NASA uydusu, kuzey kutbunda buzların derinliklerine gömülü az bulunur bir nesnenin varlığını belirleyince herkes şaşkına döner. Uzun süredir yeni arayışlar içinde bocalayan Uzay Dairesi bu buluşu bir zafer olarak niteler. Bu durum, Amerika Birleşik Devletleri uzay politikası ve eli kulağındaki başkanlık seçimlerini derinden etkileyecek bir zaferdir aynı zamanda. Oval ofisin yeni sahibinin kim olacağı belli değildir, ama Başkan, Beyaz Saray Gizli Servis analizcisi Rachel Sextonu, bu yeni buluşun gerçekliğini kanıtlaması için Milne buzuluna gönderir. Karizmatik bilim adamı Michael Tollan ve uzmanlardan oluşan bir ekip eşliğinde Rachel akla hayale gelmeyen ve tüm dünyayı korkunç ihtilaflara sürükleyecek bilimsel bir sahtekarlığı ortaya çıkarır.Rachel, Başkanla iletişim kurmadan önce, Michael ile birlikte ölümcül görev gücünün saldırısına uğrar. Gerçeği gizlemek uğruna hiçbir engel tanımayan esrarengiz bir güç kırıcı ve suikastçılardan oluşan özel ekip onları ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Ekibin, ölümcül olduğu kadar ıssız bir ortamda canlarını kurtarmaya çabalarken, hayatta kalabilmek için tek bir umutları vardır: Bu korkunç tuzağın perde arkasında kimin olduğunu bulmak. Gerçeği öğrendiklerinde ise akıllara durgunluk veren bir ihanet ile karşılaşacaklardır. Ünlü yazar Dan Brown, İhanet Noktası ile okuyucularını çok gizli ulusal keşif dairesinden kuzey kutbunun devasa katmanlarına ve oradan da tekrar Beyaz Saray Batı Kanadının buram buram güç kokan koridorlarına taşıyor. Bilim, tarih ve politikayı harmanladığı ünlü romanı Melekler ve Şeytanlardan sonra, Brown hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatan her köşenin ardından şaşırtıcı sürprizlerle dolu müthiş bir gerilim romanı ile bir kez daha okurları ile buluşuyor.
NASA uydusu, kuzey kutbunda buzların derinliklerine gömülü az bulunur bir nesnenin varlığını belirleyince herkes şaşkına döner. Uzun süredir yeni arayışlar içinde bocalayan Uzay Dairesi bu buluşu bir zafer olarak niteler. Bu durum, Amerika Birleşik D... tümünü göster
Kirk sürekli seyahat eden çok zengin bir adamdır. Bir gün yine bir seyahati sırasında odadaki çekmecede, içinde sıra dışı bir not olan bir zarf bulur. Notta, "Bu Dünyada veya Ötekinde... Yarın ya da Yirmi Yıl Sonra..." yazmaktadır. Gönderen yerinde Kirk ismi geçmektedir. Zarf da Antonio Petrucchi diye bir adama yazılmıştır. Kirk bu notun çok önemli olduğunu düşünür ve sahibine ulaştırılması gerektiğini düşünür.
Kirk bu adamları bulmak üzere harekete geçer. Ancak notu bulduğundan beri Kirk'e karabasanlar musallat olmuş ve sürekli olarak geçmişiyle ilgili kötü rüyalar görmeye başlamıştır. Bu karabasanlar Kirk'in hayatını yaşanmaz hale getirmiştir. Nereye dönse onları görmekte ve onlardan nasıl kurtulacağını bilememektedir. Bir süre sonra Kirk'le irtibata geçmeye çalışan bu tuhaf varlıklar Kirk'in geçmişiyle hesaplaşmasını istemektedirler. Kirk bu duruma daha fazla dayanamaz, ancak ne yaparsa yapsın bu varlıklardan kurtulmayı başaramaz. Kirk'in kabuslarla mücadelesi ve bu kabusların üzerine gitmesi, Kirk'in geçmişini ve mal varlığını nasıl edindiğini ortaya çıkarır. Bütün yaşadığı kabuslar aslında onu geri getirme üzerine yapılmış bir büyüdür başkalarına zarar vererek edindiği zenginlik şimdi Kirk'in başına büyük bir bela açmıştır.
Ve o gün gelir Kirk geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır...
