Türkiye'de yayımlanan bilim kurgu kitapları ve yazarlarla ilgili birtakım sorular, sorular. (Asimov'a torpil yapmış olabilirim.) Kolay gelsin =)
Türkiye'de yayımlanan bilim kurgu kitapları ve yazarlarla ilgili birtakım sorular, sorular. (Asimov'a torpil yapmış olabilirim.) Kolay gelsin =)
İmparatorluk Takvimine göre yıl 10.191. Halkının Dune dediği Arrakis gezegeni yıllardır gaddarlığı ve acımasızlığıyla tanınan Harkonnenlerin elinden kurtulup Atreides Hanedanının yönetimi altına girdi. Baron Vladimir Harkonnen bu yenilgiyi kabul edecek mi? Konseye bağlı Büyük Hanedanların çok sevdiği ve doğal olarak diğer güçlülerin kıskançlığını kazanan, adil namıyla tanınan Kızıl Dük Leto Atreides, yönetimini üstlendiği bu yeni gezegende de başarılı olabilecek mi? O gezegen ki evrendeki en değerli maddenin, melanj denilen baharatın elde edilebildiği yegane kaynak. Kızgın güneşinin kavurduğu çöllerinde yaşayan, gezegenlerini sulak bir yer yapabilme hayaliyle yaşayan bir halk; insanlık tarihinin görebileceği en iyi savaşcılar, çölün özgür halkı Fremenler ... kendilerini Cennete götürecek olan liderlerini, mesihlerini bekliyorlar. Binlerce yıldır süren Atreides laneti bir kez daha yaşanacak... Güce sahip olma duygusunun etrafında girdaplanarak gelişen entrikalar, savaşlar ve ihanetlerin arasında Dune tarihinin sayfaları açılıyor ...
İmparatorluk Takvimine göre yıl 10.191. Halkının Dune dediği Arrakis gezegeni yıllardır gaddarlığı ve acımasızlığıyla tanınan Harkonnenlerin elinden kurtulup Atreides Hanedanının yönetimi altına girdi. Baron Vladimir Harkonnen bu yenilgiyi kabul ede... tümünü göster
Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha az bir sürede yazdım. Ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı... Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlıkı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım... Bu romanı büyük bir dikkatle ve keyifle okuyan ve hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan hiçbir şey anlatmamıştım. Kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek satır bulamazsınız. Gabriel García Márquez
Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mu... tümünü göster