Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.
Aydın Emeç'in, güzel Türkçesiyle dilimize armağan ettiği Şeker Portakalı'nın başkahramanı Zeze'nin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanlarında izleyebilirsiniz.
Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portaka... tümünü göster
Küçükken okuduğumda pek bir şey anlamadığım (daha okumayı yeni öğrenmiş olduğumdan olsa gerek) ancak yaşım büyüyüp tekrar okuduğumda beni derinden etkileyen ve daimi başucu kitabım olmayı başarmış kitap. Büyüdükçe unuttuğumuz ve aslında dünyayı daha güzel ve yaşanılabilir yapan şeyleri çocuksu bir şekilde hatırlatan Küçük Prens, benim süper kahramanım. İnsan düşünmeden edemiyor belki de diktatör liderler bu kitabı bazı şeyleri anlamlandırdıkları dönemde okumuş olsalardı, yani diktatör olmadan önce demek istiyorum belki de çok farklı bir dünyada yaşıyor olurduk kim bilir. Gel gelelim ben onun sayesinde herkesten ayrı görüyorum yıldızları çünkü benim kahramanım oturuyor onlardan birinde ve o gülüyor diye geceleri gökyüzüne baktığımda bütün yıldızlar gülüyor. Zor anlarımda, yalnızlığımda bile benimle olduğun için, gülmeyi bilen yıldızlar için teşekkürler.
Küçükken okuduğumda pek bir şey anlamadığım (daha okumayı yeni öğrenmiş olduğumdan olsa gerek) ancak yaşım büyüyüp tekrar okuduğumda beni derinden etkileyen ve daimi başucu kitabım olmayı başarmış kitap. Büyüdükçe unuttuğumuz ve aslında dünyayı daha... tümünü göster
Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o, sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra.
Çölde uçağı düşen pilotun başına dikilip "Bana bir kuzu resmi çiz." diye tutturan, gezegeninde tek başına bıraktığı gül için de acı çeken, büyük insanları anlamakta zorlanan Küçük Prens... Buğday saçlı, gizemli küçük çocuk... Yaratıcı pilot-yazar Antoine de Saint Exupery ile arasındaki benzerlikler çarpıcı. Küçük Prens'in gün batımlarında hüzünlenip düşündüğü dört dikenli gülü varsa, Saint-Exupery'nin de Arjantin Postaları için çalışırken tanıştığı, Salvadorlu Consuelo adında bir sevgilisi var. Ve onunla evlenmiş. 1944 yılı Temmuz ayında Korsika'dan havalanan uçağı, Akdeniz'de kayıplara karışmadan dört gün önce Consuelo'ya: Sizi seviyorum, sizi hep koruyacağım. diye yazmış. Ama Küçük Prens'in gülünü fanus ile kapatıp korurken, o deli dolu, başına buyruk Consuelo'ya esasında pek söz geçirememiş, onu kanatları altına alamamış. Uçağın kalıntıları, 60 yıl sonra Nisan 2004'ün başlarında Marsilya açıklarında bulundu. Kaza mı, intihar mı bilinmiyor. "Gerçeği sadece yüreğinle görebilirsin." diyen yazar, bu dünyaya veda edip giden Küçük Prens gibi yok olup gitmiş. Sırlarını bilen yok. Cevdet Yalçın
Küçük Prens'i tanıyan-tanımayan, yeniden keşfetmek isteyen, ya da çizgi roman meraklısı olan her yaştaki çocuklar için, Joann Sfar'ın muhteşem çizgileriyle.
Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkad... tümünü göster
Küçükken okuduğumda pek bir şey anlamadığım (daha okumayı yeni öğrenmiş olduğumdan olsa gerek) ancak yaşım büyüyüp tekrar okuduğumda beni derinden etkileyen ve daimi başucu kitabım olmayı başarmış kitap. Büyüdükçe unuttuğumuz ve aslında dünyayı daha güzel ve yaşanılabilir yapan şeyleri çocuksu bir şekilde hatırlatan Küçük Prens, benim süper kahramanım. İnsan düşünmeden edemiyor belki de diktatör liderler bu kitabı bazı şeyleri anlamlandırdıkları dönemde okumuş olsalardı, yani diktatör olmadan önce demek istiyorum belki de çok farklı bir dünyada yaşıyor olurduk kim bilir. Gel gelelim ben onun sayesinde herkesten ayrı görüyorum yıldızları çünkü benim kahramanım oturuyor onlardan birinde ve o gülüyor diye geceleri gökyüzüne baktığımda bütün yıldızlar gülüyor. Zor anlarımda, yalnızlığımda bile benimle olduğun için, gülmeyi bilen yıldızlar için teşekkürler.
Küçükken okuduğumda pek bir şey anlamadığım (daha okumayı yeni öğrenmiş olduğumdan olsa gerek) ancak yaşım büyüyüp tekrar okuduğumda beni derinden etkileyen ve daimi başucu kitabım olmayı başarmış kitap. Büyüdükçe unuttuğumuz ve aslında dünyayı daha... tümünü göster