Kirk sürekli seyahat eden çok zengin bir adamdır. Bir gün yine bir seyahati sırasında odadaki çekmecede, içinde sıra dışı bir not olan bir zarf bulur. Notta, "Bu Dünyada veya Ötekinde... Yarın ya da Yirmi Yıl Sonra..." yazmaktadır. Gönderen... tümünü göster
Christy Brown, beyin felcinin bir kurbanı olarak dünyaya geldi. Buna rağmen, yardıma muhtaç bu küçük bebek, İrlanda edebiyatının devleri arasında yerini alacak bir yazarın muhteşem hayal gücünü ve duyarlı zekâsını barındırmaktaydı.Bu, Christy Brownın kendi hikâyesidir. Yazarın, sol ayak parmaklarıyla yazmayı, resim yapmayı ve daktilo kullanmayı öğrenmek için çocukluğunda gösterdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Bu tarzda yazdığı diğer bir kitabı Down All The Days en çok satan kitaplar arasına girmiştir.Sol Ayağım; Christy Brownı Daniel Day-Lewisin canlandırdığı, çok başarılı bir filme konu edinilmiştir.Sürükleyici, eğlenceli ve ilham verici.Irish TimesErdemli ve hiçbir şekilde yozlaştırılmamış bir cesaret öyküsü.Sunday Times
******
Chiristy Brown doğuştan beyin felci kurbanıydı.Ancak bu talihsiz küçük bebek İrlanda edebiyatının devleri arasında yerini alacak bir yazarın muhteşem hayal gücüne ve duyarlı zekasına sahipti.
Bu,Chiristy Brownın kendi yaşam öyküsüdür.Brown,çocukluğunda okumayı,yazmayı,resim yapmayı ve nihayet daktilo kullanmayı öğrenmek için verdiği mücadeleyi ve bütün bunları sol ayağını kullanarak nasıl yaptığını anlatıyor.
Chiristy Brownın benzer bir biçimde kaleme aldığı Dream All The Days adlı eseride çok satan kitaplar listesine girmeyi başarmıştır.
************
Sol Ayağım Christy Brownın kendi hikayesidir. O beyin felçli doğdu. Aslında bu aciz, dili dışarı sarkan bebek, İrlanda Edebiyatının devleri arasında yer alacak bir yazarın parlak hayal gücünü ve duyarlı aklını gizliyordu. Christy Brown, Sol Ayağımda okumayı, yazmayı, resim yapmayı ve nihayet sol ayağının parmağı ile daktilo yazmayı öğrenmek için çocukluğunda verdiği mücadeleyi anlatıyor.
******
Christy Brown, beyin felcinin bir kurbanı olarak dünyaya geldi. Buna rağmen, yardıma muhtaç bu küçük bebek, İrlanda edebiyatının devleri arasında yerini alacak bir yazarın muhteşem hayal gücünü ve duyarlı zekâsını barındırmaktaydı.Bu, Christy Brownın... tümünü göster
Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.
Aydın Emeç'in, güzel Türkçesiyle dilimize armağan ettiği Şeker Portakalı'nın başkahramanı Zeze'nin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanlarında izleyebilirsiniz.
Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portaka... tümünü göster
Siktir Et demek sizi iyi hissettirir. Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur.
John C. Parkin’in bu komik ve ilham verici kitabı, Siktir Et demenin; Doğunun boş verme, vazgeçme ve bir şeylerin o kadar da önemli olmadığını fark ederek gerçek özgürlüğü bulma gibi ruhani fikirlerinin kusursuz bir Batı ifadesidir.
Siktir Et; şarkı okumak, meditasyon yapmak, sandalet giymek ya da tütün yemek gibi eylemler gerektirmeyen ruhani bir yoldur. Modern zamanın küfürlü söylenişiyle, Siktir Et, Batılıları şöyle bir sarsıp kendilerine getirecek, anlam dolu hayatlarımıza egemen olan stresi ve gerginliği ortadan kaldıracaktır.
Bu yüzden, bütün sorunlarınıza ve meselelerinize S*ktir Et demenin bir yolunu bulun. Hayatınızda yapmanız “gerekenlere” S*ktir Et deyin ve sonunda başkaları ne düşünürse düşünsün, neyi yapmak istiyorsanız onu yapın.
Siktir Et demek sizi iyi hissettirir. Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur.
John C. Parkin’in bu komik ve ilham verici... tümünü göster