda çok sayıda okuru derinden etkiledi.
Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell, 47 yıllık yaşamına iki başyapıt sığdırdı. “Hayvan Çiftliği” ve “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört”. 1945 yılında yayınlanan “Hayvan Çiftliği”nde, bir grup hayvanın kendilerini sömüren insanla... tümünü göster
On Bir Dakika, dünyanın en eski mesleği fonunda yaşanan bir aşk masalı. Paulo Coelho’nun kahramanı güzeller güzeli Maria, iyi bir eş, sakin bir yuva değil, serüvenler, aşklar, zenginlikler hayal etmektedir. Bu hayallerin peşine takılıp ülkesinden çok uzaklara, İsviçre’ye sürüklenir. Dilini bile bilmediği bu yabancı dünyada, hayallerini gerçekleştirmek uğruna garip serüvenlere karışan genç kadının cesareti yanında ilkeleri de sınanır. Maria, birçok kadının ömür boyu adım atmaya cesaret edemediği bir eşikten geçmektedir: kendini, bedenini, ruhunu ve cinselliğini tanıma. Aşk ve cinsel özgürlük, zenginlik ve yoksulluk, utanç ve cesaret, çıkar ve özveri, söz simyacısı Paulo Coelho’nun Maria için katı gerçeklerle dokudğu düşler dünyasının çelişkileri…
Maria’nın serüveni nasıl biterse bitsin, her şeye rağmen “Dünya, yalnızca on bir dakika süren bir şeyin çevresinde dönüyor.”
On Bir Dakika, dünyanın en eski mesleği fonunda yaşanan bir aşk masalı. Paulo Coelho’nun kahramanı güzeller güzeli Maria, iyi bir eş, sakin bir yuva değil, serüvenler, aşklar, zenginlikler hayal etmektedir. Bu hayallerin peşine takılıp ülkesinden çok... tümünü göster
Yaşamımız boyunca edinmek, kazanmak istediğimiz hiçbir kimlik, bize sunulmaz ya da armağan edilmez. Sunulsa ya da edilse bile öyle bir kimlik, koşullarını kendimizde gerçekleştiremediğimiz sürece, ancak geçici olarak taşıyabileceğimiz ve başkalarını yine geçici olarak inandırabileceğimiz bir kimlik olabilir. Amaçladığımız bir kimliği elde edebilmenin, ardından da dünyanın önüne böyle bir kimlikle çıkabimenin ve dünyadan, öteki insanlardan bu kimliğimize saygı duymalarını talep etmekte haklı olmamızın tek yolu, öyle bir kimliği taşıyabilmenin koşullarını önce kendimizde gerçekleştirmemizdir.Yaşamdan Notlar, Okuma Notları ve Okuyan Gençliğe Mektuplar adlı üç bölümden oluşan bu denemelerinde Ahmet Cemal, bir kültür adamı olarak yılların birikiminden, deneyimi ve yoğun çalışmalarından yararlanarak tiyatrodan edebiyata, estetikten özgürlüğe, Ahmet Hamdi Tanpınardan Oscar Wildea, çeşitli konular, olaylar ve kişiler üzerine düşüncelerini, değerlendirmelerini, her zamanki akıcı, kıvrak üslubu, kusursuz Türkçesiyle veriyor. Tanık olduklarını aydın sorumluluğuyla irdelerken okurlarına da doyumsuz hayat dersleri sunuyor. Kültürle yoğrulmuş, bilgece yaşanmış, almak değil vermek üzerine kurulmuş hayat dersleri.
Yaşamımız boyunca edinmek, kazanmak istediğimiz hiçbir kimlik, bize sunulmaz ya da armağan edilmez. Sunulsa ya da edilse bile öyle bir kimlik, koşullarını kendimizde gerçekleştiremediğimiz sürece, ancak geçici olarak taşıyabileceğimiz ve başkalarını ... tümünü göster